İnegöl mobilyası kümesinin sunduğu arza dünya çapında daha fazla nasıl talep yaratır?

İnegöl Mobilya Endüstrisi, yaklaşık olarak farklı ölçeklerde 3.000’in üzerinde mobilya üreticisi işletme, 10 Milyon M2’nin üzerinde üretim alanında Türkiye'nin önemli üretim merkezlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Bunun haricinde gerek ticari pazarlama işletmeleri ve mobilya yan sanayisi gerekse malzemecisi ile büyük bir ekosistemdir. Fakat önemli soru bu kocaman endüstrinin yarattığı arz kendi talebini de yaratabilmekte mi? Özellikle global pazarda yarattığı arza karşılık çeşitli stratejiler geliştirerek sunulan arza karşılık talep de yaratması gerektiğini düşünüyorum.
Özellikle işletmelerimizin kendi içlerinde yapmaları gerektiğini düşündüğüm bazı önemli noktalar bulunmaktadır.

İLK ADIM SORUNLARIN TESPİTİ VE ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ GELİŞTİRİLMELİ
Maliyet Yönetimi: Yüksek üretim maliyetleri, global pazarda rekabeti zorlaştırabilir. Bu nedenle maliyetleri düşürecek verimli üretim yöntemleri geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Bu nedenle, üretim süreçlerini optimize ederek maliyetleri düşürmek gereklidir. Yalın üretim teknikleri uygulanmalı ve sürekli iyileştirme kültürü benimsenmelidir. Ayrıca, otomasyon teknolojileri kullanılarak üretim süreçleri hızlandırılabilir.
Kalite Kontrol: Ürünlerde yaşanabilecek kalite sorunları, marka imajını olumsuz etkiler. Sıkı kalite kontrol süreçleri ile bu sorunların önüne geçilmelidir. Bu nedenle, sıkı kalite kontrol süreçleri uygulanmalı ve her ürünün yüksek standartlarda olduğundan emin olunmalıdır. Sözde değil özde ISO 9001 gibi uluslararası kalite standartlarına uygun üretim yapmak, bu konuda önemli bir avantaj sağlayacaktır.

Varsa Yasal ve Gümrük Engelleri: İhracat yapılan ülkelerdeki yasal ve gümrük engelleri önceden belirlenmeli ve bu engellerin aşılması için gerekli yasal düzenlemeler ve sertifikasyonlar tamamlanmalıdır. İhracat yapılan ülkelerdeki yasal ve gümrük engelleri, ürünlerin pazara girişini zorlaştırabilir. Örneğin, Avrupa Birliği için CE sertifikasyonu almak, ürünlerin pazara girişini kolaylaştırır.

İKİNCİ ADIM PAZARA ÖZGÜ STRATEJİLER GELİŞTİRMEK
Yerel Pazar Araştırmaları: Hedeflenen her ülkenin pazar dinamikleri ve tüketici alışkanlıkları farklıdır. Bu nedenle yerel pazar araştırmaları yaparak, pazara özgü stratejiler geliştirilmeli ve ürünler bu doğrultuda uyarlanmalıdır. Örneğin, Japonya pazarında minimalizm ve fonksiyonellik ön plandayken, Orta Doğu pazarında lüks ve ihtişam ön plandadır.

Kültürel Uyum ve İnovasyon: Farklı kültürel beğenilere hitap eden ürünler tasarlamak ve pazara sunmak, ürünlerin kabul edilme oranını artırır. Bu hem tasarım hem de malzeme seçiminde dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Örneğin, İskandinav ülkeleri için doğal ahşap ve sade tasarımlar tercih edilebilir.

ÜÇÜNCÜ ADIM MARKA BİLİNİRLİĞİNİ ARTTIRMAK
Uluslararası Fuar ve Etkinliklere Katılım: İnegöl mobilyasının uluslararası fuarlara katılarak tanıtılması, potansiyel alıcılarla doğrudan iletişim kurmayı sağlar. Bu sayede marka bilinirliği artar ve yeni iş bağlantıları kurulabilir. Bu fuarlar, mobilya üreticilerinin ürünlerini sergileyerek potansiyel alıcılarla doğrudan iletişim kurmalarına olanak tanır. Örneğin, Almanya’daki IMM Cologne, İtalya’daki Salone del Mobile gibi büyük fuarlar, global ölçekte tanıtım yapmak için mükemmel fırsatlar sunar. Bu bilinen yöntem dışında artık dijital B2B sistemlerinin kullanımlarının yaygınlaşarak, sanal ortamda daha az maliyetle, daha çok kişiye ulaşabiliriz. Bu klasik yöntem halen ne kadar önem arz etse de günümüz koşullarında yerini farklı alanlara bırakmaktadır.

Dijital Pazarlama Stratejileri: Bana göre artık fuarlardan, ikili iş görüşmeleri etkinliklerinden çok daha önemli bir konu olan bu husus sadece sosyal medya stratejilerinden ibaret olmamalıdır. Reklam stratejileri ve SEO çalışmaları gibi dijital pazarlama stratejileri kullanarak online varlığın güçlendirilmesi, global müşteri kitlesine ulaşmayı kolaylaştırır. Bu konuda yetişmiş insan kaynağına da ihtiyacımız olmakla birlikte yerelde bu süreçleri sadece reklam, vermek anlayışından çıkartmak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü strateji olmadan verilen reklamlar sadece para harcatan bir kalem oluyor. İşletmelerimize dönüşleri yetersiz kalıyor.