Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz Saraydaki görüşmelerine ilişkin, "(Senatör Lindsay Graham) Ben kendisine gerekenleri söyledim. Bugün dersini aldı" dedi. Erdoğan ayrıca, "Amerikada ülkemiz aleyhine oluşturulan siyasi iklimin hangi saiklerle yapıldığını ve arkasında kimler olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD dönüşü uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. ABD ziyaretinde yaptıkları görüşmelerde Suriyedeki gelişmeler, ABD ile varılan 17 Ekim mutabakatı, PKK/YPG terör unsurlarının bölgeden tamamen çıkartılması, DEAŞla mücadele, DEAŞlı tutukluların durumu, siyasi sürecin ilerletilmesi, güvenli bölgenin kurulması, S-400, Patriot ve F-35 programı, iki ülkenin NATOdaki dayanışması, 3-4 Aralıkta Londrada yapılacak NATO Liderler Zirvesi ve genel olarak terörle mücadele konularının görüşüldüğünü belirten Erdoğan, "FETÖ konusunu da ayrıca konuştuk. Tabii ABDdeki siyasi ortamı da ele aldık" dedi.
"Bu sorunların karşılıklı saygı ve milli çıkarlar temelinde çözümü için Sayın Trumpın samimi bir çaba içinde olduğunu söyleyebilirim. Trumpa karşı olan çevrelerin ilişkilerimizin bozulması için yoğun bir çaba içinde olduğunu da ifade etmemde fayda var" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "1915 olaylarıyla ilgili tasarının bir yaptırım yasasıyla birlikte Temsilciler Meclisinden geçirilmesinin temel sebebi de zaten bu. Özellikle Ermeni meselesi ve 1915 olaylarıyla ilgili olarak hem Sayın Trumpa hem Beyaz Sarayda buluştuğumuz senatörlere detaylı bilgi verdim ve tarihi hadiselerin siyasileştirilmesinin büyük bir hata olduğunu kendilerine anlattım" diye konuştu.
Görüşmede Trumpa Türkiyenin F-35 programının müşterisi değil ortağı olduğunu hatırlattığını söyleyen Duytefı. Sayın Trumpın Oval Ofise davet ettiği beş senatöre Suriyedeki durumu, YPGnin bir terör örgütü olduğunu ve S400 konusunu anlatma imkanımız oldu. Patriotları almaya hazır olduğumuzu Sayın Trumpa söyledim. F-35 programının müşterisi değil ortağı olduğumuzu da kendilerine hatırlattım. Biz NATOnun ikinci büyük ordusuna sahibiz. Amerika ile de güçlü ilişkilerimiz var. Fakat savunma kaynaklarımızı çeşitlendirmek de ulusal çıkarlarımızın ve egemenlik haklarımızın bir gereğidir. S-400ü de savunma sistemlerimizin içerisinde önemsiyoruz. Uygun şartlarda verecekseniz biz Partiotları da alabiliriz dedik. Patriotları alırken S-400ü tamamen kaldırma teklifini biz egemenlik haklarımız üzerinde bir tasarruf olarak görüyoruz ve kesinlikle doğru bulmuyoruz. Aynı şeyi Yunanistan için bugüne kadar hiç söylemediniz. Şu anda Yunanistanda S-300 var. Orası için hiç böyle bir ses çıkmadı. Orası için böyle bir adım atmıyorsunuz dedik. Dolayısıyla bu konudaki tavrı biz özellikle egemenlik haklarımız üzerinde bir tasarruf olarak görüyoruz. Bu kadar ısrarı görünce S-400 meselesinin çözümü için dedik ki Gelin bizim tarafta İbrahim Bey, öbür tarafta ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı OBrien birlikte NATOnun koordinatörlüğünde savunma bakanlıklarımızı da devreye sokmak suretiyle bir çalışma başlatalım ve bu çalışmanın neticesinde durumu görelim. Çünkü diyorlar ki S-400 F-35le koordineli bir savunma sistemi değil. Zaten F-35i vermiyorsun ki. Bu da ayrı bir olay. 2 milyar 400 milyon dolar bir total fiyatı var. Biz şu ana kadar 1 milyar 400 milyon dolarını ödemişiz ve siz bize daha bir tane F-35 vermiş değilsiniz. Hep söylediğimiz şey şu; biz müşteri değil ortağız. Şu anda bu görevlendirmeyi yaptık. Temennim odur ki çalışmalar sonunda olumlu bir netice alırız. Fakat ben burada da yine Trumpı çok daha olumlu gördüm. Yaklaşımlarında daha yapıcı gördüm" dedi.
"Amerikada ülkemiz aleyhine oluşturulan siyasi iklimin hangi saiklerle yapıldığını ve arkasında kimler olduğunu biliyoruz"
Heyetler arası görüşmede ise 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine nasıl ulaşılacağı, Halkbank meselesi ve karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi konularının ele alındığını açıklayan Erdoğan, "Amerikada ülkemiz aleyhine oluşturulan siyasi iklimin hangi saiklerle yapıldığını ve arkasında kimler olduğunu biliyoruz. Dezenformasyon faaliyetlerine karşı haklı tezlerimizi her platformda anlatmaya devam edeceğiz. Bu hususlar dikkate alındığında ziyaretimizin genel manada olumlu geçtiğini söyleyebilirim. Görüş ayrılıklarını aşmanın yolu, doğru bilgiye dayalı sağlıklı diyalogdur. Bu alandaki çalışmalarımıza da ara vermeden devam edeceğiz" diye konuştu.
Görüşme sırasında masada Türkiyenin terörle mücadelesini anlatan kitapçık ve izlettiği video ile ilgili soru üzerine Erdoğan, "Biz bunları kendilerine verdik. Bir de FETÖnün burada yaptıklarıyla ilgili ayrıntılı bir kitabı bütün o senatörlere verdik. Döner dönmez senatörlerin tamamına bir set olarak bunların tamamını göndereceğiz ve büyükelçilik vasıtasıyla bunları kendilerine dağıtacağız. Bu videoyu izledikten sonraki tavırlarında, bana göre en önemli hava Sayın Başkanda oldu. O bayağı etkilendi. Diğerleri de zaten Abdi Şahin olayına farklı baktıkları için onu hala sahiplenmeye çalışıyorlar ve en önemlisi de olaya hala Türkiye Kürtlere karşıymış gibi bakıyorlar. Benim parlamentomda 50 tane Kürt milletvekilim var. Olaya bir de buradan bakın. Biz Güneydoğu başta olmak üzere bölgelerin şehircilik anlayışını değiştirdik. Alt yapısıyla, üst yapısıyla buraya bizim iktidar dönemimizde yapılan yatırımı, geçmişten bugüne hiçbir hükümet yapmamıştır. Örneğin Diyarbakırın hali bundan 15-20 sene önce neydi, bizim dönemimizde ne oldu? Özellikle terör örgütünü def ettikten sonra yaptıklarımızla aynı şekilde Şırnak nereden nereye geldi. Vana bizim iktidarımız döneminde yapılan yatırım bedeli 26 milyar liradır. TOKİ vasıtasıyla yaptığımız konutlarla bütün buraların havasını, çehresini değiştirdik. Kendilerine de söyledim; Bir gezin oraları. Kürtlere yönelik olumsuz bir yaklaşım var mı yerinde görün. Görmeden kalkıp terör örgütü mensuplarına bunlar Kürt diyorsunuz. Böylece Kürtlere de saygısızlık yapıyorsunuz ifadelerini kullandı.
"CIA Ferit Abdi Şahinin nasıl bir terörist olduğunu belge ile bizim istihbarat teşkilatımıza gönderdi"
"Terörist Mazlum Kobani ile ilgili bir de CIA belgesinden bahsettiniz. Bu ilk defa açıkladığınız bir şeydi? O belgenin içeriği neydi, ona nasıl tepki gösterdiler?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabii bu gizli bir belge. CIA Ferit Abdi Şahinin nasıl bir terörist olduğunu belge ile bizim istihbarat teşkilatımıza gönderdi. Biz de Buyurun, biz söylemiyoruz, CIA sizin istihbarat teşkilatınız, size onun evrakını veriyoruz dedik" yanıtını verdi.
"FETÖnün ABD tarafından himaye edilmesine son verilmesi konusunda eskiye nazaran farklı bir tutum söz konusu mu, bir değişiklik gözlemlediniz mi?" sorusuna Erdoğan, "5 senatöre ve kendisine bu konuyu izah ettim. Zaten basın toplantısında da bütün dünyanın gözü önünde söyledim. Ama şu an itibarıyla hala bizim beklediğimiz noktada değiller. Söylediklerinde elle tutulur bir şey yok. Biz şimdi yine bütün adli deliller ile dosyaları kendilerine verdik. Adalet bakanlıkları arasındaki görüşmeler hala devam ediyor, edecek. Yılmadan usanmadan takip edeceğiz cevabını verdi.
Senatörler ile görüşmesine ilişkin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her şeyden önce şunu söylemem lazım; Sayın Trump bana göre çok farklı. Senatörlerin ön kabulleri var. Senatörlerin gelmesi teklifini Trump kendisi yaptı. Onları benim ikna etmemi ve dolayısıyla kendisi de rahatlamak istedi. Fakat işin enteresan yanı şu; ben dedim ki Sayın Başkan uygun bulursanız ben Kongreye hitap edeyim. Kongrede bunu bir konuşalım ki işin aslı nedir, bunu bizzat bizden duysunlar, görsünler. Böyle çok daha isabetli olur. Sayın Trump Bu işi geniş bir basın toplantısı ile yapalım. Soru cevaplarla ulaşmak istediğimiz yere ulaşırız. Şimdilik Senatodan bir grubu alalım. Onlarla konuşmamızda fayda var dedi. Buraya öyle geldik" dedi.
"Kılıçdaroğluna da mektup iade edildi diye bir haber vermek lazım"
ABDnin gönderdiği mektubun geri iadesi ile ilgili soru üzerine Erdoğan, "Tepkileri olmadı. Böyle bir teröristle ABD Başkanının görüşme yapmasını ben yadırgıyorum. Bunu basın toplantısında söylediğime göre ikili toplantıda hayli hayli söyledim. ABD gibi bir ülkenin başkanı böyle bir teröristle nasıl görüşür? Biz bu şekilde uluslararası terörle mücadeleyi nasıl yürüteceğiz? Bir terörist önemli bir devletin başı ile görüşebiliyorsa ve arabuluculuk için de böyle bir terörist teklif edilebiliyorsa bu işin suyu çıkmış demektir. Bu şekilde bir yere varmak mümkün değil. Yani terörü akladılar pakladılar. Tabii Kılıçdaroğluna da mektup iade edildi diye bir haber vermek lazım" dedi.
"Gelin şimdi şu güvenli bölgeyi halledelim dedik, Trump buna yanaştı"
ABDnin silah verdiği PKK-PYDnin dışına çekilmesi istenen 32 kilometre hat sonunda PKK-PYD ilişkisi bu hattın ötesinde devam ederse Türkiyenin stratejisi nasıl olacağı sorusu üzerine Erdoğan, "Sayın Trump ve senatörlerle konuşurken kendilerine de söyledim burada en önemli konu 20 mil yani 32 kilometre derinlik. Sayın Trump 444 km genişlik olarak kendisi söyledi bunu. Biz şu anda Tel Abyad ile Rasulayn arası 120 kilometreyi kontrol altına aldık. Tabii derinlikle birlikte alan 4 bin kilometrekarenin üzerinde. Güvenli bölge teklifini biz Obamaya yapmıştık. Sizin döneminizde de yaptık. Gelin şimdi şu güvenli bölgeyi halledelim dedik. Trump buna yanaştı, Bunu Avrupa ülkelerine de söyledim dedi. Allah nasip ederse 3-4 Aralık NATO Liderler Toplantısında da ben güvenli bölge konusunu gündeme getireceğim. Orada güvenli bölge konusunu gündeme getirdiğimizde NATO ülkelerinin tavrı ne olacak göreceğiz. Bu iş lafla olmuyor. Türkiye olarak biz zaten şu ana kadar yapacağımızı yaptık, yapıyoruz. NATO Zirvesinde olumlu yaklaşımlar alabilir ve en azından bir uluslararası donörler ya da NATO ülkeleri donörler toplantısından bir şeyler çıkartabilirsek, zaten bunun plan proje çalışmasını yaptık. İlk etapta kuzeyde bir barış koridoruyla ilgili adımları atabiliriz. Barış koridorunda biz konutlar, sağlık merkezleri, okullar ve kamu binaları inşa ettiğimiz anda buranın havası zaten değişecek" dedi.
Demografik yapıyı mı değiştiriyorsunuz? diyorlar. Bunun demografik yapıyla ne ilgisi var? Orada oturanlar varsa biz zaten onları direkt kendi yerlerine taşırız. Kim bunlar? Suriyeliler. Oraya onlar gelip oturacak" diyen Erdoğan, "Diyorlar ki Siz İdlibdekileri mi oraya getireceksiniz? İdlibdeki ile bunun alakası yok ki. Şu anda bizim derdimiz Türkiyede olanları bir an önce kendi topraklarına kavuşturmak. Gayretimiz bunun için. Yapacağımız iş bu. Bu bizi biraz rahatlatacak. Biz şu anda çadır kentleri neredeyse tamamen kaldırdık. Konteyner kentler var bir de. Bunun dışında şehirlere yayıldılar. Mesela Trump dedi ki Bunları vatandaş olarak alamaz mısınız? Dedik ki Biz zaten şu anda seçici olarak alıyoruz. Bunların içinde doktoru var, mühendisi var, avukatı var, öğretmeni var, ebeler var. Bunlar şehirlerde kendileri yerleşiyorlar. Biz bunları zaten vatandaş yapıyoruz. Fakat bir de bunların dışında çok çok zor durumda olup, kötü şartlarda yaşayanlar da var. Biz istiyoruz ki bunları da buralardan kurtaralım ve onlar da kendi topraklarında çok daha huzur içinde yaşama imkanı bulsunlar. Trump Bu konuda ben Avrupa ülkelerine gerekli çağrıyı yaptım diyor. Kendisi Biz şu kadar veririz demedi ama ben zorlayacağım" diye konuştu.
"Bizim kalkıp S400ü bırakıp tamamen Patriota yönelmemiz gibi bir şey olamaz
S-400 ve F-35lerle ilgili soru üzerine Erdoğan, "Bu fakiri biraz tanıyorsunuz. Milletimizi tanıyorsunuz. Dolayısıyla biz kendilerine çok açık söyledik, arkadaşlarımız da söyledi. Bizim şu anda Rusya ile de ikili ilişkilerimiz var. Bu ilişkimizi bozamayız. Ki bunun içinde stratejik ilişkimiz var. Nedir bu stratejik ilişki? Doğalgaz meselesi. Benim bizzat Sayın Trumpa da söylediğim gibi, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Bey muhatabı Pompeoya söyledi, Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Bey muhatabına söyledi, İbrahim Bey muhatabına söyledi. Biz de etraflıca bir markaja alıyoruz. Bizim şimdi Türk Akımını hesaba katmama şansımız var mı? Hakkınızdır devam edin ama S400lerin üzerinden de traktörle geçin gibi laf ediyorlar. Dedik ki böyle bir şeyi yapmak bir defa mümkün değil. Bizim stratejik anlamda bu ürünlerle alakalı bu tür ilişkimizi bir kenara atamayız. Şu anda turizmde Rusya bütün ülkeleri geçti ve bu noktada bir numaralı ortağımız. Bize geçen yıl Rusyadan 6,5 milyon turist geldi. Bu yıl belki daha da artacak. Diğer ürünlerde ciddi manada bizim ortağımız durumunda. Ticaret hacmimiz 30 milyar dolara doğru gidiyor. Geçen yıl 25 milyar doları yakalamıştık. Bu yıl daha ileri götürmeyi hedefliyoruz. Putin zaten bu konuda kararlı olduğunu ortaya koyuyor. Şimdi böyle bir konumdayken bizim kalkıp S400ü bırakıp tamamen Patriota yönelmemiz gibi bir şey olamaz. Ama biz Partiotu da alalım dedik. Ama S400ü de alacağız. Çünkü bizim çok yönlü bir savunma sistemini kurma anlayışımız var. Silahlı Kuvvetler olarak kendi programımızı böyle belirledik. Yani elimizde o da olacak, o da olacak" dedi.
"İhtiyacımız var mı peki?" sorusuna Erdoğan, "Bu bizi daha güçlü kılar, düşmanımızı da muarızımızı da ürkütür, caydırır. Mesela, isim vermeyeceğim bir tanesi dedi ki Rusya mı size düşman ABD mi? Yani bunlar bu şekilde siyasetçi. Böyle bir siyaset anlayışı olur mu? Ben de tabi burada sadece bir şey söyledim, Ben düşman oluşturmak istemiyorum dedim. Amerika da Rusya da benim dostum olsun istiyorum. Bizim gayretlerimiz bunun için. Adımlarımızı da buna göre atıyoruz. Tabi bu da onları biraz rahatsız ediyor. Bizim ağzımızdan illa öyle bir şey koparmak istiyorlar. Şu anda bir taraftan her şeyi kazan-kazan esasına göre bizim üzerimize bina edeceğini söyleyeceksin, bir taraftan da o mu düşman ben mi düşman diye soracaksın. Böyle bir şey olamaz. Bu siyaset bitti artık. Öbür taraftan da petrol falan diyeceksin. Biz dedik ki bizim Suriyenin petrolünde gözümüz yok. Ama sizin var? Mefhumu muhalifinden denir ya. Zaten orayı paylaşanlar paylaşmış. Kamışlı malum, Deyrizor malum. Bazen gülüyorlar, bazen farklı bir yere doğru savruluyorlar" diye konuştu.
"Suriyenin yeniden inşası için bu petrol gelirinin kullanılması teklif edilebilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, "Benim şu anda hafıza kaydımda o var. Amerikaya ve Rusyaya gerekirse bizim onu teklif etmemiz lazım. Tabi bir de şu var; gerek Deyrizorun gerekse Kamışlının petrolünün kalitesi çok düşük. Oralarda kaliteli bir petrol yok. Tabi Deyrizor petrollerini daha çok PYD-YPG alıyor, rejime satıyor ve buradan mali noktadaki imkanlarını elde ediyor" dedi.
"Lindsay Grahama gerekenleri söyledim, dersini aldı"
Beyaz Saraya çağrılan senatörlerden Lindsay Grahamın Türkiye dostu açıklamalar yaparken bir anda dönüş yaparak Türkiye karşıtı cephenin sözcülerinden biri haline geldiği hatırlatılarak, "Görüşmede bu çelişkiyi kendisine hatırlatıp nedenini sordunuz mu?" sorusu üzerine Erdoğan, "Ben kendisine gerekenleri söyledim. Bugün dersini aldı" dedi.
"S400 meselesinin çözümü için ABD ile oluşturulması planlanan koordinasyon çalışmasının muhtevası nedir?" sorusu üzerine Erdoğan, "S400ü alıyoruz. Bir parti kaldı sadece. Onlarla görüşülecek olan işin teknik, teknolojik boyutu. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg bu konuda ne diyor? NATO üyesi ortaklarımızın hangi silahı alacağının ya da almayacağının kararını biz vermeyiz. Bu kendi takdirleridir diyor. Kayıtlarımızda bunlar var. Onlar da hiçbir şey diyemediler. Tabi İbrahim Beyin OBrien ile yapacağı görüşme ve Savunma Bakanlığından katılacak arkadaşların yapacakları görüşmeler neticesinde bizim geleceğimiz yer bundan daha farklı olmayacak. Yine budur. Kaldı ki en sıkı bağlayıcı husus şudur; bizim bu noktada Rusya ile stratejik bazı çalışmalarımız var. Rusyadan yılda 20-25 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz. Şimdi tabi yeni bir şey başlıyor. Avrupa bu hattan bizden doğalgaz çekecek. Putin orada da çok mert bir davranış yaptı. Türkiye kime olur verirse biz de ona veririz diyor. Ayrıca geçiş için Türkiyenin ayrı bir ücret alma şansı var. Bir taraftan Türk Akımı, öbür taraftan da TANAP geliyor şimdi. Doğalgaz Avrupanın pek çok ülkesine giderken biz stratejik bir önem kazanıyoruz. Ben şimdi Patriot sebebiyle S400ü bırakamam ki Sen bana Partiot vereceksen ver. Yunanistana aynı şeyi söyleyebiliyor musun? Söyleyemiyorsun. Peki Türkiyeye niye bunu söylüyorsun? Orada S300 var. Hadi ona da sat Partiot. Bizim elimizdeki donelerimiz güçlü. Adımlarımızı da ona göre atıyoruz, atacağız" dedi.