Uludağın güneyinden akan ve Bursa ovasını tek başına besleyen Nilüfer Çayı zehir saçıyor. Yılın belirli dönemlerinde balık ölümlerinin de yaşandığı çaydan alınan numune suyun görüntüsü petrolü andırıyor. Bölge sakinleri 30-40 yıldır sanayileşmenin artmasıyla aynı sıkıntının yaşandığını dile getirirken, her gelen yerel yöneticinin söz verdiğini ancak çözüm üretilemediğine dikkat çekiyor.
Bursanın önemli su ihtiyacını karşılayan Nilüfer Çayının rengi, sanayileşme nedeniyle adeta katrana döndü. Kilometrelerce uzunluğuyla tarım alanlarının vazgeçilmez su kaynağı olan çayda bazı zamanlarda toplu balık ölümleri görülüyor. Geçtiği güzergah boyunca çok sayıda fabrikanın kimyasal ve boya atıklarıyla kirlenen Nilüfer Çayının suyu Bursa ovasını suluyor. Simsiyah suyla tarımsal sulama yapılması milyonlarca insanın sağlığını tehlikeye atıyor.
80lerde 9 kilogramlık yayın balıkları yaşardı, şimdi kurbağa bile yok
Karacabey İlçesi İnkaya Mahallesi Muhtarı Hayrettin Başaran, Bu sorun sadece biz köylülerin sorunu değil, tüm Türkiyenin sorunu. Çünkü bu köylerden çıkan mahsullerin hepsi zehirli. 2016 yılında çevrecilerle bir kez daha eylem yapmıştık. Maalesef hiç kimseye sesimizi duyuramadık. Akan su resmen zehir. Bu zehirle sulanan mahsul tüketene de üretene de zarar. Ben çocukken 80li yıllarda burada tutulan yayın balığının 9 buçuk kilogram geldiğini biliyorum. Ama şu an bu çayda bir tane kurbağa yaşamıyor. Bu canlıların tekrar bu çayda yaşayıp, bu insanların da bu zevki yaşaması en büyük hakkıdır şeklinde konuştu.
Longoz ormanları tehlikede
İlhan Güven, Nilüfer Çayı, ileriki tarihlerde longoz ormanlarının kurumasına sebep olacak. Bunu yetkililer duyar da el atarsa, longoz ormanlarını da kurtarmış oluruz. Görüntüsü petrolü andırıyor, yağmur yağdığında temiz gibi görünse de pislik yine akmaya devam ediyor. Yaz aylarında köylerde kokudan durulmuyor. Eylül, ekim aylarında burada çok fazla balık ölümü gerçekleşti. Derede balık avlamak yasak deniliyor ama toplu ölümlere gelince kimse sesini çıkarmıyor ifadelerini kullandı.