Gençlerbirliği Teknik Direktörü Mesut Bakkal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu
Gençlerbirliği Teknik Direktörü Mesut Bakkal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özellikle Milli Takıma değinen Bakkal, "Oynanan oyun, ortaya konulan mücadelede, 350-400 bin nüfuslu İzlandaya baktığınız zaman hepimizin utanması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Spor Toto Süper Ligin 8. haftasında evinde Beşiktaşı ağırlayacak olan Gençlerbirliğinin teknik patronu Bakkal, basın mensuplarıyla gündem değerlendirmesi yaptı. Bakkal, İzlanda karşısındaki kötü performansı sadece TFFye, Lucescuya veya birkaç teknik direktöre yüklemeye gerek olmadığını vurgulayarak, "Bu bence Türk futbolunun ayıbı. Burada bir yanlış var ve öncelikle bunu düşünmemiz gerekiyor. İzlanda, ismi duyulmayan oyuncularla, sahada sistemin yendiği bir takım ortaya çıkarıyorsa, biz, 80-90 milyondan çıkaramıyorsak burada hepimizde bir arıza var. Sadece Milli Takım için değil öncelikle isimlerin sahada oynamadığı, yeteneklerin güçsüz olduğunda İzlanda maçında ne hale düştüğünü gördük. Eğer antrenman düzeyiniz ve temponuz düşükse, bence aldığınız bu sonuçlar normal. Süper Ligin yabancılarının sayısı fazla. Fazlaysa düşürün o zaman. Federasyon Şu kadar yabancı alın diyor mu kulüplere. Almayın, veya yasak getirin 6 tane alınsın. Oyuncu sayısından öte biraz sistemle ilgili bence. Sistemin kazandığını, temponun, uzun süreli çalışmanın ülke futboluna neler verdiğini İzlanda maçında gördüm ve Dünya Kupasına gittiler. Bu en basit örnek. Bunu tartışmamız gerekiyor. Lucescu da gelse, ben de gelsem belki aynısını yapacaktık" diye konuştu.
Türk futbolu kötüye gidiyor
"Biz teknik direktör arkadaşlarla hep şunu tartışıyoruz" diyen Bakkal, sözlerine şu şekilde devam etti: Tribünde seyirciler azalıyor, tempolar düştü, Türk futbolunun gidişatı iyi değil. Eğer bunda antrenman formatlarımız yanlışsa, bunu değişelim. Veya kulübün sistemleri yanlışsa, Federasyon kulüplerin sistemlerini değiştirsin. Çok kısa sürelerde teknik direktörler kulüplerden ayrılmaya başlıyor. Siz bir sistem koymaya çalışıyorsunuz, üç ay, bir veya iki senede yapabileceğiniz bir ortam yaratılması gerekiyor. Üç ay içinde hoca değişiyor. Kimisi önde baskı istiyor, kimisi geride baskı istiyor, kimisi ikinci bölgede oyna diyor, kimisi yan toplarda adam savunması diyor. Şimdi bu ortamlarda hem sonuç alacaksınız takımlarda, birde milli takımlara oyuncu vereceksiniz. Bakıldığında atletik oyuncular yabancılar. Bizim oyunculara baktığınız zaman tempolarımız yavaş. Finlandiya bile az daha bizi yeniyordu. Aslında burada kişiler üzerine duracağımıza bence, Türk futbolunun sistemi üzerinde durmamız gerekiyor. Futbol geriye gidiyor. Seyirci azalıyor. Ben yabancı sayısının bu kadar olmasına karşıyım ama yabancı oyuncular olmasaydı acaba ligimiz bu kadar kaliteli olur muydu? Ben Gençlerbirliğinde çalışıyorum, federasyon yabancı sayısını mecbur mu tutuyor, almayın bana deki alt yapıdan üç tane oyuncu oynatın. Desenize kulüp olarak oynatayım bende Ömer, Ali ve Mertleri. Beni mecbur tut ama benimle 5 yıllık anlaşma yap. Bir sistem yerleştirelim. Belçika daha düne kadar dip yapmıştı. Ne yaptı, bütünüyle genç oyunculara döndü. Biz ne yapıyoruz, bir hoca getiriyoruz, Lucescu ne yapacak bana söyler misiniz, ne yapacak. Fatih ağabey kalsaydı belki ondan daha iyi bir şeyler olurdu. Biz baştan yanlışız ki, oyuncu gurubun hazır değil ki. Oyuncu gurubun hazır değil maç kazanacağız diyorsun ben anlamıyorum nasıl olacak bu iş. Sahada tempon yok, üretkenlik yok, hasper kader yetenekli oyuncular sahada bir maç koşuyorlar bir maç yeniyoruz bütün Türkiye umutlanıyor. Ampute Milli Takımımızı tebrik ediyorum, inanılmaz gururlandırdılar bizi."
Sahada 11 yabancı oynuyor
Hem basın hem teknik direktörler için Milli Takımın en son konuşulacak yer olduğunu vurgulayan Bakkal şunları kaydetti:
"Bunu ortaya atıp malzeme haline getirmek bence hata. Bunlar bir etken ama sahada gücünüz kuvvetiniz yoksa, bir şey yapma şansınızda hiç yok. Öncelikle Avrupa gibi oyunsal sisteme ve tempo ya ermemiz gerekiyor, bunun araştırmasının yapılması gerekiyor. Şimdi, milli takımın başına kimi getirirseniz getirin, ne yapabilir. Yabancı sayımız, sahada 11 yabancı oynuyor. Kılı kırk yararak seçilen bir milli takım. Ne kadar faydalı olur, ne kadar faydalı olmaz, ortada. Bence yapılacak tek şey şu, U21, U20 oynasın 3-4 yıl yan yana. Sabredilsin biraz, olmazsa olmasın. İki yıl gitmeyelim şampiyonalara. Yok mu yeteneklerimiz var. O yaş gurubuna geldiğimiz zaman herkes iyimi, iyi. Onlarla oynayalım iki yıl içerisinde, onları hazırlayalım hem sistemle hem oyun anlayışıyla. Yapmıyoruz, ne yapıyoruz adam altı ayda bir iyi oynuyor milli takıma alıyoruz. Bu kadar ucuz değil bu işler. Ben İzlandaya hayran kaldım. Her şeyi biz mi iyi biliyoruz, gidelim inceleyelim. Bizimde eksiğimiz olabilir, antrenman metotlarıyla ilgili veya sistemle ilgili. Bu kaosta Lucescuyu getirdik herkesin ağzı kapandı. Şimdi, tartışılıyor devam etsin mi etmesin mi diye. Nereye kadar bu süreç devam edecek. Bu kulüplerde de böyle. Ben Başakşehiri yendim iyi hocayım, yarın Beşiktaşı yensem iyi hocayım, sonra Akhisara yenildim kötü hocayım. Mesela yabancıyı mecbur mu tutuyorlar almayalım. Takip ediyorum, Altınordu çıkacak ve bir daha düşmeyecek. Neden mi, çünkü sistemli geliyor.
"Ardanın kasti güldüğüne inanmıyorum"
Milli futbolcu Arda ile ilgili ise Ardanın çok akıllı bir oyuncu olduğunu ve kendisinin de milli takımdan da oyuncusu olduğuna dikkat çeken Bakkal, "Çok seviyorum, çokta pozitif ve bu değerler çok zor yetişiyor. Ardanın kasti güldüğüne inanmıyorum ve yüreği yananlardan biridir. Türkiyeye inanılmaz hizmetleri var. Beni sahadaki futbolu ilgilendiriyor. Bizi sahada ki futbolu ilgilendirmiyor, sahada güldü, orada öksürdü, burada tıksırdı, hapşurdu diye bunlara bakıyoruz. Bırakın sahadaki futboluna bakalım, kötüyse toparlanması lazım deyin. Arda bilerek milli takıma güler mi. Arda zaten pozitif bir adam. İyi o zaman, gülmediğimiz zaman futbol düzeliyor mu. Farklı yerlerde farklı şeylerde çareler arıyoruz, bence yanlış. İzlanda sahada bizi ezdi. Biz bunu tartışacağız, bırakın gülüyorsa gülsün, oynamıyor mu oynatma o zaman. Millet 120leri koşuyor, sahada top göremiyoruz. Bunu tartışacağımıza millet gülmüş hapşurmuş, ne yapacağız" değerlendirmesini yaptı.
Hiç bir maç oynanmadan kazanılmıyor
Son olarak Cuma günü oynayacakları Beşiktaş maçı ile ilgili ise Bakkal şu değerlendirmeyi yaptı:
"Beşiktaş maçı çok zor bir maç, oynadınız mı yıllarca evet oynadık. Ama hiç bir maç oynanmadan kazanılmıyor. Hafta boyunca iyi çalıştık. Koşu mesafeleri yükselen bir takımım var. Ben geldikten sonra üç deplasman maçında mağlup olduk Trabzon, Göztepe ve Alanya. En kötüsü ise Alanyaydı. İçeride Başakşehiri yendik. Özellikle yüzde 60 top oranları bizde ve 4 tane gol yedik bireysel hatalardan. Bunun oyun kalitesiyle, futbolcu kalitesiyle alakası yok. Doktorun sahaya girmediği maçta demek ki mücadelede eksiğiz. Geldiğimiz noktada 7 maçta 5 mağlubiyetimiz var. Beşiktaşın şuanda Türkiyede oynadığı futbol ortada. Ama bizimde yapacaklarımız var. Özellikle oyuncularımın Trabzon ve Göztepe maçlarında oynadığı oyun var. Oyunsal formda kendilerini biraz daha öne çektikleri zaman, iyi şeyler olacağını düşünüyorum. Ben 5. maça çıkacağım ama öyle bir değerlendirme var ki ben çok uzun süredir takımın başındayım. Oyunsal olarak çok güzel bir ilerleme var. Tabii ki bu kaostan çıkmak kolay değil. Çünkü hep kötü kötü diyorlar. Bende diyorum ki, iyi kötü ama mücadele etmemizi kimse engelleyemez. Beşiktaş maçıyla beraber mücadele edeceğiz. Stoper mevkisinde Lucasın sakatlığı var. Benim gurubumda her oyuncu değerli. Her maç ortada. İşimizin zor olduğunu biliyoruz. İyi hazırlandık ve inşallah bunu sahaya yansıtırız. Galibiyetin bizi nerelere getireceğinin farkındayız. Bizim buradan bir anda çıkmamız mümkün değil. Beni mutlu eden şey geldiğim günden beri performansın yükselmesi. İnşallah bunun karşılığını Beşiktaş maçında alırız."