1. Dünya Savaşı sırasında çıkan Şerif Hüseyin isyanında zor şartlar altında Medinede yönettiği 2 yıl 7 ay süren Medine Müdafaası ile bilinen Ömer Fahreddin Türkkanın fotoğraflarının ve günlüklerinin yer aldığı sergi, Kazlıçeşme Sanatta 17 Ekimden itibaren sergilenecek.
Medine Müdafii Fahreddin Paşa, Cumhuriyetin 100. yılında Kazlıçeşme Sanatta anlamlı bir sergi ve kitap ile anılacak.Türk asker ve diplomat Fahreddin Paşa, kısıtlı imkanlarla Medinede 2 yıl 7 ay boyunca gerçekleştirdiği müdafaa ile tanınıyor. Yaptığı savunma ile o dönem Milli Mücadeleye ışık tutan Medine Kahramanı Fahreddin Paşa, Cumhuriyetin kurucu değerlerinden biri oldu. Kazlıçeşme Sanatta 17 Ekim Salı günü saat 11.00de TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy ve pek çok sanatseverin katılacağı programda Fahreddin Paşa Medine Müdafii sergisi, Zeytinburnu Mozaik Müzesi, Sosyal Tesis ve Mozaik Kafe Restoranın da açılışı gerçekleştirilecek. Medine Müdafii Fahreddin Paşa Sergisi 17 Ekim - 31 Aralık tarihleri arasında pazartesi hariç her gün 10.00 - 18.00 saatleri arasında Kazlıçeşme Sanatta misafirlerini ağırlayacak.
Fahreddin Paşa hayatımın mihenk noktalarından biri oldu
Fahreddin Paşa sergisinin oluşumuna uzanan süreç hakkında konuşan serginin Küratörü Ömer Şerifoğlu, Fahreddin Paşa ile benim şahsi olarak ilgilenmem 1980li yıllara kadar uzanıyor. Kitapta da belirttiğim gibi bu benim kişisel tarihimle ilgili diyebilirim. Ben adımın neden Ömer olduğunu sorduğumda dedemden duymuştum ilk. 1989du sanıyorum Körfez Savaşı sırasında Mekke Medineye Amerikan askerlerinin gireceği gibi konular medyada konu olduğunda o gün bir hoca Cuma vaazında yok ki bir Fahreddin Paşa dedi. O zaman dedim ki ben bu adamı neden ıskalıyorum. Benim adaşım madem. Öylelikle Fahreddin Paşanın peşine düştüm. Birkaç aylık kovalamacadan sonra hakkında yazılmış 2 tane önemli kitap var. Naci Kaşif Kıcıman ve Feridun Kandemir. İkisi de emrinde görev yapmış kişiler. Kıcımanın kitabı daha belgelere dayalı ve daha zamanda yazılmış. Kandemirin kitabı ise daha sonra ve gazeteci mantığıyla derleme bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Ancak ikisi de önemli kaynaklar. O dönemlerde oğullarının yaşadığını öğrendim. Oğulları Selim ve Orhan Paşa ikisi de emekli generaldi. Onlarla bizim iki yıldan fazla süren görüşme periyodumuz oldu. Ben onlara babalarına dair sorular sordum. Yer yer ağladılar yer yer güldüler. İkisinin de babalarını ne kadar çok sevdiklerini ve Fahreddin Paşanın ne kadar önemli bir insan olduğunu onlardan dinledikçe öğrendim. Pek çok şey kitaplarda yazılan şeyler değildi. Önce büyük oğlu Selim Paşa vefat etti. Sonrasında Orhan Paşa, Ben bir kitap yazmayı hayal ediyordum. Ancak bu pek mümkün olmayacak. Elimdeki bütün malzemeleri seninle paylaşacağım. Peyderpey bilgileri bana aktardı. Ben de 20li yaşların toyluğuyla hem hayalini kurduğum işi gerçekleştiremedim. Selim ve Orhan Paşayı belki daha fazla konuşturmalı ve kayda almalıydım. O da benim toyluğum diyebilirim. O günden bu yana Fahreddin Paşa benim hep hayatımın mihenk noktalarından biri oldu. Onun adını duyduğumda onunla ilgili bir şey gördüğümde hep dikkat kesildim. Arada Fahreddin Paşa ile ilgili birtakım makaleler, yazılar yazdım ama görkemli bir sergi ve bir kitap bugüne kadar gerçekleşmedi dedi.
"Fahreddin paşa, fotoğraf tarihimiz açısından da önemli bir entelektüel"
Resim gibi fotoğrafın da askeri kültürün ve eğitimin kazandırdığı bir şey olduğuna değinen Şerifoğlu, Fahreddin Paşa, donanımlı bir asker ve Osmanlı entelektüeli olarak fotoğrafa çok erken uyanmış bir adam. 1875lerde 7 yaşında fotoğrafı keşfetmiş. 1885lerde 17 yaşında fotoğraf makinesi sahibi olmuş bir subay adayı. Sonrasında da ölene kadar fotoğraf makinesini elinden bırakmamış bir adam. Bulunduğu her görevde yerine göre amatör yerine göre daha özenli fotoğraflar çekmiş. Bugün geriye baktığımızda bini aşkın fotoğraf karesi var ondan kalan ifadelerini kullandı.
"Bugüne kadar Paşa hakkında varlığını bilmediğimiz bir defter de bu sergide yer alacak"
Fahreddin Paşanın düzenli bir hatırat yazmadığını belirten Ömer Şerifoğlu, Paşanın oğullarında gördüğüm parçalanmış günlük sayfaları vardı. Bu benim için bir hayal kırıklığıydı. Çünkü o günlüğü bütünüyle okumak çok daha anlamlı olabilirdi. Bu sergiyi hazırlarken bugüne kadar varlığını bilmediğimiz bir defter çıktı aileden. Defterin üzerinde 1 yazıyor. Yani Paşanın 1 numaralı defteri. Bu serginin en önemli malzemesi bu diyebilirim. Elimizdeki tek bütünlüklü parçalanmamış defter. Burada Paşanın özlük bilgileri var. Tam olarak bir günlük değil ama doğumundan, isminin Ömer Fahreddin oluşu, ailesi, çocukları, hayat serüvenindeki köşe oluşturmuş işler bulunuyor. Ödüllerinin tarihi, tayinleri ve bir takım değerlendirmeleri var. Sergi metnini oluştururken birinci malzeme bu defter oldu diyebilirim. Fahreddin Paşanın çocukluğundan ölümüne bir Osmanlı subayı ve entelektüelinin hayatındaki muhtelif yaşlarından karelerini göreceğiz şeklinde konuştu.
"Fahreddin Paşa, Milli Mücadeleye verdiği katkı ile Cumhuriyetin sembol ismi oldu"
Fahreddin Paşanın Cumhuriyetin sembol isimlerinden olduğuna değinen Ömer Şerifoğlu, Fahreddin Paşa Medine müdafasıyla sembol olmuştur ama Medine müdafasınının bugün Cumhuriyetin 100. yılında idrak ettiğimiz çok başka bir anlamı daha var. Bu o zamanın önde gelen yazarları tarafından da telaffuz edilmiş. Medine müdafası, Mondrosa direnmesi Mondrosu tanımaması adeta Milli Mücadeleye de bir kıvılcım olmuştur. Buradaki mitinglerde Bakın daha bitmedi Fahreddin Paşa Medinede direniyor. denmiştir. İnsanların zihnini açmaya, yol gösteren bir ışık olmuştur. Fahreddin Paşayı Cumhuriyetin kurucu değerlerinden biri olarak görmemiz gerekiyor. Bundan dolayı Cumhuriyetin 100. yılında bu anlamlı sergiyi ve kitabı yaptık. Hem de fotoğrafçı Fahreddin Paşa olarak bir albüm oluşturduk. Bunları sağlamamıza da Zeytinburnu Belediyesi özellikle Belediye Başkanı Ömer Arısoy vesile değil gerekçe oluşturmuş oldu. Müteşekkiriz diye konuştu.