İstanbulda yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansında Doğu Kudüs, Filistin Devletinin başkenti olarak ilan etti
İstanbulda yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansında Doğu Kudüs, Filistin Devletinin başkenti olarak ilan etti. İsrailin işgali altındaki Doğu Kudüsün Filistinin başkenti ilan edilmesi için dünyadaki tüm ülkelere de çağrıda bulunuldu. kararla ilgili de nihai bildiri yayınlandı.
İstanbulda gerçekleştirilen İİT Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı sonucunda İsrailin işgali altındaki Doğu Kudüs, Filistin Devletinin başkenti olarak ilan edildi. Konferansta İslam ülkeleri, Doğu Kudüsün Filistin Devletinin başkenti olarak kabul edilmesi için tüm ülkelere çağrıda bulundu. Konferans sonrası açıklanan nihai bildiriden önemli bölümler şöyle:
Amerika Birleşik Devletleri Başkanının Kudüsü İşgalci Güç İsrailin sözde başkenti olarak tanıyan tek taraflı kararı en güçlü şekilde reddedilmiş ve kınanmıştır.
Söz konusu karar hukuken hükümsüz ilan edilmiştir. Bu beyanın Filistin halkının tarihi, hukuki, doğal ve milli haklarına bir saldırı, bütün barış girişimlerine yönelik kasti bir baltalama, aşırılık ve terörizme ivme verecek bir tahrik unsuru ve uluslararası barış ve güvenliği hedef alan bir tehdit olarak görüldüğü belirtilmiştir.
- Kudüs-ü Şerifin yasal statüsünü değiştirmeyi amaçlayan söz konusu tehlikeli beyanın hükümsüz ve meşruiyetten uzak olduğu vurgulanmıştır.
Beyanın, Uluslararası hukukun ve özellikle de Dördüncü Cenevre Sözleşmesinin ve uluslararası meşruiyeti bulunan tüm ilgili kararların, bilhassa da BM Güvenlik Konseyinin 478 (1980) ve 2334 (2016) sayılı kararlarının, barış sürecinin Kudüs-ü Şerifi nihai statü konusu olarak tespit eden temellerinin ciddi bir ihlalini teşkil ettiği, Amerika Birleşik Devletlerinin bu bağlamda imzalamış olduğu Anlaşmalar ve verdiği taahhütlerin gereği olarak bu beyanını hemen geri çekilmesini gerektirdiği ifade edilmiştir.
ABD kararını geri çekmez sonuçlarından sorumludur
- ABD Yönetimini bu yasadışı beyanın geri çekilmemesinden doğacak tüm sonuçlardan bütünüyle sorumlu tutulduğu kaydedilmiştir.
Söz konusu beyanın ABD Yönetiminin barış destekçisi rolünden çekilmesi olarak değerlendirildiği ve bunun tüm paydaşlar tarafından da anlaşıldığı belirtilmiştir. Ayrıca, bu beyanın ilanı ve işgalci güç İsrailin 1967de işgal ettiği, merkezinde Kudüs-ü Şerif bulunan Filistin topraklarında sürdürdüğü sömürgecilik, yerleştirme, apartheid ve etnik temizlik siyasetinin teşvik edilmesi olarak görüldüğü kaydedilmiştir. Tüm üye devletlere Filistin sorununa, özellikle dünyanın diğer taraflarından karşıtlarıyla günlük temaslarında ve dış siyasi gündemlerinde yüksek öncelik vermeleri çağrısında bulunulmuştur.
- İki devletli çözüm temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devletine dayanan, uluslararası tanınmış referans hükümlerle ve 2005te Mekke-i Mükerremede yapılan Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansında stratejik bir tercih olarak kabul edilen 2002 Arap Barış Girişimiyle uyumlu adil ve kapsamlı bir barışa bağlılık teyit edilmiştir.
Uluslararası topluma bu sorunu çözüme ulaştırmak maksadıyla etkin ve ciddi bir şekilde harekete geçmesi çağrısında bulunulmuştur.
- Doğu Kudüs, Filistin Devletinin başkenti olarak ilan edilmiştir ve bütün devletler Filistin Devletini ve Doğu Kudüsün onun işgal altındaki başkenti olduğunu tanımaya davet olunmuştur.
Büyükelçilikler taşınmasın
- Bütün Devletlere BMGKnın 1980 tarihli ve 478 sayılı kararını tam olarak uygulama çağrısında bulunulmuştur. Bu doğrultuda, bütün devletler;
a) ABDnin Kudüsü İsrailin sözde başkenti olarak tanıyan kararını desteklemekten imtina etmeye,
b) Diplomatik Misyonlarını Kudüs-ü Şerife taşımamaya davet edilmiştir.
- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine çağrıda bulunularak, derhal sorumluluklarını üstlenmesi, Kudüs-ü Şerif şehrinin yasal statüsünü teyit etmesi, Filistin Devleti topraklarındaki İsrail işgaline son vermesi, Filistin halkının uluslararası korunma altına alınmasını sağlaması, Filistin Davasına ilişkin aldığı tüm kararları uygulaması ve bu kararlara uyması istenmiştir.
- BM Güvenlik Konseyinin harekete geçememesi halinde, İİT üyesi ülkelerin bu ağır ihlali BM Genel Kurulunun 377A sayılı Barış için Birleşme kararı çerçevesinde BM Genel Kuruluna götürmeye hazır olduğu teyit edilmiştir.
- İslam Kalkınma Bankasından Filistin projelerine öncelik vererek ve bu doğrultuda özel ve esnek mekanizmalar ve usuller geliştirerek Kalkınma için İslami Dayanışma Fonu aracılığıyla Kudüsü Şerif ve diğer işgal altındaki topraklarda ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarına destek olması talep edilmiştir.
- Katılımcılar, İslam Ümmeti için bu denli önemli bir konuda liderliği üstlenmesi ve Zirveye ev sahipliği yapması nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanımıza minnetlerini ifade etmişlerdir."