Diyarbakırlı yüzücü Hüseyin Nazlının 10 yaşında başladığı yüzme merakı bir süre sonra tutkuya dönüştü
Diyarbakırlı yüzücü Hüseyin Nazlının 10 yaşında başladığı yüzme merakı bir süre sonra tutkuya dönüştü. Bir okulun seçmelerini kazanarak hobisini aşka dönüştüren Nazlı, 2013 yılında İstanbul Boğazını yüzerek geçmeyi başardı. Nazlının bundan sonraki hedefi, 1 gün 1 gece sürecek olan Mersin-Kıbrıs arasını yüzerek geçmek.
Diyarbakırın bir köyünde dünyaya gözlerini açan 25 yaşındaki Hüseyin Nazlı, henüz 10 yaşındayken köylerinde bulunan su birikintileri ve göletlerde yüzmeye başladı. İlk başlarda sadece bir merak olan yüzme, bir süre sonra Nazlı için büyük bir tutkuya dönüştü. Köydeki göletlerin küçük geldiği Nazlı, tehlikeli olmasına rağmen etrafta bulunan barajlara giderek uzun yüzüşler gerçekleştirdi. Ailesinin maddi durumu nedeni ile köyden kente göç eden Nazlı, buradaki beden eğitimi öğretmenlerine yüzmeyi çok sevdiğini ve kentte yüzebilecek yerlerin olup olmadığı sordu. Aldığı cevap karşısında hayal kırıklığı yaşayan Nazlı, pes etmeyerek bir kolejin düzenlediği seçmelere katıldı. 14 yaşındayken katıldığı seçmelerde başarılı olan sporcu için yeni bir hayat başlamış oldu.
Kendinin hem hocası hem de sporcusu oldu
Kolejin seçmelerinden sonra her gün en az 6-7 kilometre yüzmeye başlayan Nazlı, bu süre zarfında Türkiye genelinde yapılan çeşitli yüzme yarışlarına da katıldı. Katıldığı her yarışta derece almayı başaran genç yüzücü, Diyarbakırın adını Türkiyeye duyurmanın sevincini yaşadı. Küçük yarışların kendisini tatmin etmediğini gören Hüseyin Nazlı, artık büyük yarışlara göz dikmeye başladı. 2013 yılında düzenlenen İstanbul Boğazını yüzerek geçme yarışına katılan Nazlı, burada 6 buçuk kilometreyi 1 saat 14 dakikada yüzmeyi başararak tüm dikkatleri üzerine çekti. Bu yarıştan da alnının akıyla çıkan başarılı sporcu için artık daha büyük yarışlara katılma zamanı geldi. Sponsor bulunması halinde Nazlı, kariyerinde daha iyi bir derece elde etmek için Eylül ayını beklemeye başladı.
10 yaşındayken suyla tanıştı
Hüseyin Nazlı, İhlas Haber Ajansına (İHA) yaptığı açıklamada, yüzme merakının 10 yaşındayken köyde su birikintilerine girerek başladığını söyledi. Küçük sulara girerek hevesini almaya çalıştığını belirten sporcu, daha sonra şehir merkezine taşındıklarını kaydetti. Şehirde yazıldığı okuldaki beden eğitimi öğretmenlerine yüzme merakının olduğunu anlatan Nazlı, Diyarbakırda kulüp ve yüzme okulunun bulunmadığını öğrendiğinde çok üzüldüğünü dile getirdi. Hüseyin Nazlı, Daha sonra bir kolejde seçmeler yapılacağı söylendi. Hemen başvurumu yaptım ve seçildim. Daha sonra il düzeyinde, bölge düzeyinde yarışmalar düzenlendi ve bu yarışmalarda çeşitli dereceler elde ettim. Hem hocaydım hem de sporcuydum, kendi kendimi geliştirmeye çalışıyordum. Çoğu defa barajlarda antrenman yapıyordum. Burada her gün 7-8 kilometre yüzüyordum. Tatlı suda yüzebiliyorsam tuzlu suda da yüzebilirim diye düşündüm. Daha sonra yarışa başvurdum, Milli Olimpiyat Komitesindeki hocalar bana Diyarbakırdan geldiğim için destek oldular. Daha sonra seçmelere katıldım, seçmeleri geçtim sonra İstanbul Boğazında yüzdüm ve ilk kez büyük bir yarışla tanışmış oldum. Buradaki derece 1 saat 14 dakikaydı, bu sürede 6 buçuk kilometreyi bitirdim. Buna kendim bile inanamadım. Bir etkinlikti bu yarışma, bu benim için bir başlangıç oldu. Bu yarıştan sonra Türkiyedeki diğer yarışları takip ettim. Değirmendere, Gölcük Belediyesi, Kocaeli Belediyesi gibi düzenlenen birçok yarışa katıldım ve sesimi duyurdum. Diyarbakırdan gitmem dolayısıyla bana karşı biraz daha ilgi duyuluyordu, destek de veriyorlardı. Batıdaki hocalar, sporcuların desteği oldu ve bu beni hep motive etti. Çalışmalarımın ardından Bağlar Belediyesi bana ulaştı şu an burada yüzme antrenörü olarak çocukları yetiştiriyorum, yüzme dersleri veriyorum dedi.
İlk hedef Çanakkale Boğazını yüzerek geçmek
İstanbul Boğazını geçtikten sonraki ilk hedefinin Çanakkale Boğazını da geçmek olduğunu kaydeden Nazlı, şöyle devam etti:
Bundan sonraki hedefimde önümüzde Çanakkale yarışı var, kendi kendime dedim ki İstanbul Boğazını geçtim, Çanakkale Boğazını da geçmeliyim. Bunun için 30 Ağustostaki Çanakkale yarışına katılmak için çalışmalarıma devam ediyorum. Çanakkale Boğazındaki yarış biraz daha zor. Akıntısı daha fazla güçlü, buna göre çalışıyorum bende.
Mersinden Kıbrısa yüzecek
İstanbul Yıldızlar Kulübünün, Mersinden Kıbrısa 90 kilometrelik bir yarış olacağını duyurduğunu ve kendisiyle de iletişime geçtiklerini aktaran Nazlı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Yarışı düzenleyecek olan organizasyon ekibi yarışa benim de katılmamı istedi. Bunun için bize ciddi bir sponsor lazım. Bu yarış dünya tarihinde ilk kez yapılması planlanan bir yarış. Daha önce birkaç kez denemeler olmuş fakat, gerekli izinler alınamadığı için yapılmadı. Bu yarış çok tehlikeli bir yarış gitmek var dönmek yok misali. Yarışmaya katılacak olan sporcular olarak önlemlerimizi aldık. İstanbul Yıldızlar Kulübü bu yarışı düzenliyor, bunun için gerekli önlemleri almış. Biz gerekli sponsoru bulduğumuz zaman bu yarışı Eylül ayında yapmayı planlıyoruz. Bu yarışı daha önce kimse yapmadı, biz bunu başaran ilk ekip olmak istiyoruz. Ben Diyarbakırda yüzme ile ilgili ilki başardım, burada da ilki başarmak için var gücümle çalışacağım. Mersinden Kıbrısa 90 kilometre yüzeceğiz, bu bizim için çok büyük bir başarı olacaktır. Beklediğimiz sponsor çok yüklü bir katkıda bulunmayacak, hatta kendisi için çok konuşulacak bir rakam bile olmayacak. Çok ciddi anlamda bir maliyeti yok yarışın. Sponsor çıksa, bize destek olsa bizim daha çok motivemiz artar. Sadece Kıbrıstaki yarış yok, ondan sonra da yarışlar olacak. Bir sonraki sene Karadenizden Kırıma 270 kilometre olan 4 gün 4 gece sürecek olan bir yarış var. Dünya tarihinde ilk olarak Türkiye takımının böyle bir yarışa gitmesi çok önemli.
2018e Manş denizini geçmeyi hedefliyor
Sponsor bulunması halinde 2018 yılında Manş denizini yüzmeye çalışacaklarını sözlerine ekleyen Nazlı, Fransadan İngiltereye yüzeceğiz. Bu da 30 kilometrelik bir yol. Ben Diyarbakırın artık bir yüzme kenti haline gelmesi için kendimce elimden gelen çabayı gösteriyorum, benimle beraber diğer arkadaşlarımız da var. Biz birlikte Diyarbakırı nasıl bir su kenti haline getirebiliriz onu düşünüyoruz, bunun için de elimizden gelen çabayı göstereceğiz diye konuştu.