Maher Holding yönetim kadrosu, geçen yıl yatırım yaptıkları ADASTEC firması ile bir araya gelerek, ADASTECin geliştirdiği otonom sürüş teknolojisini kullanan otobüsle, Bilişim Vadisinde test sürüşü gerçekleştirdi.
Maher Holding CEOsu Levent Uluçeçen, Maher Holding Yönetim Kurulu Üyesi Gökay Erdemoğlu, Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy, Quick Finans Genel Müdürü Nihat Karadağ ve Corpus Sigorta Genel Müdürü Murat Şişlinin katıldığı test sürüşünde, otonom otobüslerin gerçek hayatta karşılaşması muhtemel senaryolarda nasıl hareket edeceği yerinde görülmüş oldu. Çok yakın zamanda gerekli kanuni düzenlemelerin tüm dünya ülkelerinde hayata geçirilip, sigorta imkanlarının da sağlanması ile birlikte şoför koltuklarının boşalmaya başlayacağını belirten ADASTEC Kurucu Ortağı ve CPOsu Atalay Taşkoparan, otonom otobüslere yönelik hazırlanan mevzuatlarla ilgili çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Ayrıca AB mevzuatları ve ABDde halihazırda yürütülen süreçlerden yola çıkarak şoförsüz otonom otobüslerle yolcu taşımacılığının 2025 yılı sonundan itibaren başlayacağını müjdeledi.
Seviye 4 otonom sürüş özelliği olan otobüsler, şoför müdahalesi olmadan önceden belirlenmiş bir güzergahta hizmet verebilirler. İlgili mevzuatların hazırlandığı şu günlerde, şoförlerin araç içinde sadece güvenlik ve izleme amaçlı bulunduğu bir geçiş sürecinde olduğumuzu söyleyen Taşkoparan, yazılımın mevcut şoförlük becerilerini şöyle anlattı:
"Otobüsümüz planlanan güzergahlarda, çevresini algılayarak trafik ışıklarıyla, yaya geçitleriyle ve diğer araçlarla uyumlu bir şekilde görevini icra ediyor. Tıpkı herhangi bir otomobildeki adaptif cruiseun (adaptif hız sabitleyici) devreye girmesi gibi sadece bir butona basarak otobüs otonom sürüşe geçebiliyor. Otobüsümüz, seviye-4 otonom sürüşün özelliği olan, daha önceden öğretilmiş, haritası çıkartılmış rotalarda otonom sürüş gerçekleştiriyor. Ayrıca, otobüsün klasik direksiyon ve diğer kumandaları sayesinde, rota dışı yollarda şoför, direksiyona geçip normal bir araç kullanır gibi yoluna devam edebiliyor. ADASTECin geliştirdiği Otonom Kontrol Sistemi ayrıca klimasından sinyallerine, farlarından sileceklerine kadar otobüsün 80 değişik fonksiyonunu yönetiyor."
Taşkoparan, otonom otobüsün becerilerini de şöyle özetledi:
"Hassasiyet gerektiren duraklara yanaşma, engelli rampasını açma gibi manevralarda, sahip olunan birkaç santimetre hassasiyetli konum belirleme becerisi sayesinde, en usta şoförler kadar eksiksiz ve hassas sürücülük hizmetini verebileceğimizi ispatladık. Nitekim yapılan tüm testler sonucunda bugün itibarıyla dünyadaki en büyük iki otobüs işletmecisinden de iş ortaklığı sözleşmesi ve iyi niyet mektuplarını aldık. Önümüzdeki iki veya üç sene boyunca ABDden Fransaya, İngiltereden Avustralyaya kadar birçok ülkede iş ortaklığı yapacağız."
Otonom sürüş teknolojileri özelinde, bilhassa otomobil ve kamyon segmentlerinde, dünyada 100ün üzerinde teknoloji firmalari ile araç üreticileri arasında ortaklıklar bulunuyor. Yaptıkları analizlerde, otobüs üretim sektörünün bu yatırım planları ve stratejik yapılanmaların dışında kaldığını fark ettiklerini belirten Taşkoparan, ADASTECin bakış açısını şöyle anlattı:
"Her ne kadar şirketi Amerikada kurmuş olsak da AR-GE merkezimizi Türkiyede kurunca, ticari araç üretimi alanında Türkiyenin de Avrupada lider konumunda olması sebebiyle, yerli ticari araç üreticileriyle birlikte bir iş ortaklığına gitme kararı aldık. Uzun süreli iş ortaklıkları yaparak geliştirmekte olduğumuz seviye-4 otonom sürüş teknolojisiyle o firmaların araçlarının bir ortak ürüne dönüşmesi konusunda görüşmeler yaptık ve Karsan ile çalışmaya başladık. Çok kısa sürede ürünlerimizi Karsanın fabrika alanı içerisinde test eder hale geldik. Gördük ki bir otobüs üreticisi ile stratejik seviyede iş birliği yapan ve otobüsü seviye-4 otonom olarak rotalarda işletebilen dünyadaki tek firmayız. Bu sebeple geliştirmelerimize daha da büyük bir heyecanla ve tutkuyla devam ediyoruz. Bu liderliği sürdürmek istiyoruz. Teknolojimizi ticari araçlar alanında otobüs dikeyinde daha da derinleştirmek ve dünyanın bütün lider şehirlerinde toplu taşıma araçlarında otonom sürüş teknolojileri kullanmak isteyen belediyelerle ve otobüs işletmecileriyle çalışmak istiyoruz."
Seviye-4 otonom sürüş teknolojisine sahip bir otobüsün temel özelliği, önceden rotası belirlenmiş ve haritası üretilmiş yollarda hizmet vermesi. Bu da aracın rotasında güvenle ilerleyebilmesi için etrafını sensörler kullanarak algılama fonksiyonunun çok gelişmiş olmasını gerektiriyor. ADASTEC, seviye 4 otonom sürüş çözümünde yüksek hassasiyetli, birbirini tamamlayan ve destekleyen sensörler kullanılıyor.
Söz konusu sensörlerden en öne çıkanının LiDARlar olduğunu vurgulayan Taşkoparan, "Aracın köşelerinde toplam dört adet LiDAR, tepesinde ise daha yüksek hassasiyette beşinci bir LiDAR bulunuyor. Bu da uzun menzilli bir lazerle hassas mesafe ölçümü ve çevreyi üç boyutlu algılama imkanı sağlıyor. Otobüsün tam olarak nerede olduğunu ve trafikteki diğer unsurları bu şekilde algılayan sistemi, GNSS adı verilen yüksek hassasiyetli özel bir GPS de destekliyor. Otobüsün önündeki üç kamera normal şartlarda şoförün görüş alanını, tepedeki iki kamera kavşaklarda şoförün kör noktasındaki görüş alanını, her köşede yer alan kameralar ise dikiz aynalarının görüş alanını kapsıyor. Tüm bunlara ek iki tane termal kamera ile de aracın çevresindeki canlıların gece fark edilmesini sağlıyor. Otonom sürüş sistemi, sensörlerden gelen verilerin, seyir halindeyken işlenmesi ile otobüsün ne zaman durması gerektiğine karar verebiliyor. Örneğin yola yaya çıkınca duruyor ve yaya tamamen önünden çekilince gitmeye devam ediyor. Önceden kendisine tanıtılmamış bir obje karşısına çıkarsa mümkünse konforlu bir şekilde yavaşlayarak duruyor. İki yılı aşkın süredir, gerçek trafik koşullarında ve farklı ülkelerde hizmet vermekte olan seviye-4 otonom sürüş sistemimiz, bu süre zarfında pek çok değişik senaryoyu tecrübe ederek geliştirildi. Artık şehir yaşamında önüne çıkabilecek canlı cansız pek çok objeyi tanıyor, tanımadıkları için sık sık durmasına da gerek kalmıyor. Maher Holding ekibinin test sürüşü sırasında yol üstünde hatalı park etmiş bir araca denk gelindi. Otobüs önce yavaşladı, sonra onun bir süre hareket etmediğini ve park ettiğini anlayınca aracı güvenli ve trafik kurallarına uygun şekilde solladı. Bu da saha tecrübeleri çerçevesinde sistemin dağarcığına eklenmiş senaryolardan biriydi."
ADASTECin CEOsu Dr. Ali Peker, konuyla ilgili olarak şunları aktardı:
"Otonom sürüş teknolojileri, geleceğin ulaşım sektörünü şekillendirecek en önemli unsurlardan biridir. ADASTEC olarak, akıllı şehirlerin ve sürdürülebilir, temiz ve kapsayıcı bir toplu taşıma için yoğun çaba harcıyoruz. ADASTECin flowride.ai platformuyla, güvenli ve verimli bir otonom sürüş deneyimi sunmaktayız. Bu, toplu taşıma kullanımını artırarak şehirlerimizi daha yaşanabilir hale getirmek için önemli bir adımdır. Bu adımı atarken Maher Holding Sigorta Şirketlerine, ADASTECe duydukları güven ve sağladıkları destekten dolayı teşekkür ederiz. Zira, sigortacılık sektörünün, otonom sürüş teknolojilerinin hayatımıza girmesi sürecinde çok önemli bir role sahip olduğuna inanıyoruz."
Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar ise otonom otobüs deneyimini şöyle anlattı:
"Grubumuzun klasik yatırımlarının dışında bizim sosyal teknoloji diye adlandırdığımız yatırımlarımız var, ADASTEC bunlardan biri. Öte yandan, biliyorsunuz Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte yaptığımız aşı yatırımlarımız var. Capoom ile yaptığımız yatırımlar, uzay alanında keza bunlardan en önemlilerinden biri de otonom yazılımlarından ADASTEC. Bugün de ADASTECin Bilişim Vadisindeki test merkezinde otobüsü yakından görme fırsatı yakaladık ve test ettik. Gerçekten gurur duyduk. Bir yandan finansal bir yatırım yaparken diğer yandan da sigortacılığın nereye evrileceği konusunda birtakım çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Ayrıca kredilendirme açısından konunun nerelere gelebileceği tartışıyoruz."
Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy da gelecekte sigortacılık anlayışına dikkati çekerek, "Maher Holdingin amiral gemisi olan Quick Sigortanın birçok alanda yaptığı yatırımlar var. Bunlar içinde de teknolojik yatırımlar öne çıkıyor. Otonom sürüş yazılımı da öne çıkıyor. Sigortacılığın gelecekte nasıl konumlanacağı, teknolojiyle birlikte nasıl ele alınacağı konusu bizim gündemimizde. Biz de bu gelişmeleri, otonom araç yazılımı yatırımımızla harmanlayarak kendi adımıza bir konumlandırma yapmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Corpus Sigorta Genel Müdürü Murat Şişli ise yeni doğacak sigorta ihtiyaçlarına değinerek, "Gelecek kendi kendini kullanan arabalara doğru gidiyor. Günümüzde birçok firma da bu özelliklere sahip araçlarını piyasaya sundu. Biz de geleceğe yatırım yapan bir grup olma yolunda ilerliyoruz. Bu çerçevede ADASTEC çok başarılı bir giriş oldu çünkü ADASTEC dünyada otonom otobüs yazılımını hayata geçiren ilk firma oldu. Biz de burada olmaktan mutluyuz, bu bizim diğer yatırımlarımız için de önemli bir konu. Bu tür araçlar arttıkça sigorta ihtiyaçlarıyla ilgili de soru işaretleri oluşmaya başladı. Burada işin mutfağına tanık olup öğreniyoruz ve bazı durumlarda işin yasal mevzuatlarının oluşturulmasına katkıda bulunabiliyoruz. Gelişmeleri biz de heyecanla bekliyoruz" dedi.
Yatırımın finansman alanı için neler ifade ettiğini ise Quick Finans Genel Müdürü Nihat Karadağ şöyle anlattı:
"ADASTEC geleceğin teknolojisi alanında lider bir girişim. Biz de finans olarak yer alma şansına sahibiz çünkü kendimizi yeni nesil finansman şirketi olarak konumlandırıyoruz. Bizim de katkılarımız olabilir. Örneğin araçların satışı veya tedarik finansmanında kredilendirebiliriz. Bu anlamda Quick Finans olarak bizim de çok ilgimizi çeken ve gelecek planlarımız arasında yer alan bir girişim olduğunu söyleyebilirim."