Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü, 19
Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü, 19. yüzyılda Cezayirin milli kahramanı olarak bilinen Emîr Abdulkadir El-Cezâirîyi panelle andı.
Mete Cengiz Kültür Merkezinde düzenlenen panelin açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yüce, Türkiyenin Osmanlı imparatorluğunun bir mirasçısı olduğunu ve hinterlandında gerçekleşen bütün olayların bir şekilde ülkemizi ilgilendirdiğini ve bu olaylara lâkayıt kalmanın mümkün olmadığını söyledi. İbn-i Haldunun coğrafya bir mukadderattır sözüne atıfta bulunan Prof. Dr. Mehmet Yüce, Tarih ve coğrafya bize bu rolü biçmiştir. bu coğrafya bizim kaderimizdir. Bu kader dolayısıyla üstümüze bazı yükler yüklenmiş olabilir. Bu yükleri de çekeceğiz dedi.
Emîr Abdulkadir El-Cezâirînin vatanseverliği uğruna canını ortaya koymuş saygın bir kişilik olduğunu anlatan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yüce, Fransız işgaline karşı verdiği onurlu mücadelesi ile bütün dünyanın takdir ve hayranlığını kazanmış, vatanseverlik, kahramanlık ve liderlik konusuna tarihe adını altın harflerle yazdırmış ender insanlardan biridir. Bize de benzeyen özelliği, vatanseverliği uğruna canını ortaya koymuştur. Emirin 15 yıl süren bağımsızlık mücadelesi düşman tarafından esir alınıncaya kadar devam etmiş, zamanın en modern ordularına karşı son ana kadar direnmiştir. Henüz 25 yaşındayken ülkesinin yükünü omuzlayan bu kahraman, sahip olduğu yüksek haslet ve kabiliyetler ile düşmanlarının bile derinden etkilemiş, gerek savaş alanında, gerek siyasi arenada büyük başarılar göstererek ülkesini ve milletini onurlandırmıştır. O derece başarılı bir komutan ki, kendisini düşmanına kabul ettirmiş ve düşmanları tarafından bile alkışlanmış. Düşmanları tarafından bile takdir edilmek her insana nasip olmayan bir özelliktir diye konuştu.
Prof. Dr. Yüce, Kuzey Afrikanın bağımsızlık mücadelesinde sergilediği askeri başarılarından dolayı bütün dünyanın siyasi kimliğiyle çok yakın olarak tanıdığı Emîr Abdulkadir El-Cezâirînin; aynı zamanda İslâm tasavvufunda manevi hizmette bulunmuş divan sahibi büyük bir sufi olduğunu da kaydetti.
Emîr Abdulkadir El-Cezâirînin bir dönem Bursada da kaldığını hatırlatan Yüce, Şehrimiz Türk ve İslam tarihi içinde bu anlamda da önemli misyonlar üstlenmiştir. Cezayirinin de bu şehirde bulunmuş olması ve onu bu üniversitede anıyor olmak bizim için onurdur dedi.
Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Cafer Çiftçi de konuşmasında, Cezayirdeki kabilelerin Fransız işgaline karşı Emir Abdülkadire bağlılıklarını beyan ettikleri tarih olan 27 Kasım 1832nin 185. yıldönümü sebebiyle bu paneli düzenlediklerini belirterek, Bu çerçevede Emîr Abdülkadirin Cezayirin kuzeybatısındaki Maskarada (Muaskar) doğması ve Bursanın Maskarayla kardeş şehir olması, ayrıca El-Cezâirînin Bursada yaklaşık 2,5 seneye yakın yaşamış olması; panelin Bursada düzenlenmesi açısından uygun ve anlamlıdır dedi.
Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, Emîr Abdulkadir El-Cezâirînin Bursa yılları hakkında da şunları söyledi:
Osmanlı topraklarında yaşaması hususunda Sultan Abdülmecid ile Fransa İmparatoru III. Napolyonun uzlaşmaları üzerine 1853 yılında Bursaya getirilen El-Cezâirî, burada kendisi ve ailesi için tahsis edilen bir konakta yaşadı. Bu süreçte Arap Camiinde vaazlar verdi, Arapça fıkıh dersleri verdi, fakirlere yardımlarda bulundu, çocuklarının eğitimi ile ilgilendi. Sünnet törenlerine katılan, cuma namazları sonrası sadaka dağıtan Emîr Abdülkadir, Bursadaki askeri erkân ve yüksek memurlar tarafından ziyaret edilir, sultan tarafından kendisine hediyeler ulaştırılırdı. 1855 tarihli 7 şiddetinin üzerindeki büyük deprem; onun konağının yıkılmasına, kütüphanesinin yanmasına, bahçelerinin zarar görmesine sebep oldu. Bu depremin verdiği zarar ve yaşanan korku Emîr Abdülkadirin Bursadan ayrılmak istemesi ile sonuçlandı ve 1883e kadar yaşayıp vefat edeceği Şama yerleştirildi.
Doç. Dr. Zeynep Dörtok Abacı ve Araştırma Görevlisi Zeynep Yetişir de, Emîr Abdulkadir El-Cezâirînin hayatını ayrıntılı olarak anlattı.