Beni en çok sessizlik korkutuyor
İnegöl’de son dönemde birçok badireler atlatıldı. Operasyonlar, mafyalar, kavgalar, ticaret say say bitmez. Bu nüfus ölçeği bu kozmopolitik yapının içinde bunların olmasını istemeyiz ama beş parmağın beşi bir değil. Devlet bunun için var suçluyu bulacak gereken cezayı verecek.Ben bunlara takılmıyorum çünkü devletime güveniyorum devlet nerede dediğin anda hiç umulmayan anda gelir ve gereğini yapar. Peki her şeyi devletten mi beklememiz lazım. Yapılan yanlışları gördüğümüzde sessiz kalmamız mı gerekir. Beni en çok rahatsız eden bu. Bu kadar hadise gözümüzün önünde cereyan ederken kimse sesini çıkarmadı, herkes 3 maymunu oynadı ve herkes bu işin suçlusu olarak İnegöl Basınını suçladı.
Ne kadar kolay sorumluluk almadan birilerini suçlamak. Şimdi bende sormak istiyorum, bu şehirde vadeli ticaret adı altında bu işler çevrilirken sorumluluk sahipleri neredeydi? Kahve köşelerinde kadınların günlerinde mafyalar konuşulurken sorumluluk sahipleri neredeydi? Mobilyacı üretmekten vazgeçip farklı farklı alanlara yönelirken sorumluluk sahipleri neredeydi?
Ben söyleyeyim kimse sorumluğu üzerine almamış, bugün yarın geçer bu işlerde unutulur diyerek sessizce kenarda beklemeyi tercih ettiler. Bu işler unutulmasına unutulurda bu şehrin kaybolan enerjisi, güveni ne olacak?
Bugünden tezi yok, İnegöl için bende varım diyen tek derdi İnegöl olan herkes ile irtibata geçilmeli fikirleri alınmalı ve yol haritası çıkartılmalı.
Buna hemen yanı başımızda verimli tarım arazilerine kurulacak OSB’den başlayabiliriz. Burada kurulacak bir OSB’nin İnegöl’e ne kazandıracağı ne kaybettireceği rakamlarla ortaya konmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalı. Verimli tarım arazilerine OSB yapılmasına Bursa’dan yüksek sesle tepki gösterilirken İnegöl’de birkaç kişi dışında sesin çıkartılmaması beni çok korkutuyor.