Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Sanayi ve Yatırım Komitesi Başkanlığını yürüten İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Metin Anıl, ülkelerin kalkınma sürecinde yatırımların birinci derecede önem taşıdığını söyledi
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Sanayi ve Yatırım Komitesi Başkanlığını yürüten İnegöl ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Metin Anıl, ülkelerin kalkınma sürecinde yatırımların birinci derecede önem taşıdığını söyledi.
EİT ticaret ve Sanayi Odası 23. Yürütme Kurulu Toplantısı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanlığında Ankarada yapıldı. EİT Sanayi ve Yatırım Komitesi toplantısına başkanlık eden İTSO Başkanı Metin Anıl, yatırımların ekonomiler üzerindeki etkileri, Türkiyenin yabancı yatırımcılara yönelik uyguladığı politikalar ve EİT üyesi ülkelerde yatırım koşullarının cazip hale getirilmesi için atılması gereken adımlar üzerinde durdu.
Kurucu üyeler Türkiye, İran ve Pakistanın yanı sıra Afganistan ile 6 Türk Cumhuriyetini kapsayan EİT bölgesinin ciddi bir insan gücüne ve zengin ekonomik kaynaklara sahip olduğuna dikkat çeken Metin Anıl, ticaretin geliştirilmesinde öncelikle üretimin artırılması, bunun için de girişimcilere değerlendirilebileceği yatırım fırsatları sunulmasının önemli olduğunu vurguladı. Ticaret yapma ortamının başta sanayi olmak üzere tüm yatırımlar için belirleyici bir unsur olduğunu kaydeden Anıl, cazip yatırım koşullarının girişimciliğin gelişmesine katkı sağlayacağını belirtti.
Yatırım olmadan üretimin artırılamayacağını ve kalkınmanın sağlanamayacağı görüşünü dile getiren Metin Anıl, Türkiyenin bu alanda son yıllarda yürüttüğü politikalara da değindi. Türkiyede son yıllarda yatırım ortamının cazip hale getirilmesine yönelik somut adımlar atıldığını söyleyen Anıl şöyle konuştu:
Yatırımlar ekonominin kalkınma sürecinde büyük bir öneme sahip oluyor. Küreselleşen ekonomide, hem gelişmiş ülkeler, hem gelişmekte olan ülkeler, yabancı sermaye yatırımlarını kendilerine çekebilmek için büyük çaba harcıyorlar. Türkiye, uzun süredir yatırım ortamını geliştirmek için aktif politikalar uyguluyor. Ülkemizde, yerli veya yabancı tüm yatırımcılara eşit muamele, kanuni güvence altına alındı. Tam kambiyo serbestisi, her türlü gayrimenkul edinme imkânı, uluslararası tahkimin uygulanması ve yasaların AB mevzuatına uyumlu hale getirilmesi gibi önemli parametreler, Türkiyeyi uluslararası yatırımlar konusunda hem yasal çerçeve hem de yatırım ortamı açısından dünyadaki en liberal ülkelerden biri haline getirdi. İş ve yatırım ortamında sağlanan tüm bu iyileşmeler, ülkemize gelen yabancı yatırımlara çarpıcı biçimde yansımıştır.
"Yılda 12 milyar dolarlık yabancı yatırım yapılıyor"
Türkiyenin bu alanda attığı adımları somut rakamlarla açıklayan Anıl, 80li ve 90lı yıllarda, yıllık ortalama 1 milyar dolar olan yabancı yatırımların 2003 yılından sonra yıllık ortalama 12 milyar dolara yükseldiğini söyledi. Bu yılın ilk 9 ayında, Türkiyeye gelen doğrudan yabancı yatırım ve portföy yatırımı toplamının geçen yıla göre yüzde 45 arttığını ve 18 milyar dolardan 26 milyar dolara yükseldiğini ifade den Anıl, EİT ülkelerinin, kitlesel üretimin batıdan doğuya doğru kaydığı bir dönemde, daha fazla doğrudan yabancı yatırım çekmesi gerektiğine dikkat çekti.
Anıl, konuşmasını şöyle noktaladı:
Yabancı yatırımcı çekmek için yatırım ortamını cazip hale getirmek, altyapıyı iyileştirmek, bürokrasiyi azaltmak ve teşvik sistemleri geliştirmek zorundayız. Bunun için piyasa ekonomisinin kurallarını eksiksiz uygulamalıyız. Bir kez daha vurgulamak istiyorum, Hükümetlerimizden Yatırımın Teşviki ve Korunması Anlaşmasını tamamlamalarını istemeli ve cesaretlendirmeliyiz. EİT bölgesini gerçek anlamda üretim üssü haline getirebiliriz. Bunu, gerekli becerilere sahip iş gücü, fiziki altyapı temini ve yasal altyapının güçlendirilmesiyle sağlayabiliriz.