Unesco Dünya Miras Listesindeki Yeşil Türbenin 588 yıllık çinilerinin Londraya kaçırılması ve bir müzede ortaya çıkması Bursalıları harekete geçirdi. Bursa Eski Eserleri Sevenler Derneği Başkanı Zafer Ünver, "Victoria and Albert Müzesinde ortaya çıkan çinilerimiz İngiltere müzeciliğinin kirli çamaşırı gibi. Umarım bundan sonra eserlerimiz elimizden kaçmaz. Gidenler ise en kısa zamanda yerine gelir" dedi. 1421 yılında inşa edilen Bursa ve Türkiyenin önemli sembollerinden Yeşil Türbenin çinileri 1855 depremi sonrası restorasyon bahanesiyle kaçırılmıştı.
Tarihi hırsızlık, İngilterenin başkenti Londrada bulunan Victoria and Albert Müzesini ziyarete giden bir Türk öğretim görevlisinin yanlış asansöre binip müzenin depo kısmına inmesi ile ortaya çıktı. Türkiyeye ait olduğunu düşündüğü birbirinden farklı eski eseri depoda farkeden öğretim görevlisi, ilk etapta izin alamasa da, müze ile yaptığı yazışmalar sonrası eserleri incelemek için izin aldı. Öğretim görevlisi, aralarında Bursa Yeşil Cami ve Yeşil Türbede restorasyon çalışmaları sırasında ortadan kaybolan çinilerin de bulunduğu 44 parça çininin Türkiyedeki tarihi mekanlardan söküldüğünü belgeleriyle tespit etti. Müze deposunda bulunan eserlerin, 1855 yılında Bursada meydana gelen büyük depremde Yeşil Türbede oluşan hasarı onarması için Ahmet Vefik Paşa tarafından görevlendirilen Fransız restorasyon uzmanı Leon Parville ile bağlantısı tespit edildi.
Tarihi hırsızlığın belgelenmesinin ardından Bursadaki eski eserleri sevenler harekete geçti. İngiltereye çağrıda bulunan Bursa Eski Eserleri Sevenler Derneği Başkanı Zafer Ünver, Türkiyeden götürüldüğü açıkça belli olan eserlerin bir an önce geri alınması gerektiğini söyledi. Eserlerin Türkiyeye iadesi için yazışmaların başladığını belirten Ünver, "1923 senesinde Ahmet Haşimin Gurabahane i Laklakan başlıklı yazısında Leon Parvillenin nezareti altında tamir edilen Yeşil Caminden çalınmış çinilerden bahsediliyor. 1945 senesinde Tahsin Özün açıklamalarında da benzer bir ayrıntı vardır. Bursadan çalınan çinilerden bahsediliyor. Bursa çinileri üzerine yapılan kapsamlı araştırmalarda ise bu konuya deyinilmemesi dikkat çekiyor. 1855 depreminden sonra Bursaya vali olarak tayin edilen Ahmet Vefik Paşa, Fransız hükûmetiyle temas kurarak, depremde zarar gören yapılar için bir restorasyon çalışması talep ediyor. Bu konuda uzman olan Leon Parville Bursaya geldiği zaman onarımları yönlendiriyor. 1885 senelerine kadar 3 bin kuruşluk aylıkla profesyonel işini yapıyor. Fransada bulunan Viollet Le Duc ise, korumacılığın kurumsal çerçevesini belirleyecek bir çalışma yapıyor. Nice medeniyet Anadolu topraklarını yurt edindiği için bu eserlerin değerli olduğunu anlamıştır. İlginç olan ise, o sırada ülkeyi yönetenlerin veya halkın maalesef bu tür araştırmacılara yardımcı olmasıdır. Yani onlarında da bu işte payı olmuştur" dedi.
Yeni neslin bilinçlenmesi şart
Bursada Yeşil Külliyesi dışında pek çok tarihi mekandan tarihi eserlerin çalındığını ve büyük bir kısmının halen bulunamadığını belirten Ünver, "Bursanın Yenişehir ilçesinde Sinan Paşa Camii var. 16. yüzyılın eseridir. Camiden 2007 yılında üzerinde 23 tane ayet bulunan çiniler çalındıktan uzun bir süre sonra Türkiyeye getirildi. Kayhan Camiinin 140 yıllık tablosu, Muradiye Türbesinin örtüleri, Yeşil Caminin mermerden minyatür şadırvanı çalınmış, ancak henüz yerine konamamıştır. Kültür Bakanlığının bilgisi dışında Sinan Paşa Camiinin külliyenin tarihi duvarı yıkılmıştır. Bütün bunlar ülkenin tarihi değerlerine sahip çıkanlar için bir hayal kırıklığıdır. Bu yaklaşım ile eserlerimizi nasıl koruyacağız? Bu konuların sık sık gündemde tutularak gelecek nesillerin koruma konusunda bilinçlenmesi gerekiyor. Umarım bundan sonra eserlerimiz elimizden kaçmaz. Gidenler ise en kısa zamanda yerine gelir" dedi.
"Victoria and Albert Müzesinde ortaya çıkan seramiklerimiz İngiltere müzeciliğinin kirli çamaşırı gibi"
Victorya and Albert Müzesinde ortaya çıkan Osmanlı dönemine ait seramiklerin İngiltere müzeciliğinin kirli çamaşırları gibi olduğunu belirten Mimar Zafer Ünver, "Pek çok eser buralarda saklanmakta, kırılmakta ve eksilmektedir. Onları ülkelerine göndererek, pek çok kişinin ziyaretine açmak daha doğrudur. Bundan Türkiyenin çok fazla kazancının olacağını düşünüyorum. Gaziantepteki tarihi eserin geri iade edilmesi bir başarıdır. Yıllar evvel Elmalı sikkelerinin de müzelerdeki yerini aldığını biliyoruz. Bunun için dış ülkelerdeki müzelerle ilişkilerimizi sıklaştırmalıyız. Bu ülke zenginlikleriyle büyük bir ülkedir. Meraklısı gelip Türkiyede görsün. Leon Parvillee burada görev aldığı sürece kendini ve Fransız hükûmetini korumuştur. Pek çok çiniyi götürdüğü ve daha sonra da oğlu tarafından müzelere satılmak istendiği ortaya çıkmıştır. Bu konuda yanlışa düşmemek gerekiyor. Ahmet Haşim ve Tahsin Özün yazılarıyla ortaya çıkan eserler var, ama daha birçok belirlenememiş eserlerin olduğunu düşünüyorum. Müzelerdeki korumacılık yeterli olmadığı için bulunan veya geri getirilen eserler başka yerlerde tutuluyor. Bakış açımızı değiştirmeliyiz. Dünyada nasıl kullanılıyorsa bizim de bunun için çalışmalara imza atmamız gerekiyor. Ancak bu konulara ilginin artması gerekiyor. Bizim için önemsiz görüldüğü sürece bir yol almamız mümkün görülmüyor" diye konuştu
Yıldırım Bayezidin oğlu Sultan Mehmet Çelebi tarafından 1421 yılında yaptırılan Yeşil Türbedeki İznik çinilerine paha biçilemiyor.