Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Döviz kurunun yüksekliği kesinlikle ekonominin gerçekleriyle uyumlu değildir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Döviz kurunun yüksekliği kesinlikle ekonominin gerçekleriyle uyumlu değildir. Bunun için de döviz kurunda kısa sürede doğru dengenin bulunacağına ben inanıyorum" dedi.
2017 Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Ödülleri töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki kısa süreli manipülasyonlarla faiz artırımı baskısını meşrulaştırma gayretlerini beyhude bir çaba olarak gördüğünü belirtti. yüksek faize karşı olduğunu yineleyen Erdoğan, yüksek faizin yüksek enflasyonun sebebi olduğunu belirtti.
Erdoğan, döviz kurundaki yükselişe ilişkin ise, "Döviz kurunun yüksekliği kesinlikle ekonominin gerçekleriyle uyumlu değildir. Bunun için de döviz kurunda kısa sürede doğru dengenin bulunacağına ben inanıyorum" açıklamasında bulundu.
2017 TÜBA Akademi Ödülleri
2017 yılı TÜBA Akademi Ödülleri kapsamında fen ve mühendislik bilimleri alanında İstanbul Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Hüseyin Arslan, sağlık ve yaşam bilimleri alanında Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Cenk Ayata, sosyal ve beşeri bilimler alanında Macaristan Bilimler Akademisi üyesi ve Eötvös Lorand Üniversitesi öğretim üyesi Gabor Hamza ödüle layık görüldü.
2017 yılı TÜBA Akademi Ödüllerini kazananları açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her üç bilim insanını tebrik ediyor çalışmalarında başarılar diliyorum. Hüseyin Aydın ve Cenk Ayata hocalarımızın henüz 50 yaşına basmadıklarını öğrendim. İnşallah bu hocalarımızdan daha uzun yıllar boyunca çok önemli çalışmalar bekliyoruz. Macaristanlı dostumuz Gabor Hamza, hukuk alanında dünyanın pek çok ülkesinde çalışma yürütmüş bir bilim insanı. Kendisini bu büyük birikimi ile hukuk alanında insanlığın geleceğine ışık tutacak kıymetli çalışmalara imza atacağına inanıyorum" diye konuştu.
TÜBAnın Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülüne 39 genç bilim insanının layık görüldüğünü belirten Erdoğan, Bilimsel Telif Eser Ödülleri sahipleri ve Halil İnalcık Özel Ödülüne Doç. Dr. Fatih Yeşilin layık görüldüğünü açıkladı.
"Masumları doymayan güçlerin tasallutundan kurtaracak her gelişme bizi sevindirir"
Bilimin insanoğlunun fıtratında var olan merakla yürüttüğü ve hiç bitmeyecek bir arayışın adı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Tarih boyunca bilimi yaratıcının büyüklüğünün ispatı olarak kullanan da, yaratıcıya isyanının gerekçisi haline dönüştüren de olmuştur. Medeniyetler arasındaki fark bilimin bizatihi kendisinden ziyade, bu fikri ayrışmadan kaynaklanıyor. Yoksa tedavisi bulunan her hastalık, daha gelişmişi üretilen her teknolojik araç, daha kapsamlısı ortaya konan her sosyal çalışma her tüm insanlığa hizmet eder. Elinizdeki imkanları hangi amaçla kullanacağınız tamamen sizin hayatı ve dünyayı algılama biçiminizle ilgilidir. Mesela atomu parçaladıktan sonra bomba da yapabilirsiniz, herkese yetecek elektrik enerjisi de üretebilirsiniz. Eğitimde öğretimde bulduğunuz yeni bir yöntemden, ayrımcılığı körüklemek için de, yürekleri birleştirmek içinde faydalanabilirsiniz. Bu tercihler tamamen size kalmıştır. Biz bilimin insanlığın ortak faydasına hizmet edecek çıktılar üretmesinden yanayız. Geçtiğimiz günlerde Tesla markasıyla elektrikli araç çalışmaları üreten Elon Musk bir ziyaret yaptı bizlere. Kendisiyle bir görüşmemiz oldu. Kendisinin gerçekten ne denli heyecan dolu olduğunu gördüm. Kendisinin hayalleri, heyecanı, gayreti takdire şayandı. Elektrikli araç projesinin tek başına insanlığın son 1.5 asrına damga vuran petrol odaklı çatışmaların, yıkımların, acıların dinmesi anlamına geleceğine inanıyorum. Bu gelişmelerin ülkemizin çevresindeki geniş coğrafyada süren enerji kaynaklarına hakim olma kavgasının biran önce vesile olmasını temenni ediyorum. Masumları, dünyaya sadece güç ve para gözüyle bakan insanlığın ortak malı olan kaynakları asırlardır sömürdükleri halde hala doymayan güçlerin tasallutundan kurtaracak her gelişme bizi sevindirir" diye konuştu.
"Bizim de eksiklerimiz, hatalarımız, yanlışlarımız var"
"Gönül ister ki, dünyanın huzuruna ve refahına katkıda bulunacak bilimsel çalışmalar bizim bilim insanlarımızın damgasını taşısın" açıklamasında bulunan Erdoğan, bilimin de belirli ülkelerin tasallutu altında olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Elbette burada tüm suçu, günahı karşı tarafa yıkıp kendimizi rahatlatmak kolaylığına kapılmıyoruz. Böyle bir lüksümüz yok. Bizim de eksiklerimiz, hatalarımız, yanlışlarımız var. Birkaç yüzyıl öncesine kadar dünyanın tüm önemli bilim insanlarının çekim merkezi olan coğrafyamız bugün sefalet ve acı içinde kıvranıyorsa önce kendimizi sorgulayacağız. Nerede yanlış yaptık? Bunları bir defa aşmamız lazım. Teşhisi doğru koymazsak, teşvikleri doğru yapmazsak bundan sonra ne olması gerektiğini de doğru şekilde belirleyemeyiz. Bunun için öncelikle bilimin, bilimsel çalışmaların ve insanlığın bu yolda verdiği mesainin anlamını zihinlerimizde doğru yere oturtmalıyız. Stratejimizi isabetli bir şekilde belirledikten sonra inanıyorum ki işimiz daha kolaydır. Aksi takdirde taklitçilikten öteye gidemeyiz. Türkiye her alanda olduğu gibi bilimsel çalışmalarda da bölgesinde öncülük etme mecburiyetindedir. Bunun bir iklim meselesi olduğunu biliyoruz. Öyle kuru sözle, sadece konuşmakla, eleştirmekle, sadece iftira atmakla bir yere varılmıyor. Ülkeye hizmet etmek için, insanlığa hizmet etmek için çalışmak lazım, kararlılık lazım, hepsinden önemlisi aşk lazım. Bu anlayışla geçtiğimiz 15 yılda ülkemizi bilimin her alanında ileriye taşıyacak ve bu çalışmalarla birlikte eserleri ortaya koyacak desteği verdik. 15 yıl önce iktidara geldiğimizde biz savunma sanayinde her ürünü dışarıdan isteyen, Amerikanın, Batının kapılarında kuyruğa giren ve her söylediğimizde aldığımız cevap şudur: kongre müsaade etmiyor. Öbür tarafa gidiyorsunuz ve öyle rakamlar çıkıyor ki almak mümkün değil. Bir başkasıyla konuşuyorsunuz önümüzde İsrail 10 tane İHA alacaksınız, tamir gerekiyor, bakım gerekiyor, 50 dereden 50 su getiriyorlar size. Ama kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Biz şimdi insansız hava aracımızı, silahlı insansız hava aracımızı yapıyoruz ve şimdi de tanklarımıza başlıyoruz. Artık ihtiyaçlarımızın büyük bir kısmını kendi ürünlerimizle karşılar hale geldik. Kendi kendimize yetmek zorundayız. Bilim insanımız ile siyasetçimiz el ele vermek durumunda" şeklinde konuştu.
"İnanıyorum ki yıl sonu itibariyle yıllık yüzde 7,5 civarında bir büyüme oranını yakalayacağız"
Batı ülkelerinde 2018 küresel finans krizinin yıkıcı etkilerinin hala hissedildiğini kaydeden Erdoğan, "Son büyüme oranı yüzde 11,1 ile dünyada bir numara olduk. Bu kriz ülkemizi teğet geçtiği için hızla toparlandık ve rekor büyüme oranını yakaladık. Hatta 15 Temmuz darbe girişimi gibi tarihi bir şoku dahi çok kısa sürede atlattık. Ülkemiz ekonomisini hedef alan gizli açık pek çok saldırıyı da püskürttük. Onun için bu 3üncü çeyrek gerçekten çok çok önemliydi. İnanıyorum ki yıl sonu itibariyle de herhalde bizim yüzde 7,5 civarında bir büyüme oranını yıllık olarak yakalayacağız" ifadelerini kullandı.
"Ekonomideki kısa süreli manipülasyonlarla faiz artırımı baskısının meşrulaştırma gayretlerini beyhude bir çaba olarak görüyorum"
Girişimcilerin önünü açmak için özellikle Kredi Garanti Fonu aracılığıyla Eylül ayı itibariyle 350 bin firmaya 220 milyar lira kredi desteği sağladıklarını söyleyen Erdoğan, "Her zaman ifade ettiğimiz gibi biz üreten, çalışan, emek veren, ter döken herkesin yanındayız, yanında olmayı sürdüreceğiz. Benzer bir başarıyı ihracatta yakaladık. Kasım sonu itibariyle 2017 ihracatımız 143 milyar doları geçti. Geçmişte yıllık bazda 158 milyar doları bulmuştu. Muhtemelen yeni bir rekorla bu yılı tamamlayacağız. İthalatımızdaki artış daha ziyade altın ve petrol fiyatlarının yükselişinden kaynaklanıyor. Uluslararası yatırımlardaki nisbi azalışı turizmdeki yükselişle telafi ettik. Örneğin 800 milyon liralara turizm gelirimizin düştüğü bir dönemden şimdi Rusyayla olan turizmdeki gelirimiz hamdolsun 4.5 milyar doları yakaladı. döviz kurunun yüksekliği hep ifade ettiğim gibi, kesinlikle ekonominin gerçekleriyle uyumlu değildir. Bunun için de döviz kurunda kısa sürede doğru dengenin bulunacağına ben inanıyorum. Ekonomideki kısa süreli manipülasyonlarla faiz artırımı baskısını meşrulaştırma gayretlerini beyhude bir çaba olarak görüyorum. Ben yüksek faize karşı olduğumu tekrar açıklıyorum. Açıklamaya da devam edeceğim. Çünkü yüksek faizin olduğu bir ülkede enflasyonun düşmesi mümkün değildir. Bunu sizler hafıza kaydınıza alınız. Şu anda ödenen faizlerle bizler çok daha ciddi yatırımları yapma imkanına sahibiz. Bunu bir defa aşamamız lazım. Ama bunu da hafıza kayıtlarımızdan özellikle silmemiz lazım. İnşallah 2018 yılı her alanda olduğu gibi ekonomik alanda da çok daha büyük atılımlara, başarılara imza attığımız bir yıl olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz kendimize güvendiğimizde, inandığımızda, kendi hedeflerimize sıkı sıkıya sahip çıktığımızda aşamayacağımız hiçbir engel çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Ülkemizin uzun yıllar boyunca yaşadığı sıkıntıların temelinde tarihimizde ve ecdadımızla ilişkimizin kesilerek özgüvenimizin törpülenmiş olması yatar. Allahın izniyle 2023 hedeflerimize ulaşarak bu kötü hatıraları tamamen zihnimizden kazıyıp atacağız. İşte o zaman 2053 ve 2017 vizyonlarımızın da önümüzde pırıl pırıl parlamaya başladığını göreceğiz. Hem hedeflerimizi gerçekleştirmek, hem vizyonlarımızı gerçeğe dönüştürmek için bilim insanlarının desteğine ihtiyacımız var. Büyük ve güçlü Türkiye yolunda gösterdiğiniz gayret, verdiğiniz emek ve yaptığınız katkı için şimdiden her birinize şahsım milletim adına şükranlarımı sunuyorum."