Eğitimci yazar Tayfun Çavuşoğlu, özel sektör kurumlarında görev yapan öğretmenlerin ihbar-kıdem tazminatı, işe iade davası açma hakkı, kırtasiye yardımı ile kamudaki öğretmenlerle maaş eşitsizliği gibi sıkıntılarına dikkat çekti.
Özel sektör eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin özlük hakları konusunda yaşanan sıkıntılar eğitim gündemindeki yerini koruyor. Özel Öğretim Kurumları Kanununa tabi olarak okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kurslar, özel öğretim kursları, uzaktan öğretim yapan kuruluşlar, motorlu taşıt sürücü kursları, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, sosyal etkinlik merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlarında çalışan yaklaşık 200 bin öğretmeni ilgilendiren özlük hakları meselesini gündeme taşıyan eğitimci yazar Tayfun Çavuşoğlu, Öğretmen Meslek Kanununun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Eğitim Radyosu haber portalında konuyu ele aldığı dizi yazılarında Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçukun konuyla ilgili verdiği mesajın öğretmenler için umut ışığı olduğunu belirten Tayfun Çavuşoğlu, İHAya özel yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Bakan Selçuk, 30 Ekim 2018de yayınlanan bir röportajında özel okullar, kolejler ve dershanelerden dönüştürülen temel liselerde çok büyük ölçüde öğretmen sömürüsü yaşandığına ilişkin değerlendirmeler üzerine, özel sektördeki öğretmenlerin özlük hakları ve maaşları konusunda düzenleme yapılacağını vurgulayarak, Ücrette (özel okullarda) asgari sınır belirlenmeli. Özel öğretimle ilgili geçtiğimiz yıllarda hızlı süreçten dolayı öğretmenlerin özlük hakları ve aldıkları ücretler konusunda bazı sıkıntılar yaşandığını biliyoruz. Bunun için de asgari standart anlamında bir tebligat olacak. Önümüzdeki öğretim yılı geçerli olacak. Asgari ücrete kadar varan öğretmen ücretlerinden söz ediliyor. Öğretmenin bir yaşama standardı, hizmet edebilmesi için gereken şartlar var cevabını vermişti. MEBin Öğretmen Meslek Kanunu başta olmak üzere yapacağı yasal düzenlemelerde Bakan Selçukun altını çizdiği konularda gereken tedbirlerin alınacağı yönünde öğretmenlerde ciddi bir beklenti hakim oldu. Bakanın maaşların eşitlenmesine ilave olarak, öğretmenlere iş güvencesi, ihbar-kıdem tazminatı hakkı gibi aynı çerçevedeki özlük hakları konusunu da gündemden düşürmeyeceğine inanıyorum. 5580 sayılı Özel öğretim Kurumları Kanununun 9. maddesindeki Okullarda yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine göre (emekliler hariç) dengi resmi okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemez hükmü gereğince, özel eğitim kurumlarında öğretmenlik yapanlara, devlet okullarındaki öğretmenlere ödenen ücretler daha düşük ücret ödenemiyordu. 2014 yılında 9. maddesinin 2. fıkrası yürürlükten kaldırıldı, bu düzenleme ile özel okullarda çalışan öğretmenler üzerindeki devlet koruması da ortadan kalkmış oldu. Özel okul öğretmenlerinin büyük bir çoğunluğu asgari ücrete mahkum edildiler. Adana Milletvekili İsmail Koncuk, konuyu bu takdimle TBMM gündemine de taşıdı ve Bakan Ziya Selçukun cevaplaması isteğiyle özel okul öğretmenlerinin ücret sorunlarına ilişkin soru önergesi verdi. Özel okullar ile öğretmenler arasındaki sözleşmelerin belirli süreli ya da belirsiz süreli sayılacağına ilişkin farklı hukuk daire kararları, farklı hukuki sonuçlara yol açtığı için, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu konuyu ele aldı. Çünkü özel okullarda görev yapan öğretmenler, Özel Öğretim Kurumları Kanununa tabi olarak süreli sözleşme ile çalışıyorlardı. Bir öğretmen ile özel okul arasında zincirleme olarak birden fazla süreli sözleşme yapılması halinde, bu sözleşmenin süresiz sözleşmeye dönüp dönmediği konusunda Yargıtay 7. 9. ve 22. Hukuk Daireleri tarafından önceki yıllarda farklı kararlar verilmişti. Zincirleme sözleşmenin süresiz sözleşmeye dönmesi halinde, haklı bir nedene dayanmadan sözleşmesi yenilenmeyenler işe iade davası açabiliyor, ihbar ve kıdem tazminatı alabiliyordu. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun oy çokluğuyla aldığı 2018/2 sayılı karar sebebiyle artık özel okullar bu kararı gerekçe göstererek, sözleşmesi yenilenmeyen öğretmenlere kıdem tazminatı ödemiyor. Asgari süre sonunda işverenin sözleşme feshinden dolayı ihbar tazminatı talep edemiyorlar. Zincirleme yapıldıkları ve belirli süreli olma özelliklerini korudukları için süre bitiminde (örneğin 10uncu yılın sonunda) kendiliğinden sona erdiği için kıdem tazminatı talep etmeleri tartışmalı hale geliyor. Özel sektör öğretmenlerinin iş güvencesi, ihbar ve kıdem tazminatı haklarının sağlanabilmesi için 5580 sayılı Kanunun 9. maddesinde değişiklik yapılması ve özel okullarla imzalanacak sözleşmenin belirli süreli değil, asgari süreli olduğunun net şekilde ifade edilmesi gerekiyor. Hazırlanmakta olduğu kamuoyuna duyurulan Öğretmen Meslek Kanununun bu meseleleri çok önemli bir bölümünü çözeceğine inanıyoruz".