Eklenme: 24 Kas 2024 / Paz 20:03
A A / 71 Kez Okundu
| |

Kör dövüşü...

İnegölspor’un kendi sahasında maç kazanamama serisi göz önüne alındığında, Batman karşısında galibiyet beklemek biraz zor görünüyordu. Ancak geçen hafta Fethiye deplasmanında sergilenen istekli oyun ve takımdaşlık ruhundaki artış, "Neden olmasın?" düşüncesine kapılmamıza neden oldu. Buna ek olarak, rakibin kaliteli ve ayağa oynayan oyuncularının, bizim "patates tarlası" kıvamındaki sahamızda istediklerini yapamayacağı düşüncesi, hevesimizi biraz daha artırdı.

Yağan yağmurun ardından kara dönüşen hava koşulları ve inanılmaz hale gelen zemin, umutlarımızı yükseltmişti. Ancak bu düşünceler aklımızdan geçerken, rakibin en etkili oyuncularından birinin boş kalması, gol yememize neden oldu. Rakip öne geçince bizdeki telaş ve panik havası uzun süre devam etti. Zeminde biriken sular nedeniyle top sürmek neredeyse imkansız hale gelmişti, ancak biz hala yerden oynamaya çalıştık. Hatta o zeminde çalım atmaya çalışan oyuncularımız bile vardı. Bu da hem yorulmamıza hem de istediğimiz oyunu sergileyemememize neden oldu.

Rakip ise bu şartlara rağmen oyunu doğru oynayan bir oyuncu grubuna sahipti. Terse atılan toplar, riske girmeden yapılan müdahaleler ve devreye istedikleri sonuçla giren bir Batman takımı izledik.

İkinci yarıda teknik heyet üç değişiklik yaparak oyunu rakip alana yıkmayı başardı. Bu baskının sonucunda beraberlik golü geldi ve ortam bir anda lehimize döndü. 2. golü ararken bir de penaltı beklediğimiz bir pozisyon yakaladık. Hakemin bu pozisyonu es geçmesi ise herkesin kafasında soru işareti bıraktı, çünkü bu pozisyona kimse "neden penaltı verdin?" diyemezdi. Dönen atakta, rakip duran toptan gol bulunca işler tekrar terse döndü.

Bu andan itibaren "kör dövüşü" şeklinde geçen maçta, beraberlik golünü bulamayınca sahadan mağlup ayrıldık. Rakibi bu kötü zeminde yakalamışken puan almalıydık, ancak yapamadık. Kendi sahamızda ilk yarı neredeyse sona ermek üzere ve yalnızca bir kez kazanabildik. Alt sıralarda bulunan 3 takımın maç kazanamamasını kendimize umut olarak görüp, "Bize bir şey olmaz." diyerek içimizi rahatlattık.

Şimdi sırada iki önemli maç var: İlki deplasmanda Altay, diğeri içeride Karaköprü ile. Bana göre bu maçlar, bizim yol haritamızı belirleme açısından önemli olacak. Ancak şunu unutmamalıyız: Devre arasında, kimsenin duygu ve hislerine takılmadan, geleceğimiz açısından profesyonel kararlar almamız şart.