#Spor |
01 Tem, 2017 / Cmt 18:33
U17 Avrupa Şampiyonasında yarı finale çıkarak, Hindistandaki U17 Dünya Kupasına katılmaya hak kazanan U17 Millî Takımı Recep Gül, "Galatasarayın altyapısından A takıma yükselip orada kalıcı olmak istiyorum öncelikle
U17 Avrupa Şampiyonasında yarı finale çıkarak, Hindistandaki U17 Dünya Kupasına katılmaya hak kazanan U17 Millî Takımı Recep Gül, "Galatasarayın altyapısından A takıma yükselip orada kalıcı olmak istiyorum öncelikle. Ondan sonra da A Millî Takım formasıyla ülkemi temsil etmek istiyorum" dedi.
U17 Avrupa Şampiyonasında yarı finale çıkarak, Hindistandaki U17 Dünya Kupasına katılmaya hak kazanan U17 Millî Takımımızın kaptanı, uluslararası platformdaki başarının süreceğini belirtiyor. Her iki ayağını da kullanabilen ve orta sahanın her iki kanadında da oynayabilen genç oyuncu, hayat hikâyesini TamSahaya anlattı.
Kendinden bahseder misin röportaja başlarken? Ailende senin gibi futbol oynamış ya da oynayan birileri var mı?
"5 Kasım 2000 doğumluyum. İstanbulda doğdum ama annem ve babam Erzurumlu. Aslen Erzurumluyum yani. Babam 15 yaşındayken çalışmak için İstanbula gelmiş. Birkaç sene sonra da annemle evlenmişler ve ikisi de İstanbula göçmüş. 8 kardeşiz; 5 erkek, 3 kız. Ben 7 numarayım. Halkalı-İkitellide oturuyoruz. Ağabeylerimden Fatih Gül, bu sene TFF 1. Lige yükselen Büyükşehir Belediye Erzurumsporda oynuyor. Orta saha oyuncusu. En büyük ağabeyim Ercan Gül ise yaklaşık 6 sene önce sakatlığından ötürü futbolu bırakmıştı. Küçük kardeşim de benim futbola başladığım kulüp olan İstanbul Demirsporda oynuyor şu an. Benden 4 yaş küçük. Babam futbolla çok fazla ilgili olmasa da bizleri futbol oynamamız konusunda her zaman destekledi. Futbola başladığımdan beri orta sahanın kanatlarında oynuyorum. Hem sol hem sağ kanatta oynayabiliyorum."
Futbola başlama ve Galatasarayın altyapısına geçişin hikâyen nasıl peki?
"2007 yılında Galatasarayın seçmelerine gitmiştim ancak kuvvetsiz olduğum için kazanmayı başaramamıştım. Bunun üzerine arkadaşlarımla birlikte sokakta futbol oynamaya devam ettim. Bir arkadaşım amatör kulüplerden İstanbul Demirspora seçmelere gidiyordu, beni de çağırdı. Babama sordum. O da sokakta oynayacağıma kulüpte oynamamın daha doğru olduğunu söyledi. 2008-2010 yılları arasında İstanbul Demirsporda futbol oynadım. 2010 yılında ise o dönem Galatasarayın altyapısında olan, şimdi ise Millî Takımda antrenörlük yapan Nedim Yiğit beni antrenmanlara çağırdı. Bu sefer antrenmanlarda beğenildim. Böylelikle 2010da yani üç senenin ardından, Galatasarayda başladım. Ali Polatın çalıştırdığı takımda antrenmanlara çıktım ilk olarak. 10 yaşından bu yana sarı-kırmızılı formayı terletiyorum kısacası."
Ay-yıldızlı formayla tanışmanı da anlatır mısın?
"Antalyada U14 seçmeleri yapılmış ve bu seçmelerde 44 kişilik bir oyuncu grubu başarıya ulaşmıştı. Ben de o oyunculardan biriydim. Oradan da Şenol Ustaömerin çalıştırdığı U15 Millî Takımına seçilmiştim. İlk millî maçım, Çek Cumhuriyetine karşıydı. Hazırlık maçıydı ve rakibimize 5 gol atmıştık. Gollerin birisi de benden gelmişti."
U17 Avrupa Şampiyonasında yarı finale yükselip, Hindistandaki U17 Dünya Kupasına katılma hakkı elde eden U17 Millî Takımının kaptanlığını yapıyorsun. Takım kaptanı olarak bu başarının nasıl gerçekleştiğinden bahseder misin bize?
"Avrupa Şampiyonası Finallerinde yarı finale yükselen U17 Millî Takımında yer alan oyuncuların çoğu, Ocak 2015te U15 Millî Takımına seçilmişti. Az önce bahsettiğim U14 seçmelerinden sonra gerçekleşmişti bu. Kısacası üç senedir beraberiz ve herkes birbirinin karakterini çok iyi tanıyor. Herkes birbirine alışık, maç içinde nereye koşacağına kadar rahatça tahmin edebiliyor. Arkadaşlık çok üst düzeyde. Her zaman birbirimizi destekliyoruz. Bunun da skorlara ve başarımıza yansıdığını düşünüyorum. Ben de böyle iyi bir takımın kaptanı olmaktan gurur duyuyorum. Diğer yandan da gerek kapasite, gerekse de yetenek olarak çok iyi oyunculardan kurulu bir takım olduğumuzu düşünüyorum. Oyunumuzu diğer takımlara kabul ettirebiliyoruz. U17 Avrupa Şampiyonasına katılmadan önce, ilk hedefimiz Hindistandaki U17 Dünya Kupasına katılmaktı. Turnuvada yarı final oynayarak bu hedefimize ulaştık. Bu başarımızda emeği geçen herkese teşekkür etmek isterim. Turnuvadaki iki maçımıza Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terimin de gelmesi bizi çok olumlu etkiledi. U17 Dünya Kupasında da iyi bir dereceye ulaşıp, uluslararası platformda daha fazla neler yapabileceğimizi tüm dünyaya göstermek istiyoruz."
Kendini nasıl bir futbolcu olarak tanımlarsın?
"Ofansif anlamda yetenekli olduğumu düşünüyorum. Gol ve asist konusunda da skora katkı yapabilme özelliğim var. 34 millî maçta, 9 golüm bulunuyor şu ana kadar. Defansif yönümü geliştirirsem, daha özel bir oyuncu olabileceğimi düşünüyorum. Maçta, bir pozisyonda duraksadığınız zaman, hata yapabiliyorsunuz. O yüzden, savunmada konsantrasyon ve devamlılık çok önemli. Bu özelliklerimi geliştirmeye çalışıyorum. Defansif yönümü geliştirmem konusunda da U17 Millî Takımı Teknik Direktörü Mehmet Hacıoğlu Hocam bana çok şey katmıştır bugüne kadar. Onun sayesinde beklere yardım etmeyi ve daha agresif savunma yapmayı öğrendim diyebilirim. Ayrıca duran topları da nasıl daha iyi kullanmam gerektiğini antrenmanlarda bana sürekli gösteriyor. Mehmet Hocanın emeği çoktur o yüzden üzerimde."
Gelecekteki hedeflerin neler?
"Galatasarayın altyapısından A takıma yükselip orada kalıcı olmak istiyorum öncelikle. Ondan sonra da A Millî Takım formasıyla ülkemi temsil etmek istiyorum. İlerde Avrupada futbol oynamak, kısmet olursa da İngilterede top koşturmak isterim. Oradaki atmosfer, tempo ve futbol kalitesi beni çok etkiliyor. İngilterede de Chelsea takımına ayrı bir sempatim var. Bunun nedeni de şu; küçüklüğümde Drogbayı beğenerek izliyordum. Chelseanin ilk maçını izlediğimde Drogbaya hayran kalmıştım. O ve stadyumun atmosferi bende bir sempati oluşturmuştu. Drogbanın daha sonra Galatasaraya transfer olmasına ayrı sevinmiştim o yüzden."
Kanatlarda görev yapmana rağmen, bir santrfor olan Drogbaya hayranlığını dile getirdin. Oynadığın mevkide beğendiğin isimler kimler peki?
"Leicester Citynin oyuncusu Mahrezi beğeniyorum. Ters ayak oyununu çok iyi yapıyor. Ben de onu izleyip, uygulamaya çalışıyorum. Çünkü ben de her iki ayağımı da kullanabiliyorum. Chelseali Eden Hazard ile Manchester Cityli Leroy Saneyi de beğenerek takip ediyorum. Genellikle, bir kanat oyuncusunun, bulunduğu kanada göre ters ayağıyla neler yapabildiğine bakar ve onu yapabilen oyuncuları ilgiyle izlerim kısacası."
Futbol dışında kendine örnek aldığın biri var mı?
"İlk soruda da belirttiğim gibi, futbol oynayan iki ağabeyim var. Ercan Gül ve Fatih Gül. Onlar bana hep yol göstermiştir bugüne kadar. Neleri yapıp, neleri yapmamam gerektiğini her zaman, en iyi şekilde göstermeye çalışmışlardır bana. Onlar, yaşadıkları tecrübeleri bana aktardılar hep. Ben de onların tavsiyelerini dinleyip, ona göre davranmaya çalışıyorum."
Futbol dışında boş zamanlarında ne yaparsın?
"Kitap okuyarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Kişisel gelişim kitapları okuyorum arada. Bir de "Sen 17 Yaşımsın" adlı kitabı okuyorum bu aralar. Takımdaki bazı arkadaşlarım da okuyor bu kitabı. Kitapta geçenler, bizim yaş grubumuzun da zaman zaman yaşadığı şeylerden bahsediyor. O yüzden bu kitap da kişisel gelişimime etki ediyor diyebilirim."