MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "CHPnin siyaset macerası; Atatürkün millete mal ettiği hürriyet ve istiklal davasıyla başlayıp emperyalizmin taşeronluğuna kadar uzanan, ders olarak okutulmaya değer hazin bir revizyonizm ve oportünizm serüvenidir
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "CHPnin siyaset macerası; Atatürkün millete mal ettiği hürriyet ve istiklal davasıyla başlayıp emperyalizmin taşeronluğuna kadar uzanan, ders olarak okutulmaya değer hazin bir revizyonizm ve oportünizm serüvenidir. Kemal Derviş ise Türkiye ile ABD arasında 2000li yılların başından beri süregelen adı konmamış savaşın yerli işbirlikçilerinin soldan çekilmiş portresidir" dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, Türk solu ve bilhassa Cumhuriyetin son 40 yılında boy gösteren CHPli siyasetçiler; balık hafızalı olmalarıyla, unutkanlıklarıyla ve tutarsızlıklarıyla maruftur. Bunlara siyasi alzheimerlar cephesi denilse yeridir. Oysa güçlü bir belleğe sahip olmak, geçmişi asla unutmamak, mazide yaşananlardan dersler çıkarmak; sadece insanın değil, politikanın da sağlığı açısından büyük önem taşımaktadırifadelerini kullandı.
CHP Sözcüsü Faik Öztrakın yaptığı açıklamada MHPyi yanlış bir üslup ve hatalı ifadelerle eleştirmesi üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından kendisine geçmişe dair küçük bir hatırlatmada bulunulduğunu belirten Yalçın, Bu hatırlatmalar zülfüyâre dokununca kuyruğuna basılan ana muhalefet partisinin ölçüsüz, taşkın ve alıngan saldırıları başlamıştır. Önce CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu yerinden zıplayıvermiş, işi çığırından çıkararak lafını sözünü bilmeden Genel Başkanımıza sataşmıştır. Kılıçdaroğlu, 57. Hükümetin icraatı ve Sayın Genel Başkanımız hakkında utanıp sıkılmadan beceriksizlik kelimesini sarf etmiştir. Madem Pandoranın kutusu açılmıştır, geçmişi unutanlara 57. Hükümet döneminde yaşanan bazı olayları ve CHPnin bugünkü görünümünü anımsatmakta fayda mülahaza ediyoruz. 57. Hükümet döneminde yaşanan siyasi ve ekonomik krizi fırsat bilen üst aklın Türkiyeye büyük bir oyun oynadığını ilk gören MHP Lideri Devlet Bahçeli olmuş ve açıkça tavrını ortaya koymuştur. Sayın Devlet Bahçeli, Kemal Dervişin bir kurtarıcı gibi Türkiyeye getirilmesine hep karşı çıkmış, bu tercihten duyduğu rahatsızlığı her vesileyle belli etmiştir. Sayın Genel Başkanımız; buna rağmen Türkiyenin problemlerinin çözüm mercii olduğu için koalisyonu sürdürmekte -bir yıldan fazla- sabırla direnmiş, üzerine düşen görev ve sorumluluğu örnek bir devlet adamlığı sergileyerek yerine getirme çabasında olmuştur açıklamasında bulundu.
"DSPnin parçalanmasının ve 57. Hükümetin güçten düşmesinin en büyük mesul ve müsebbibi bizzat Kemal Derviştir"
Yalçın, şunları kaydetti:
Sayın Devlet Bahçeli, göreve geldikten sonra koalisyon dengelerini gözetmeyen ve hükümet toplantılarında bir başka mahfilin adamı gibi davranan Kemal Dervişe karşı açık tavır almıştır. Sayın Devlet Bahçeli, Bakanlar Kurulunda Kemal Derviş ile diğer hükümet üyeleri arasında yaşanan tartışmalara dönemin Başbakan Yardımcısı sıfatıyla zaman zaman doğrudan müdahale etmiştir. Sayın Devlet Bahçeli, haddini bilmeyen ve emperyalist güçler adına vesayetçi tutum sergileyen Kemal Dervişe sık sık uyarılarda bulunarak ayar vermiştir. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Telekom konusunda üzerinde anlaşılan yasa tasarısına IMFnin itirazları 10 Mayıs 2001de düzenlenen liderler zirvesindeki tartışmalar sırasında sık sık IMFye söz verdik, IMF böyle istiyor türünden cümleler sarf eden Kemal Dervişe çıkışmıştır. Sayın Devlet Bahçeli, Dervişe Size hükümette görev verirken, IMFyi ikna edeceğinizi düşündük. Oysa siz IMF görüşleri doğrultusunda bizi ikna etmeye çalışıyorsunuz. Siz kimi temsil ediyorsunuz? IMFyi mi, hükümeti mi? diye sormuştur. Sayın Devlet Bahçeli, ABDnin ekonomik operasyonlar için kullandığı IMFnin Kemal Derviş üzerinden resmen Türkiyenin iç işlerine müdahale etmeye çalışmasına göz yummamıştır. 2001in Haziran ayında iyice tırmanan Telekom krizi, 28 Haziranda 4+2+1 formülü ile çözülmüştür. Telekoma Ulaştırma Bakanlığı 4, Hazine 2, Başbakanlık ise 1 üye atamıştır. Türk Telekom krizinin çözüldüğü gün MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçelinin, Derviş Türkiyeye sorun olmaya başladı sözleri kamuoyuna yansımıştır. O dönemde Kemal Derviş; Türkiyeyi ekonomik açıdan düzlüğe çıkarmak yerine hükümeti içeriden çökertme görevini üstlenmiş, dönemin başbakanı merhum Bülent Ecevitin hastalığından ve DSPdeki karmaşadan da istifa ederek entrika çevirmiştir. DSPnin parçalanmasının ve 57. Hükümetin güçten düşmesinin en büyük mesul ve müsebbibi bizzat Kemal Derviştir. Sahte kurtarıcı Kemal Derviş, göreve başladıktan sonra da DPT kökenli olmasına rağmen Hazine Müsteşarlığına Faik Öztrak denen balık hafızalı adamı getirmiştir.
"Kemal Dervişin bütün faaliyetlerinde yancısı, şakşakçısı ve akıldanesi Faik Öztraktır
Uluslararası güçlerin Türkiye ekonomisini tasfiye için yürüttüğü operasyonların o dönemdeki uygulayıcısı olan Kemal Dervişin bütün faaliyetlerinde yancısı, şakşakçısı ve akıldanesi Faik Öztraktır diyen Yalçın, Bu Faik Öztrak, Fransız Le Figaro gazetesinin tabiriyle ABDnin Truva atı olan Dervişin dizginlerini tutan kişidir. Öztrak, Hazinede çok başarılı olsalar bile milliyetçi ve muhafazakar bürokratlara da kıyım uygulamıştır. 2015 Haziranından sonra kendisine hükümeti kurma görevi verileceğini vehmeden ve aklınca başbakanlığı sağa sola bahşeden Kemal Kılıçdaroğlu, Kemal Dervişe bakanlık teklifi bile götürmüş ve CHPnin karışmasına yol açmıştır. Kısacası CHPnin siyaset macerası; Atatürkün millete mal ettiği hürriyet ve istiklal davasıyla başlayıp emperyalizmin taşeronluğuna kadar uzanan, ders olarak okutulmaya değer hazin bir revizyonizm ve oportünizm serüvenidir. Kemal Derviş ise Türkiye ile ABD arasında 2000li yılların başından beri süregelen adı konmamış savaşın yerli işbirlikçilerinin soldan çekilmiş portresidir. Bu çirkin portrenin arkasında Can Ataklı ve benzerleri gibi figüran ve çorbacı olarak poz verenlerin ABD emperyalizminin 12 Eylül 1980 askeri darbesinden beri asıl hedefi olan MHPye dil uzatmaları doğrusu büyük densizliktir dedi.