Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesinde (NKÜ) Deprem ve Farkındalık Zirvesinde konuşan Prof. Dr. Taymaz, Rusya ve Amerika arasındaki nükleer deneylerin deprem bilimine katkıda bulunduğunu ifade ederek, "Doğal felaketler her zaman insanoğluna doğal yaşam alanları sunmuştur" dedi.
NKÜ Rektörlük Konferans Salonunda düzenlenen programda Kahramanmaraş merkezli depremlerde bölgede yaptıkları çalışmalarla ilgili video gösterimi yapıldı.
Konferansta konuşan Jeofizik Profesörü Tuncay Taymaz, "Tekirdağın birçok bölgesi deprem riski ile karşı karşıya. Yani şimdi Kahramanmaraşı konuşacak olursak 400 kilometre ve 600 kilometrelik bir alan. 240 bin kilometre karelik bir alan yıkıldı. Yani depremin kaynağı size 300-400 kilometre uzaklıkta olsa bile yıkılabilirsiniz. Ben bunları Dolmabahçe Sarayı Bilim Kurulunda, cumhurbaşkanımıza ilettim. Görünen o ki, biz deprem bilimini, ilmini bilmekle beraber arama kurtarmada imece usulünde de çok iyiyiz. Aslında 1960lı yıllardan itibaren elektromekanik cihazların geliştirilmesi ile başlıyor" dedi.
Prof. Dr. Taymaz, "Amaç Amerika ile Rusya arasındaki soğuk Savaş nükleer deneyleri kaydetmek. Görünen o ki, çok fazla deprem kaydediyoruz. Dolayısıyla biz bu tarihi dönemi bilimsel olarak referans aldığımız için 100 yılın en büyük depremi diyoruz. Aslında birinci deprem, 7,96 yani 8 civarında. Ondan sonraki depremde 7.75, 7.7 gibi diyebiliriz. Her biri felaket boyutunda ama aralarında da 10-15 tane 6.5ler. Bunlara biz deprem cifti diyoruz. Bazen 3lü, 4lü diyoruz. Hatta geçen hafta Afganistanda 4 tane peş peşe 6. deprem oldu. Bu tür coğrafi birikimler bizim Doğu Anadolumuzda da var. Ağrı Dağından Kafkasyaya kadar deprem üretiyorlar. Dinamik bir yer köredeyiz. Son 40, 50 milyon yıllık en genç coğrafyasında yaşıyoruz. Sürekli gelişimini evrimini tamamlamaya çalışan bir coğrafyada yaşıyoruz. Marmara Bölgesinde milyonlarca yıldır deprem oluyor. Ama Trakya Bölgesini etkileyecek en büyük fayımız, Kuzey Anadolu Fay Zonu. Kuzey Anadolu Fayı Gaziköyden girerek, oradan Mürefte Şarköyden. Çünkü deprem fayını takip eden dere yatakları üzerinde yerleşim olunca doğal felaketler her zaman insanoğluna doğal yaşam alanları sunmuştur" ifadelerini kullandı.