Türkiyenin önemli iş insanları, Dostluk Grubu ve DOĞUSİFED organizasyonunda Vanda bir araya geldi.
Elite World Van Hotelde düzenlenen toplantıda açılış konuşmasını yapan Van Dostluk Grubu Başkanı Mehmet Avcı, yaklaşık 2 yıl önce TÜSİAD ile birlikte Vanda bir toplantı yapma hayali kurduklarını anımsatarak, Hayalimizi gerçekleştirmek için defalarca bu konu ile ilgili girişimlerde bulunduk. TÜSİAD yönetim kurulu, bizlerin davetini kırmayarak Vanda bir toplantı yapma kararı alıp ve bugün memleketimize adeta bir çıkarma yaptılar. Bu hayalimizi bugün gerçekleştiriyor olduğumuz için çok gururluyuz. Bu gün gerçekleştiriyor olduğumuz program Van ve bölge ekonomisi için büyük önem taşımaktadır. Ekonomide, kalkınmada, sosyal ve kültürel faaliyetlerde ilerlemek, büyük oranda güvene dayalı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu gün dünyanın saygın iş STKlarından biri olan TÜSİADın yönetim kurulu toplantılarını Doğu Anadolunun kalbinde, yani memleketimizde yapıyor olması herkese, Vanın güvenli bir şehir olduğunu, yatırımların ve organizasyonların rahatlıkla yapılabileceğini göstermektedir dedi.
Türkiyenin kalkınması için en az kalkınmış bölgelere yoğunlaşmanın büyük önem taşıdığını belirten Avcı, Batıda teknoloji, bilim, sanat, küresel entegrasyon konuşulurken Doğu Anadoluda halen büyük oranda işsizlik, çocuk yaşta evlilik, terör olaylarını konuşmaktayız. Yatırımları doğrudan buralara getirme olasıklarının düşük olduğunu gördüğümüz için dolaylı yatırımların sağlanacak güven ve girişimlerle olabileceğinin kanaatindeyiz. Bugün buradan TÜSİADın kamuoyuna vereceği mesajların yatırım ve girişimlere öncülük edeceğine inanıyor, memleketimiz ve bölgemiz için hayırlı olmasını diliyoruz ifadelerini kullandı.
Doğu Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (DOĞUSİFED) Başkanı Suat Çiftçi ise doğu-batı arasındaki ticari köprülerin kurulması amacıyla kurulan DOĞUSİFEDin temel stratejisinin ortak akıl ve uzlaşı kültürü temelinde, bölgesel kalkınma ve Vanın büyük fotoğrafında buluşma olduğunu vurguladı. Bölgenin iki temel unsura ihtiyacı olduğunu dile getiren Çiftçi, Bunlar kardeşlik hukukunun geliştirilmesi ve ekonominin güçlendirilmesidir. Bölge olarak ciddi sıkıntılarımızın olduğu gerçeği açıktır. Ülkemizde, bölgeler arasında ciddi bir gelir dağılımı sorunun olduğu hepimizin malumudur. Vanın da dahil olduğu TRB2 bölgesinde Van, Muş, Bitlis ve Hakkaride kişi başına düşen gayrı safi milli hasılat yıllık 3 bin 500 dolar iken, buna karşın Marmarada kişi başına düşen gayrı safi milli hasılat ortalama 24 bin dolardır. Yani, ülke ortalamasının en dip noktasındayız. Bunun yanında sosyoekonomik gelişmişlik açısından 76ncı sıradayız. Bölgede genç işsizlik önemli bir sorundur. Nihayetinde yaşadığımız coğrafyada, sorunlarımızın temelinde zayıf uzlaşı kültürünün yattığını düşünüyoruz dedi.
Van Ticaret ve Sanayi Odası (VAN TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva da Van şehrinin dünyanın en güzel şehirlerinden birisi olduğuna dikkat çekerek, Nuh Tufanından sonra, hayatın yeniden başladığı havzanın şehri olan Van, Büyük Urartunun başkentidir. Birçok medeniyetin zapturapt altına almak istediği ve kendine ait görmek istediği bir yaşam alanı olan Van, batının doğusu, doğunun batısındaki başkenttir. Tarihte 5 kez yerle bir olmasına rağmen, bugün nüfusu itibari ile Türkiyenin 19uncu büyük şehridir. Türkiyenin 6ıncı büyük coğrafyasına sahip olan Van, küçükbaş hayvan varlığı ile Türkiyenin ilk şehridir. Van; maden potansiyeli, canlı hayvan varlığı, mera büyüklüğü, jeotermal alanları, yıl içinde aldığı güneş rezervi, Dicleyi besleyen su kaynakları ve tarihi mirası ile insanların, binlerce yıldır vazgeçemediği, yaşam alanı olarak seçtikleri kadim şehirler arasında yerini almıştır diye konuştu.
Van Ticaret ve Sanayi Odası olarak İran İslam Cumhuriyeti ile olan ilişkilerin güçlendirilmesi başta olmak üzere, ülke genelinde ekonomik anlamda ileri seviyelerde olan ve sanayisi gelişmiş birçok ile ziyaretler gerçekleştirerek, iş dünyasını Vanın ekonomik kalkınması yönünde sorumluluk almaya davet ettiklerinin altını çizen Takva, Hükumet temsilcileri başta olmak üzere ekonomik kalkınmadan sorumlu birçok kurum ve kuruluş ile ilişkiler geliştirerek, özelde kentimizin genelde bölgemiz ve ülkemizin ekonomisine, Van ili olarak katma değer oluşturmayı hedeflediğimizi ve işbirliği yapmamız gerektiğini ileterek; kalkınmanın sadece kent sakinleri tarafından değil, kolektif bir perspektif ve bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştirebileceğini çokça dile getirdik. Ancak bu çağrılarımıza en anlamlı cevabı; İran İslam Cumhuriyeti yetkilileri ve halkı başta olmak üzere Irak Kürdistan Bölgesinde yaşayan insanlar karşılık verdi. Ülkemizin batısından bu çağrımıza anlamlı bir desteği ve sahiplenmeyi ne yazık ki göremedik. Sizlerin bugün burada olmasının, bu çağrımıza değer katacağını umuyoruz dedi.
Şehirler ve hatta ülkeler arasındaki rekabet ne kadar artarsa, kazanma şansının da o kadar zorlaştığını ifade eden Takva, Bu durumda, ancak sahip olunan değerleri iyi anlatan, değerlere yeterince sahip çıkan, koruyan, markalaştıran kentler kazançlı çıkacaktır. Dünyada artık marka değerlerlerini yükselten şehirler ön plana çıkmaktadır. Markalaşma neticesinde şehir canlanır, şehir ekonomisi büyür, istihdam artar, şehrin alt yapı ve üst yapı ihtiyaçları hızla karşılanır, şehir göç vermez, şehir modern kamu alanlarına sahip olur ve hemşehriler şehirleriyle gurur duyarlar. Bizler bunların farkındayız ve tarihi mirasımızı korumak, doğal güzelliklerimizi paylaşmak için buradayız. İlimiz, tüm potansiyelleri ile marka kent olmayı hak etmektedir. Ancak bu noktada siz kıymetli yatırımcılar, kentimizin bu çığlığına ses vererek ve ilk etapta yapılacak küçük ve karlı girişimlerle olumsuz süreci olumlamayı hedefleyen desteklerde bulunabilirsiniz ifadelerine yer verdi.
Konuşmaların ardından toplantının istişare bölümü basına kapalı devam etti.