2|4
Masada karşımda oturanların kim olduğunu bilmiyordum. Her türlü tehlikeye açık ve savunmasızsınız. Ürkektim bu yüzden. Size biri dokunmadan, bir ses duymadan nerede ve kimlerle olduğunuzu anlamanıza imkân yok. Ne yediğinizi görmüyorsunuz, ne içtiğinizi de... Sadece adlarını biliyorsunuz. Yemeğiniz ya da içkiniz bittiğinde elinizi kaldırıp işaret etmenizin bir anlamı yok. Seslenmek durumundasınız. Seslendim ben de "Gökhan Bey!" masanın civarında değilse cevap alamıyorsunuz, yani etrafta size yardım edecek biri yok. Çaresizce bekliyorsunuz. Bekledim... Bir süre sonra yanınıza geliyor, ya biten servisinizi alıyor ya da bir şeye ihtiyacınız var mı onu soruyor ve uzaklaşıyor. ( Öyle olduğunu düşünüyorsunuz, çünkü göremiyorsunuz.) Sonra dolu bir tabakla geri geliyor. İçkiniz bitmiş, kadeğiniz boş ise onu tazeliyor. Menüde önce salata, ardından ana yemek, sonra tatlı en sonunda da kahve vardı: Balzamik, nar ve ceviz soslu, ıspanaklı salata / Pırasalı,mantarlı ve parmesanlı tavuk rulo / yedi baharatlı, beyaz soslu, havuçlu, kerevizli pilav/ Sakızlı muhallebi taze frenk üzümlü karamel soslu / Kahve. Ama ben tabağımda bunların olduğunu anlayamadım. Çatalıma denk gelenleri yemek zorundaydım. Görüntüyü bilmiyordum. İçinde saç, böcek vb bir şey olduğunu anlama şansınız yok... Önce bir parça tavuğu çatalınıza alıp ağzınıza götürme şansınız olmadığı gibi... Aydınlık bir ortamda olsaydım, çok daha farklı olurdu. Salatama tuz atamadım, çok sevdiğim halde pilava karabiber de. Elimde olana, algılayabildiğime ve bana sunulana razı ve muhtaçtım. Ekmeği yanımda oturan arkadaşım vermeseydi onu da yiyemezdim. Çatalıma tavuk alıp ağzıma götürmek istediğimde pilavla karşılaştım, bir sonraki denememde sebze ve nasılsa tavuğa denk geldim en sonunda. Tabağımda her şey birbirine karıştı. Parmak uçlarımın, dokunmanın kıymetini anladım, çünkü dokunup hissettikçe görebiliyordum ve etraf şekilleniyordu... Duymanın değerini de biliyorum, duydukça güvendeydim... Konuşabilmek, tat alabilmek aynı derecede önemli duyularım, bunu artık çok daha iyi biliyorum. Bir şey daha biliyorum: Böyle zamanlarda size uzanan, yol gösteren yardım elinin ne kadar KIYMETLİ olduğunu...