Bursa’da fetih şöleni

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın ardından Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Akan Yetişir, Bursa’nın tarihi süreç içerisindeki yeri, Bursa’nın nasıl başkent olduğu ve Bursa’nın ekonomik, ticari ve kültürel hayatı üzerine konuştu. Törende konuşma yapan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Bursa, 4 bin yıllık bilinen tarihi ile birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, köklü ve kadim bir kenttir. Şüphesiz ki bu kadim kent en parlak zamanını Osmanlı döneminde yaşamıştır. Bursa, bundan 698 yıl önce, 6 Nisan 1326 yılında gerçekleşen kutlu fetihle birlikte yeni bir anlam ve manevi bir kimlik kazanmıştır. Tarihi başkent Bursa, Osmanlı yönetimiyle birlikte; mimaride, ticarette, bilimde ve sanatta dünya ile yarışan bir kent haline gelmiştir. Bursa; ecdadın elinde, bir şehir olmanın ötesinde medeniyetimizin simgesi haline dönüşmüştür. Balaban Kalesi, Osmanlı’nın Bursa’da inşat ettiği ilk yapıdır. Ecdat, Bursa’nın fethi için hazırlıklarını bu kalede yapmıştır. Osman Gazi işte buradan oğlu Orhan Gazi’ye, Tophane surlarında parlayan Bizans Manastırı’nı göstererek ‘beni bu gümüşlü kümbete gömün’ demiş ve Bursa’nın fethini hedef göstermiştir. Yıldırım Bursa’nın fetih kapısıdır. Yıldırım tarihtir, Yıldırım emanettir, Yıldırım vasiyettir” dedi.
Yaşayan müzeye dönüşecek
Osmanlı’nın temellerinin atıldığı, kadim şehir Bursa’nın 698’inci fetih yıl dönümünü kutlayan Başkan Oktay Yılmaz, “Bu tarihi ve kadim kente hizmet etmek bizim için şeref ve onurdur. Ecdat yadigârı olan bu kadim bölgede, tarih ve medeniyetimizi yeniden canlandıracak ve geleceğe taşıyacak projeleri hayata geçiriyoruz. Balaban Kalesi ve çevresini koru alanı haline getirdik. Hünkâr Köşkü çevresini kamulaştırarak, yaklaşık 50 bin metrekarelik bir kent parkı oluşturuyoruz. Bursa’nın ilk ipek fabrikası ve Tarihi Osman Fevzi Efendi Köşkü’nü restore ederek, bölgeye bir kültür merkezi ve sosyal yaşam alanı kazandırıyoruz. Çalışmalarda sona geldiğimiz tesisi önümüzdeki aylarda hizmete açacağız. Yine, talimhane olarak bilinen ve içerisinde Çobanbey Külliyesi’nin de bulunduğu alanı kamulaştırarak, ecdadın izlerini gün yüzüne çıkaracağız. İnşallah bu bölge çalışmalarımızla birlikte tarihimizin ve medeniyetimizin yaşayan bir müzesi haline dönüşecek. Yıldırım Beyazıd Han’ın cesaretini, Çelebi Mehmet Han’ın ferasetini ve Emir Sultan’ın manevi şahsiyetini kendimize rehber edinerek Yıldırım ve Yıldırımlılar için samimiyet ve gayretle çalışacağız. Birlik ve beraberliğimiz daim, devletimiz ilelebet kaim olsun. Fetih ruhuyla üç kıtada hüküm süren, toplumlara adalet ve medeniyet götüren ecdadımızı, fethin 698’inci yılında rahmet ve minnetle anıyorum” diye konuştu.