Ülkü Ocakları Genel Başkanı Dr. Sinan Ateş, "Okumayan, araştırmayan, sorgulamayan kişiler bu cephenin arkasında su bile taşıyamayacak" dedi.
MHP Milletvekili Olcay Kılavuzdan görevi devralarak Ülkü Ocaklarının yeni Genel Başkanı olan Dr. Sinan Ateş, yeni döneme dair önemli açıklamalar yaptı. Türk milletine hizmeti kendilerine şiar belirlediklerini ifade eden Ateş, Ülkü Ocakları; Türklük gurur ve şuurunu, İslam ahlak ve faziletini yaşamayı ve yaşatmayı hedefleyen bir hizmet ocağıdır. Merkezinde Türk gençliğine ve Türk milletine hizmet vardır. Yaşantımızla, genel kültürümüzle, insani davranışlarımızla, ahlaki tutumumuz, eğitim ve iş hayatındaki çalışmalarımızla topluma örnek teşkil edecek Türk gencini yetiştirmeyi hedefliyoruz dedi.
Düşünen, konuşan, fikir üreten ve uygulayan bir Türk gençliği hayal ettiklerini ifade eden Ateş, Okumayan, araştırmayan, sorgulamayan, kendini geliştirmeyen kimseler bu cephenin gerisinde su bile taşımayacak. Ülkücüler çift başlı kartal gibi olacak. Bir başları doğuya bir başları batıya bakacak. Bir doğu, bir de batı dili öğrenecekler ifadelerini kullandı.
Ülkü Ocaklarının bir eğitim ve kültür vakfı olduğunu vurgulayan Ateş, Ülkü Ocaklarında siyaset olmaz, Türk milletine nasıl hizmet edilir, bunun yolları aranır ve hizmet üretilir. Burada pek çok kamu ve özel sektörde başarılar göstermiş, üst seviyede görevlere gelmiş hatta dünyaca ün kazanmış pek çok sima yetişmiştir. Afrin operasyonunun ilk şehidi Musa Özalkan Ülkü Ocaklıdır. Yaptığı bilimsel çalışmalarla Nobel ödülü almış olan Aziz Sancar da Ülkü Ocaklıdır. Burası bir ocaktır, bu öyle bir ateştir ki burada hamur kendi kendine şekil verir. Türk gençleri millî ve manevi meselelerde daima öndedir ve birbiriyle yarışmaktadır. Türk gençliği ne yaptığını bilen; nerede, nasıl davranması gerektiğinin farkında olan; ailesine, kültürüne tavrı takdire şayan bir gençliktir şeklinde konuştu.
FETÖye tepki gösteren Ateş, Biz ülkücü hareket olarak başta liderimiz Devlet Bahçeli olmak üzere, Türkiyeyi bu hain yapıya karşı her seferinde ikaz ettik. Ancak takkiyye ve riyayı kendilerine şiar edinmiş bu mürted sürüsü, 15 Temmuza kadar inlerinde saklanmışlar. Son kalkışmalarında da çok şükür başarılı olamadılar. Türk devleti ve milleti, milli ve manevi duygularının bir daha istismar edilmesine izin vermeyecektir. FETÖye öykünen yapılar varsa; bu hain örgütün akıbetini acıklı bir şekilde kendilerine hazin bir son olarak hatırlatmak isteriz. Bizim yaslandığımız gelenek, Anadoluyu İslâm ile Türkleştiren Pir-i Türkistan Ahmed Yesevilerin, Hacı Bektaşların, Hacı Bayramların yoludur. Referans noktalarımız arasında bu isimler ilk sıralarda yer alır. Tarikatlar da isteyen kişinin meşrebine göre Allaha ulaşma noktasında fıtratına uygun şekilde devam ettiği geleneksel yapılardır. Manevi dünyasında, iç âleminde kimin hangi veliyi sevdiği, kimin hangi Allah dostu olarak gördüğü kişiden feyz ve ders aldığı bizim kapsam ve ilgi dışımızdadır. Ancak hiç kimse yetkiyi ve maaşı devletten alıp, emrini büyüğünden, abisinden vs. alamaz. Bu hem Türk devlet geleneğine ihanet, hem anayasal bir suç, hem de aziz Türk milletine yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisidir diye konuştu.