Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepede yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı 4 saatin ardından sona erdi.
Toplantı sonrasında yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Toplantıda; Ülkemizin Güvenliğini yakından ilgilendiren önemli iç ve dış gelişmeler ele alınarak, milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamızı tehdit eden PKK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ başta olmak üzere bütün terör örgütlerine karşı yurt içinde ve yurt dışında azim ve kararlılıkla sürdürülen mücadele hakkında Kurula bilgi sunulmuş, barıyla icra edilmekte olan harekat ve operasyonlar detaylı şekilde görüşülmüştür.
Güney sınırlarımız boyunca ortaya çıkan ve milli güvenliğimizi doğrudan tehdit eden terörü kaynağında yok etmek ve yerlerinden edilmiş Suriyelilerin evlerine ve topraklarına dönüşleri için uygun şartları sağlamak maksadıyla BM Güvenlik Konseyi kararları ile Adana Mutabakatı ve meşru müdafaa hakkı çerçevesinde icra edilen Barış Pınarı Harekatı her veçhesiyle değerlendirilmiştir.
Bölgede barış ve istikrar ortamının tesis edilmesi sürecine katkıda bulunan harekatın amacına ulaşana kadar sürdürüleceği ve sivillerin zarar görmemesi için her türlü tedbirin alınmakta olduğu vurgulanmıştır.
Suriyede güvenli bölgenin tesisi amacıyla imzalanan mutabakatların tarafı ülkelerden, Tel Rıfat ve Münbiç bölgeleri dâhil başlattıkları teröristten arındırma çalışmalarının bir an önce tamamlamasının beklendiği ifade edilmiştir.
Uluslararası toplum; Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve güvenli bir şekilde dinî ve etnik hiçbir ayırıma uğramaksızın evlerine ve topraklarına dönerek en kısa sürede huzur ve refaha kavuşmalarını amaçlayan Türkiyeyi desteklemeye davet edilmiştir.
Terörle mücadelede hiçbir yük ve sorumluluktan kaçmayan Türkiyenin, DEAŞ terör örgütü ile mücadeleyi ilkeli ve kararlı şekilde yürüttüğü, her türlü iş birliğine hazır olduğu bir kez daha beyan edilmiştir.
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere dönem içerisinde ortaya çıkan bölgesel ve küresel meseleler ele alınmış; gerçekleştirilen dış temaslar hakkında Kurula bilgi sunulmuştur.
1915 olayları hakkında tarihî ve hukuki dayanaktan mahrum ve asılsız iddiaları esas alan kararlar şiddetle kınanmış; hakikatleri gün yüzüne çıkarmanın vaktinin geldiği uluslararası toplumun dikkatine getirilmiştir.