Yıllarca karaciğer rahatsızlığı yaşayan 60 yaşındaki Adil Güler, doğum gününde oğlundan yapılan karaciğer nakliyle yaşama tutundu. Nakil için Bursadan İstanbula gelen Güler, Oğlum gönüllü olarak ben veririm dedi. Nakil tarihinin çok önemi var çünkü 6 Şubat 1963 doğumluyum, doğum günümde oğlum bana ciğerini verdi. Buraya da kadar geldik, iyi ki de gelmişiz, şu anda gülebiliyoruz dedi.
Halsizlik, yorgunluk gibi şikayetleri sonrası uzun süre önce karaciğer rahatsızlığı olduğu tespit edilen, Bursada yaşayan 60 yaşındaki Adil Güler için çeşitli tedaviler uygulandı. Zamanla edinilen bilgiye göre nakil gerekliliği ortaya çıkan Güler, tedavisi için İstanbula geldi. Güler için uygun donör aranırken kan grubu uyan kızı ve oğlu için testler planlandı bu süreçte 24 yaşındaki Yusuf Yiğit Güler, babasına yapılacak karaciğer nakli için gönüllü oldu. Medipol Mega Üniversite Hastanesinde hazırlıklara başlanırken oğuldan babaya planlanan nakil için 6 Şubat tarihi belirlendi. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Onur Yaprak, tarihi aileye açıkladığında ise Güler ailesi şaşkınlık yaşadı. Doğum gününde ameliyatının yapılacağını öğrenen 60 yaşındaki Adil Güler, durumu doktoruyla da paylaştı. Sonrasında 6 Şubatta yapılan başarılı geçen operasyonla baba ve oğul bir süre hastanede takip edildi. Sorunsuz geçen sürecin ardından baba ve oğul taburcu edilerek Bursanın yolunu tuttu. Kontrol için İstanbula gelen baba ve oğul nakil sürecinde yaşadıklarını aktarırken Prof. Dr. Onur Yaprak da tedavi sürecine ilişkin bilgi verdi. Prof. Dr. Yaprak, ameliyat günü Türkiyede büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle üzüntü yaşadıklarını, baba oğulun ameliyatının başarılı geçmesinin tüm ekibi mutlu ettiğini aktardı.
Oğlundan sana bir doğum günü hediyesi olacak dedim
Karaciğer rahatsızlıklarına karşı toplumun şuurlandırılması gerektiğini ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Onur Yaprak, Türkiyede her 3 kişiden birinin karaciğerinde yağlanma olduğuna dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Yaprak, oğuldan babaya yapılan nakille ilgili ise, Adil Bey 60 yaşında 6 yıldır karaciğerinde siroz var, yağlanma neticesinde gelişmiş. Takip sürecinde karaciğerde siroz zemininde kanser de gelişiyor, başka bir hastanede önce bir yakma işlemi yapılıyor. Sonrasında nüks gelişmesi üzerine en etkili yöntem olan karaciğer nakli için başvurdu. Canlı verici yapmak zorundayız çünkü ülkemizde yeterli organ bağışı olmuyor. Oğlu aday oldu, karaciğerinin hacmini hesapladık, yeterli büyüklüğe sahipti. Yağlanması yoktu, sonrasında baba oğlu nakil için planladık. Günü kararlaştırdığımızda hoş bir sürprizle karşılaştık. Ameliyat için tek uygun gün pazartesiydi, 6 Şubat Pazartesiye denk geliyor o gün yapalım dedim, bir gülümsediler, eşiyle birbirlerine baktılar. Ne oluyor dedim, hocam o gün benim doğum günüm dedi. Bak ne güzel güne denk geliyor, oğlundan sana bir doğum günü hediyesi olacak dedim. O şekilde bir anımız oldu. Şu andan itibaren bir sorun beklemiyoruz. Bu vesileyle de bir mesaj vermek istiyoruz; bizim hastamızda karaciğer kanseri yağlanma neticesinde gelişmişti. Yağlanma çağımızın en büyük sorunlarından bir tanesi, ülkemizde de her 3 kişinin bir tanesinde yağlanma var. Bu yağlanma eğer tedavi olmazsa zamanla siroza, sirozda kansere kadar götürebiliyor, herkes bu hastamız kadar şanslı olamayabiliyor. Karaciğer kanseri çok sinsi seyrediyor. Sebze, zeytinyağı ve yağsız etlerle beslenmeyi öneriyoruz. Haftada mutlaka 150 dakika 3-4 güne bölünmüş şekilde yürüyüş öneriyoruz. Çok talihsiz bir gündü 6 Şubat, ameliyata da çok moralim bozuk girdim, hatta depremi duymayan arkadaşlar hocam ne oldu, bu kadar moralsiz bir şekilde girdiniz ameliyata dediler. Hayat bazısı için yeni başlıyor bazısı için de bitiyor maalesef. Bizim bu üzüntümüz ameliyata yansımıyor, içimizde yaşıyoruz dedi.
Nakil tarihinin çok önemi var
Karaciğer nakli için oğlunun gönüllü oluşunu ve operasyonun doğum gününde gerçekleştiğini anlatan Bursada yaşayan 60 yaşındaki Adil Güler, Karaciğerde siroz hastalığından dolayı buradayım. Eskiye göre devamlı bir yorgunluk hissediyorduk, eskisi gibi yürüyemiyordum, soluk soluğa kalıyordum tahlillere gittiğimiz zaman hep hemoglobin, şeker değeri düşük oluyordu. Ailemde böyle bir durum hiç duymadım. Nakil için aileden düşünüldü, sıraya da yazdırabiliriz dedik ama bu arada oğlum zaten kendisi gönüllü olarak ben babama veririm dedi, o şekilde önümüze baktık. Buraya da kadar geldik, iyi ki de gelmişiz, şu anda gülebiliyoruz. Nakil tarihinin çok önemi var çünkü 6 Şubat 1963 doğumluyum, 6 Şubat günü de ameliyatım gerçekleşti ve oğlum bana ciğerini verdi. Hocam Pazartesi ameliyatı yapacağız dediğinde ben bir düşündüm, hanıma bak bakalım pazartesi hangi güne geliyor dedim. Dedi ki 6 Şubat Onur Hocam tabi ki o tarihi bilmiyor. O gün bir şey mi var diyor, hocam doğum günüm var dedim şeklinde konuştu.
Doğum gününde babama karşı böyle bir şey yapmak daha çok mutlu etti
Babasının hayatta kalması için elinden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğunu söyleyen 24 yaşındaki Yusuf Yiğit Güler, 5-6 yıl önce babamın halsizliğinden dolayı doktora gittik, tahliller sonucu siroz olduğu ortaya çıktı. Tabi ki kötü bir his bu, sürekli bir doktora gidip gelme, Bursada yasadığımız için sürekli İstanbula gelme durumu oldu. En son burayı bulduk, gayet güzel bir şekilde her şey gerçekleşti. Ablam ve benim kan grubumuz uyuyordu o yüzden ben vermek istedim. Bir endişe, korku hissetmedim, sonuç olarak babamı iyileştirecek bir şey olduğu için herhangi bir tereddüt vs. korku hissetmedim. Duyduğumda daha çok memnun, mutlu oldum, doğum gününde babama karşı böyle bir şey yapmak daha çok mutlu etti. Hem onun için hem benim için daha güzel bir gündü. Bu kadar çabuk iyileşeceğimizi biz de düşünmüyorduk. Şu an gayet iyiyim, çok şükür, herhangi bir sıkıntımız yok, daha da iyi olmak için bekliyoruz ifadelerini kullandı.