Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, "Küresel ekonomik sistemin yeniden şekillendiği, yeni dengelerin oluşturulduğu bu dönemde Türkiye olarak, dünyadaki birçok ülkeye göre büyük avantajlara sahibiz. Bunlardan biri bölgesel ve küresel finans merkezi olma konusundaki azmimizdir." dedi.
BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, İktisadi Araştırmalar Vakfının düzenlediği 10uncu Prof. Dr. M. Orhan Dikmen Araştırma Yarışması ve 15inci İktisadi Araştırmalar Vakfı Tez Ödüllendirilmesi Yarışmasının ödül törenine katıldı. Akben, BDDK olarak yaptıkları çalışmalara değinirken, 2020 konusunda beklentileri açıkladı. Törene Borsa İstanbul Genel Başkanı Hakan Müdürü ve İktisadi Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ahmet İncekara ve davetliler katıldı.
Bu dönemde Türkiye olarak, dünyadaki birçok ülkeye göre büyük avantajlara sahibiz
Törende konuşan Akben, "Küresel ekonomik sistemin yeniden şekillendiği, yeni dengelerin oluşturulduğu bu dönemde Türkiye olarak, dünyadaki birçok ülkeye göre büyük avantajlara sahibiz. Bunlardan biri bölgesel ve küresel finans merkezi olma konusundaki azmimizdir. Bu kapsamda İstanbul Finans Merkezi Projesinin hayata geçmesi için her türlü desteği vermek adına çalışmalarımızı sürdürmekteyiz." dedi.
"Türk bankacılık sektörü son 18 yılda 20 katlık bir büyüme kaydetmiş, 2019 yıl sonu itibariyle 4,5 trilyon TLye ulaşmıştır"
Bankacılık sektörünün geldiği noktayı değerlendiren Akben, "Türk bankacılık sektörü son 18 yılda 20 katlık bir büyüme kaydetmiş, 2002 yılsonunda 213 milyar TL olan aktif toplamı 2019 yıl sonu itibariyle 4,5 trilyon TLye ulaşmıştır. Aynı dönemler arasında şube sayısı yüzde 84 oranındaki artış ile 11 bin 374e, personel sayısı ise yüzde 65 oranındaki artış ile 204 bin 626ya ulaşmıştır. Küresel belirsizliklere rağmen son bir yıllık dönemde yüzde 16 büyüme kaydeden sektörümüz büyüme potansiyelini sürdürmektedir." şeklinde konuştu.
Akben, sözlerine şöyle devam etti: "Bankacılık sektörümüz uzun zamandır kamuyu finanse eden bir sistem olmaktan çıkarak gerçek işlevi olan ekonominin finansmanına yönelmiştir. Kamu borçlanma gereğinin azalmasıyla birlikte menkul değerler portföyünün sektörün toplam aktifleri içindeki payı 2002 Aralık döneminde yüzde 40 seviyesinde iken, 2019 yılsonu itibariyle yüzde 17,6ya gerilemiştir. Böylece, aracılık fonksiyonunu daha etkin olarak yerine getiren sektörün kredileri 2,7 trilyon TLye ulaşmış ve kredilerin aktif toplamı içindeki payı yüzde 60 seviyesine yükselmiştir."
"Sektörümüzün 2019 yılsonu itibariyle mevduat toplamı 2,6 trilyon TL düzeyindedir"
Sektördeki mevduat rakamlarına değinen Akben, "Geleneksel olarak mevduat ağırlıklı kaynak yapısına sahip olan sektörümüzün 2019 yılsonu itibariyle mevduat toplamı 2,6 trilyon TL düzeyindedir. Diğer taraftan, geçtiğimiz yıllarda bankalarımız kredi büyümesini fonlayabilmek için kaynak çeşitlendirmesine yönelmiştir. Düşük yurtiçi tasarruf eğiliminin de etkisi ile maliyet avantajı nedeniyle yurt dışı kaynaklar kullanılmış, ayrıca menkul kıymet ve sukuk ihraçları alternatif fon sağlama yöntemi olmuştur." diye konuştu.
"Özkaynaklar, 2019 yılsonu itibariyle 492 milyar TLye ulaştı"
Özkaynaklar hakkında bilgi veren Akben, "2019 yılsonu itibariyle 492 milyar TLye ulaşan ve kaliteli unsurlardan oluşan özkaynaklar, BDDK tarafından yapılan düzenlemelerin de olumlu katkısıyla gücünü korumuştur. Bu çerçevede, 2019 yılsonu itibariyle sermaye yeterliliği oranı yüzde 18,4 olarak gerçekleşmiştir. Sektörümüzün özkaynak karlılığı yüzde 11,6, aktif karlılığı ise yüzde 1,2 olarak gerçekleşmiştir. Toplam dönem net karı ise Aralık 2019 döneminde 49,3 milyar TL düzeyinde gerçekleşmiştir. Bankacılık sektörümüz karlılık göstergeleriyle de sağlamlığını teyit etmekte ve uluslararası yatırımcılar açısından cazibesini korumaktadır." ifadelerini kullandı.
"Önlemlerle birlikte cep telefonu ithalatı için ülkemizden çıkan döviz 3,1 milyar dolardan 1,8 milyar dolara kadar düşürülmüştür"
Cep telefonlarının cari açığa etkisini değerlendiren Akben, "15 Ağustos ve 27 Kasım 2018 ile 14 Ocak 2020 tarihlerinde alınan karalar ile yurtdışından ithal edilen cep telefonlarına ilişkin taksit sınırı kademeli olarak düşürülmüştür. Bu sayede, Hazine ve Maliye Bakanlığının almış olduğu diğer önlemlerle birlikte cep telefonu ithalatı için ülkemizden çıkan döviz 3,1 milyar dolardan 1,8 milyar dolara kadar düşürülmüştür." açıklamasında bulundu.
Ülke ekonomisi ve bankacılık sektörü açsından 2020 yılına ilişkin beklentilerini paylaşan Akben, "Geçtiğimiz birkaç yıl ticaret savaşları, bölgesel dengesizlikler ve Çinin Vuhan eyaletinde başlayıp sınırlarımıza kadar gelen Koronavirüsün etkileriyle dünya ticaretinin istikrarsızlaştığı çok açık şekilde görmüş bulunmaktayız. Bu süreçte dünya ticaretinde başlayan yeni arayışlarla birlikte ülkemiz ekonomisinin öne çıkmasını bekliyoruz. Dengeli ve güçlü bir Türk lirasının varlığı ve fiyat istikrarının sağlanması, dünya piyasalarındaki pazar payımızın artması açısından da büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, bu süreçte bankacılık sektörünün asli alanlarda daha etkin bir rol oynayarak ihracatı ve üretimi teşvik etmesi yoluyla hızlı bir şekilde büyümeye destek vereceği bir döneme giriyoruz dedi.