İnegöl Belediyesinin düzenlediği Filistin-İsrail Savaşı ve Türkiyenin Stratejisi konulu programda konuşan Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, ortada bir oyunun döndüğünü ifade ederek asıl hedefin Türkiye olduğunu söyledi. Yaycı, Bunlar masanın üzerinde bilek güreşi yaparken masanın altından tokalaşıyor. Türkiye masanın üzerine de altına da bakmalı. Türkün Türkten başka dostu yoktur dedi.
İnegöl Belediyesi, tüm dünyanın gözü önünde İsrailin adeta katliam yaptığı Filistinde yaşananlar hakkında vatandaşların bilinçlenmesi ve bölgeyle ilgili doğru bilgiye ulaşılması adına Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycının konuşmacı olarak katıldığı Filistin-İsrail Savaşı ve Türkiyenin Stratejisi konulu seminer düzenledi. Cuma akşamı 20.00da Beşinci Mevsim Kültür Sanat Merkezinde gerçekleştirilen programa; Kaymakam Eren Arslan, Belediye Başkanı Alper Taban, Belediye Başkan Yardımcısı Fevzi Dülger, İnegöl MYO Müdürü Prof. Dr. Hikmet Sami Yıldırımhan, AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Duruş, MHP İlçe Başkanı Uğur Bayram, Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, İnegöl Ülkü Ocakları Başkanı Burak Bingül ile vatandaşlar katıldı.
Seminerde Filistinde yaşananları ve dünden bugüne Filistin-İsrail arasında yaşanan çatışmaların sürecini anlatan Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, İsrailin nüfusunun hızla arttığı ve yayılmacı politikası nedeniyle toprağa ihtiyacı olduğunu ifade etti. İsrail nüfusunun 70 yılda 10 kat arttığını kaydeden Yaycı, İsrailin doğurganlık oranı, OECD ortalamasının iki katı. 2060ta nüfusları 21 milyon olacak. Bu nedenle İsrail topraklarını genişletmek zorunda. Dünyanın en kalabalık kıtası olan Çin ve Hindistana ev sahipliği yapan Asyada kilometrekare başına 109 kişi düşüyor. İsrailde ise kilometrekare başına 550 kişi düşmektedir. Dünyada kilometrekare başına düşen insan sayısı bakımından en kalabalık ülkeler Filistin ve ikinci sırada İsrail gelir. İsrail 1947den bu yana geçen sürede Filistin topraklarının yüzde 85ini yuttu. Golan ve Lübnanda işgaller yaparak oraları kendi toprağı yaptı ve İsrail işgallerle kendisini büyütmeye devam etti. İsrail dünyanın en genişleyici devletidir. Kendi sınırlarının iki katı büyümüştür. Dolayısıyla İsrailin felsefesini iyi anlamak lazım. İsrail etrafa saldıracak. Mesele Gazze değil dedi.
Filistinin iki bölümden oluştuğunu da dile getiren Cihat Yaycı, Batı Şeria ve Gazze... İkisi birleşikti, işgal ede ede bu hale geldi. Filistinin denize kıyısı olan tek toprağı Gazze şerididir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile 2010da bir anlaşma yaptı İsrail, deniz yetki alanları anlaşması. Bununla birlikte İsrail Filistinin denizdeki alanlarını da işgal etti. Bunun farkına biz Türklerden başka kimse varmadı. Libya ile bir anlaşma yaptık biliyorsunuz. Aynısını Filistin ile de yapalım istedik. Filistinli yetkililer kabul etmedi. Hazırlıklarımızı yaptık, dosyaları gönderdik. Eğer etseydiler, kara ülkesinin 10 katı kadar deniz ülkesi elde edeceklerdi. Ama imzalamadılar. Neden? İsrail... Filistini kim yönetiyor diye de insan endişe duyuyor açıkçası. Bunu imzalamayarak şu anki işgalin önün açtılar. Bakın Gazze kaybedilirse denizden ne tahliye ne de takviye yapılabilecek. Oradaki doğalgaz ve petrol yatakları da İsraile geçmiş olacak diye konuştu.
İsrail saldırıyı biliyor muydu?
Cihat Yaycı, İsrailin Gazze sınırında çok ciddi tedbirlerle sınırı koruduğunu da hatırlatarak şöyle konuştu: Hamas İsrailin haberi olmadan, alınan o kadar tedbire rağmen sınırı nasıl geçti? Mısır, saldırıdan 3 gün önce İsraili uyardıklarını söyledi. Netanyahu bunun sorulması üzerine olayı geçiştirdi. Daha sonra yapılan açıklamalardan da yola çıkarak, İsrailin saldırıyı bildiği görülüyor. Peki Hamasın saldırısı kime yaradı? Hamas içerisinde ülkemizdeki fetöcüler gibi içeri sızmış hainler mi vardı ya da Hamas tuzağa mı düştü. Birileri Hamasa İsrail saldırmadan sen saldır denmişte olabilir. Her halükarda İsrailin tuzağı görülüyor. Hamas yetkilileri biz saldırmasak onlar bize saldıracaktı diye cevap verdiler. Çok ciddi bir kurgu var ortada. Hamas saldırır saldırmaz Cumartesi günü bebek başlarının koparıldığı, yakılıp yıkıldığı videolar servis edildi dünyaya. Hazır olan görüntüler birden çıktı ortaya. Müslüman milletler bile böyle vahşet olur mu deyip Filistine Hamasa destek vermekten imtina ettiler. İsrail için bu bulunmaz bir fırsat oldu. Aradan birkaç gün geçince bu görüntülerin hepsinin kurgu olduğu ortaya çıktı. Ancak artık kamuoyu oluşmuştu. Ardından İsrailin saldırıları başladı.
Herzogun 1896da yazdığı plan işletiliyor. Bugüne kadar Herzogun dediği her şey oldu. İsrailin bölgedeki en büyük düşmanı, onu en çok eleştiren, tehdit eden kimdi? İran. İranın en büyük düşmanı da İsrail. Diyen Yaycı, İsrailde benim en büyük düşmanın İran dedi. İranın silahlanmasıyla, İsrailde bunlar beni yok edecek deyip kendini korumak bahanesiyle silahlanmaya başlamadı mı? Herkes bunu o gün makul gördü. Peki bugüne kadar İrandan İsrail için geliştirdiklerini söyledikleri füzelerden bir tane bile atılmış mıdır? Hayır. Ama İsrail bu sürede silahlanmış ve güçlenmiştir. 1979da İsrail ve Amerikanın Ortadoğuda var olma süreci başlatıldı. 1980den sonra İran Irak savaşıyla ırak güçten düşürüldü. Körfez savaşlarıyla üçe bölündü. Sonra IŞİD ortaya çıkarıldı. ABD burada IŞİD var, mücadele etmemiz gerek dedi. Sonra Suriyede hiçbir şey yokken iç savaş çıktı. Burada ABD PKKnın adını değiştirip IŞİDle mücadele etmesi için YPGyi oluşturdu. Ama Türkiye Fırat Kalkanı, Barış Pınarı, Zeytin Dalı harekatlarıyla kurulan koridoru parçaları, Türk Kılıcını oraya soktu. Aynı şekilde 2003te 1 Mart tezkeresi geçmiş olsaydı, bugün Irakı kuzeyinde de Barzani değil biz olacaktık dedi.
Türkün Türkten başka dostu yoktur
Yaycı sözlerini şöyle tamamladı: İsrail Gazze, Hamas değil de neden Halep ve Şam hava limanlarını bombalıyor. Rusya, PKK Türkiyeye saldırdığı halde Türk uçaklarının Suriyede uçuş yapmasına müsaade etmezken, İsrail uçaklarının bombardımanına neden izin veriyor. Rusya mı dostumuz? Bunlar masanın üzerinde bilek güreşi yaparken masanın altından tokalaşıyor. Türkiye masanın üzerine de altına da bakmalı. Türkün Türkten başka dostu yoktur. Ama moralinizi bozmayın, bu tarihten beri böyleydi zaten. Allahın izniyle Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır. Hamasın 6 tane lideri var. Durum çok başka. Hedef Türkiye. Bu liderler İsrail tarafından bir dönem tutuklanıp sonra serbest bırakılıyor. Bunların hepsi sorgulanmalı. 6 liderden 4ü böyle. Peki yapılmak istene ne? Yapılmak istenen şu; İsrail Lübnana saldıracak dedik ilk gün, saldırdı. Hizbullahı bahane gösterdi. Suriyeye saldıracak dedik, saldırmaya başladı. Bundan bir buçuk ay önce bir el PKKya Deyrizorun güneyine in, bu bölgeye yaklaş emri verdi. Arap aşiretleriyle çatışmalar çıktı aralarında hatırlarsanız. Her şey planlı programlı. İsrail buradan da kendisine sözde saldırıyı bahane edip saldırdığında PKK ve YPG ile birleşirse, Türkiyeye komşu oluyor. Arz-ı Mevuda göre 22 vilayetimiz, İsrailin sahip olmak istediği topraklar. Özellikle son dönemde yaşananlardan da Türkiyenin hedef alındığı gösteren 4 mesaj var. Birincisi; Suriyede ABD F-16larının SİHAmızı düşürmesi. İkincisi ABD uçak gemisinin Abdülhamid Han Sondaj Gemimizin 5 mil yakınına ve sözde Sevilla Üniversitesi Haritasının sınır çizgisinde durması. Üçüncüsü ABD Başkanının Türkiyeyi ABDnin milli güvenliğine olağanüstü tehdit olarak nitelemesi. Dördüncüsü de Türkiyenin ABDyi, ABDnin de Türkiyeyi muhatap almaması
Seminer sonunda Belediye Başkanı Alper Taban da sahneye çıkarak kısa bir selamlama konuşması yaptı. Başkan Taban, Kıymetli hocamız geçmiş tecrübesi ve bakış açısıyla yaşananları bizlere tüm çıplaklığıyla anlattı. Ben de çok dikkat çekici buldum. Aslında meseleler göründüklerinin çok daha ötesinde meseleler. Bizler de hocamızın anlatımlarıyla aydınlandık. Cihat Yaycı hocamız ve siz kıymetli vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum dedi. Konuşma sonrası Başkan Taban, Cihat Yaycıya gecenin anısına hediye takdimi gerçekleştirdi.