Türkiye Büyük Millet Meclisinin Avrupada kararlılık belgesi alan tek parlamento olmasını sağlayan Türkiye Kalite Derneği (KALDER)nin Kayseri Temsilcisi Salih Yalçın, amaçlarının Türkiyenin her yerinde olduğu gibi Kayseride de Toplam Kalite Yönetimi (TKY) felsefesini yaygınlaştırmak olduğunu söyledi
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Avrupada kararlılık belgesi alan tek parlamento olmasını sağlayan Türkiye Kalite Derneği (KALDER)nin Kayseri Temsilcisi Salih Yalçın, amaçlarının Türkiyenin her yerinde olduğu gibi Kayseride de Toplam Kalite Yönetimi (TKY) felsefesini yaygınlaştırmak olduğunu söyledi.
1990 yılında dönemin Başbakanı Turgut Özalın yönlendirmesiyle, Koç, Sabancı, Eczacıbaşı gibi kurumların bir araya gelerek TSE desteğiyle kurduğu KALDER, amacı Toplam Kalite Yönetimi felsefesini Türkiyede yaymak olan bir sivil toplum kuruluşu. Merkezi İstanbulda olan KALDER, Kayseride yaklaşık 4 yıldır faaliyet gösteriyor ve amacına uygun hareket ederek, işletmelerde TKY felsefesinin yaygınlaşmasını, dolayısıyla toplu bir kurumsallaşmayı hedefliyor. KALDER Temsilcisi Salih Yalçının, Kayseride yapılan faaliyetlerle ilgili söyleşisinin ayrıntıları şöyle:
Neden böyle bir derneğin kurulmasına ihtiyaç duyulmuş?
KALDERden kısa bir süre önce de 1988 yılında Avrupa ülkelerinde standartları artırmak amacıyla Avrupa Kalite Yönetim Vakfı (EFQM) kurulmuş. KALDER kurulduktan sonra Batıya bakıyor ve EFQMi ve onun kendi geliştirdiği Mükemmellik Modelini fark ediyor. KALDER de bu modeli alıp Türkiyede uygulama kararı alıyor ve EFQMin uluslararası iş ortağı oluyor. 93 yılından itibaren de KALDER ulusal düzeyde Türkiye Mükemmellik Ödülerini vermeye başladı. Bu ödüller kamu ve özel sektör kategorilerindedir. Kamu ödülleri Cumhurbaşkanlığı himayesinde verilir, özel sektör ödülleri de her yıl Kasım ayında düzenlenen Kalite Kongresinde takdim edilir. Ki bu kongre Avrupanın en büyük yönetim-organizasyonu addedilir.
Türkiyede ne şekilde faaliyet gösteriyorsunuz?
Merkezimiz İstanbuldadır. 2000 yılına kadar da KALDER yayılımı amacıyla Ankara, Eskişehir, İzmir, Bursada şubeler kurdu. 2000 yılından sonra da Anadoluya yayılım çerçevesinde temsilcilikler oluşturmaya başladı. Şu anda Trakyada, Kayseri, Antalya ve Kocaelinde temsilciliklerimiz var. 2 bin 500 civarında üyemiz var, bunların bin kadarı kurumsal üye. Bunların yüzde 35i kamu kuruluşu. Kayseride 2014 yılı itibariyle faaliyete geçtik. Sanayi Odasında hizmet veriyoruz.
Misyonumuz TKYyi yaymak
Temelde eğitim veriyoruz. Eğitim portföyümüz de 120ye yakın eğitim konumuz var. Stratejik yönetim, süreç yönetimi, mükemmel liderlik, ISO serisi eğitimleri sahada verimliliği artırıcı 5S. Kayzen, TPM, yalın gibi konular, insan kaynakları, performansa dayalı yönetim sistemleri, mülakat teknikleri gibi Bu eğitimler sahadan yöneticiler tarafından veriliyor. Faaliyetlerimizi bize destek, yön versin diye istişare kurulu adı altında bir gönüllü birim ile yürütüyoruz. Yaklaşık 10 kurum yöneticisinden oluşan bir kurul bu. Şu anki İstişare Kurulu Başkanımız Başyazıcıoğlu Yönetim Kurulu Üyesi Murat Başyazıcıoğlu. Bu kurul içerisinde Sanayi Odası, Ticaret Odası, Kayserigaz, Kilim Mobilya, 2. Anabakım Müdürlüğü, BOYTAŞ, Orta Anadolu kurumları var.
Kayserideki üye sayınız nedir?
Şu anda 30 kurumsal üyemiz var. O kurumlardan büyüklüklerine göre 2 ya da 3 temsilci oluyor, dolayısıyla 90a yakın bireysel üyemiz var.
Türkiye Büyük Millet Meclisi de KALDERden hizmet alıyor, bu süreci anlatır mısınız?
Toplam Kalite Yönetimini benimsemiş, Mükemmellik Modelini kendi öz değerlendirmesinde sorgulama aracı olarak kabul eden kurumları bir araya topladığımız ve 1998 yılında çalışmalarına başlayan Ulusal Kalite Hareketi adını verdiğimiz bir kurulumuz var. 2013 yılında da TBMM Ulusal Kalite Hareketine dahil oldu. Bu yoldaki çalışmaları ile EFQMden kararlılık belgesi aldı. Bu modelle yürütülen Avrupadaki tek parlamentodur. Elbette ki bu işin siyasi kanadı değil, TBMMde güvenlik, eğitim, yemek gibi hizmetlerde çalışan personelin idari hizmetleri ile ilgili. Gelir İdaresi hem kendi merkez teşkilatında bu modeli uygulamayı seçti hem de taşra teşkilatına yayma çabası oldu. Yayınladığı bir genelge ile EFQM Mükemmellik Modelini eski adıyla KİTlere tavsiye etti. Yine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı KALDER üyesidir. Yaptığı çalışmalarla kararlılık belgesi almış bir bakanlıktır. Pek çok belediye de KALDER eğitimlerinden yararlanmış, hem Türkiyede hem Avrupada ödüller almıştır. Tarsus, Bursa Nilüfer Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İETT gibi.
Kayseride çalıştığınız kurumlardan örnekler verecek olursanız
Kayseride de 2 yıl önce Belediye Başkanımız Mustafa Çelikin imzaladığı Kalite Hareketi ile Kayseri Ulaşım AŞ bu yolda yürümeye başladı. EFQM Mükemmellik Modeli konularında bizden hizmet alıyor. Çok da başarılı gidiyorlar. Özel sektörde ise Başyazıcıoğlu Tekstil, Kilim Mobilya, Turkuaz Seramik önde gelen kurumlarımız.
Kayseride TKYyi yaygınlaştırmak konusunda etkiniz ne oranda?
Bu biraz maddi imkanlarla da alakalı. Sonuçta biz bir derneğiz. Ancak dokunduğumuz kuruluşlarda bir fark oluşuyor. Ama dokunabilme kabiliyetimiz maddi imkanlarımızla ve personel sayımızla sınırlı. Burada ben ve Genç KALDERden bir arkadaşımız var. Ama dokunduğumuz kurumlarda stratejik planlama yapılması konusunda başarılı olduğumuz aşikar. Bir kere küçük, orta ya da büyük ölçekli işletme ya da kamu veya özel sektör, hangi işletme olursa olsun bir süre sonra nerede olacağını tasarlamak zorunda. Buna da vizyon diyoruz. Vizyonunu tasarlamayan kurumlar başarı elde ediyorsa bunun tesadüf sonucu olduğunu düşünüyoruz ya da geçici başarılar olarak görüyoruz. Gerçekten hedeflediği noktaya bir stratejik plan dahilinde koşan kuruluşlar ancak planlı başarı elde etmişlerdir. KALDER önce bunun önemini vurguluyor. Her girdiği kurumda mutlaka vizyon belirleme ve stratejik plan çalışmalarını güçlü bir şekilde hayata geçirmeye çalışıyor ve EFQM Mükemmellik Modeli bu stratejik planın hayata geçmesinde çok önemli bir sorgulama aracı. Önceden müşteri odaklı olmak çok popülerdi. Oysa Mükemmellik Modeli mükemmelliği; paydaş (hissedarlar, müşteri, çalışanlar, toplum ve bunun içinde devlet ya da kamu) beklentilerini en iyi şekilde tanımlayan, anlayan, hatta aşabilen ve bunu sürdürebilen kurumlar mükemmellikte olgunlaşmış kurumlardır şeklinde tanımlıyor. Batı da, The God yani Tanrı mükemmeldir, mükemmel olmak mümkün değildir, ancak ona yolculuk vardır, ona ulaşmaya çalışanlar da olgunlaşmış kurumlardır denilir. Mükemmellik Modelini uygulayan kurumları radar adını verdiğimiz ölçekleme sistemimizle bin puan üzerinden değerlendiriyoruz. Dolayısıyla teoride bin puan almış bir kurum yoktur, her zaman sürekli iyileşme vardır. Sistemin felsefesi bu şekilde işler. Sonuç olarak dokunduğumuz kurumlarda öncelikle vizyon belirleme mantığını geliştirmeye çalışıyoruz, ikincisi de vizyonun belirlenmesi için stratejik planın olması gerektiğini söylüyoruz. Üçüncüsü de Mükemmellik Modelinin, kendilerini stratejik plana taşıyacak önemli bir felsefe olduğunu aktarıyoruz. Dolayısıyla kurumlar başarıya daha farklı bakmaya ve rakamlarla konuşmaya başlıyor."
Kayseri aile şirketlerinin yoğun olduğu bir kent, bu durum sizi sınırlayan bir etken midir?
Kesinlikle bizi sınırlıyor ama biz bunun bir yolculuk olduğunu düşünüyoruz. Bu sorunla sadece Kayseride karşılaşmıyoruz, Türkiyenin geneli için de bu böyle. KALDERin kurucularından Koç, Sabancı, Eczacıbaşı da öyleydi bir zamanlar. Onların kurumlarında bu çalışmalar ilk başladığında çalışanlarla, üst yöneticilerle ilgili dirençle karşılaşılmış. Kayseride de TKYi anlatmaya çalıştığımızda pek çok şirket bunun önemini anlayamayabiliyordu ilk başta. Bu bir değişim yönetimi; önce fikirlerin değişmesi gerekiyor. TKYnin babası addedilen Edward Deming, bu konuya dair, Toplam kalite yönetim kurulu odasında başlar der. Biz de randevu alırken hep üst yöneticilerden alıyoruz, onlara yaşanmış hikayelerden yola çıkarak modelin, TKYnin, stratejik plan çalışmalarının öneminden söz ediyoruz. Bu elbette tek seferde anlattığımızda karşılık bulamayabiliyor. Etkinliklerimiz, teknik gezilerimiz, yaptığımız her faaliyet aslında kendimizi anlatma çabamız için bir taş daha koyduğumuz anlamına geliyor ve bir süre sonra ancak yerini buluyor.
Kayseride bu gelişimi engelleyen en problemli durum nedir?
Adı üzerinde TKYyi bir tarafından tutmanız yeterli olmayabiliyor. Biz KALDER olarak sahada TKYyi anlatabiliyoruz. Ama bu, Sanayi Odasının, Ticaret Odasının, Belediyelerimizin, kamunun desteğinin olduğu toplu bir hareket gerektiriyor. Böyle bir ortamda bu çabalarımız daha hızlı ilerleyecektir.
Ama Kayseride kurumlararası işbirliğinin iyi olduğu ifade edilir her fırsatta.
Üniversite sanayi işbirliği hemen hemen her şehirde konuşulur. Kayserimizde görece bu ilişkinin daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Ama kamu otoritesinin desteği TKYyi daha farklı noktalara taşır. Örneğin sigaranın sağlığa zararlı olduğu pek çok ortamda doktorlar, sağlık kuruluşları tarafından anlatılır, bununla ilgili eğitim ve benzeri çalışmalar yapılırdı. Ama ne zaman ki devletimiz konuya el koydu ve kapalı ortamlarda sigarayı yasakladı, bu sorun o zaman ancak çözülebildi. Önemini herkes biliyor ve faydasından herkes mutlu. TKYnin yararlı ve ölçülebilir başarıları da var. İngiltere ve Belçikada yapılmış çalışmalarda EFQM Mükemmellik Modelini uygulayan ve uygulamayan 500 kurum karşılaştırılmış ve modeli uygulayan kurumların ölçülebilir başarıları gözlemlenmiş. Bir başka araştırmada da küçük ölçekli olup da modeli uygulayan kurumlarla büyük ölçekli kurumlar karşılaştırılmış, bununla ilgili çalışmada da KOBİler ve küçük ölçekli işletmelerin EFQM Mükemmellik Modeline uyum sağladıkları takdirde kısa zamanda başarı gösterdikleri ortaya çıkmış. Dolayısıyla bu, başarısı ortada bir model. Dünyada 48 bin kurum bugün EFQM Mükemmellik Modelini uyguluyor. Madem bu kıymetli; keşke kamu otoritesi ile de bunun eğitimleri verilebilse ve buna dair yasal düzenlemeler yapılabilse
Özetle size gelmeleri için başlıklar halinde ilk 3 neden nedir?
Bir kere planlı başarı için KALDERin çok ciddi argümanları var. Sistematik olmak için gelebilirler ve kamu ya da toplumsal bilinç edinmek açısından faydalı olmak için de gelebilirler. KALDERin sistematiğindeki kriterlerinden biri topluma katkıdır. KALDER bir kriteri buna ayırmıştır ki, bununla ilgili neler yaptığımızı sorgular ve kurumları sosyal sorumluluk açısından buna teşvik eder. Dolayısıyla ilki kurumsal başarı için, ikincisi vizyoner bakan daha başarılı bireyler olabilmek amacıyla bireysel başarı için, üçüncüsü de topluma katkı sağlamak KALDERe başvurabilirler.
Bu yılki Mükemmellik Zirvesinde neler göreceğiz?
Bu yılki Mükemmellik Zirvesi Geleceği Tasarlamak ana temasıyla Kayseri Ticaret Odasında Ekim ayında gerçekleştirilecek. Bu etkinliğe Kayseride 2014te başladık, 2015te de ilk Erciyes Mükemmellik Zirvesini organize ettik. İlk ikisini çok keyfili ve başarılı düzenledik. Üçüncüsünün de iskeleti tamam. Bu yıl da çok başarılı bir organizasyona imza atacağız.