#Siyaset | İHA
27 May 2021 / Per 13:19
19 gibi bir hastalıktır. Bunlar da mutasyon geçirerek darbeleri çeşitlendirerek yollarına devam etmeye çalışmışlardır dedi.
Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, 27 Mayıs 1960 darbesinin 61inci yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada 61 yıl önce Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki bir grup cuntacının seçilmiş hükümeti devirdiğini ifade ederek, Gayrimeşru yollarla devirmiş oldu ve dönemin de başbakanı olan sayın Menderesi de idam ettiler iki arkadaşıyla birlikte. Bu Türk demokrasi tarihi açısından bir yüz karasıdır. Bunlar, cuntacılar dünyanın her yerinde aynı yöntemleri kullanmaktadırlar maalesef. Şunu da belirteyim ki halk kendi iradesini silah çekmiş olanlara hiçbir zaman tasvip etmedi. Bunların hesabını sandıkta sordu. Bugün aradan 61 yıl geçmiş olmasına rağmen Menderes ve arkadaşları rahmetle anılırken, bu darbeciler, Menderesi ve arkadaşlarını katledenler hiçbir zaman iyi duyguyla anılmadı. Millet günde beş vakit namazında Menderes ve arkadaşlarına dua ederken, bunları kötü duygularla andı ifadelerini kullandı.
Darbeciler de bir mikroptur, Covid-19 gibi bir hastalıktır
1960 yılında yapılan darbenin en büyük zararı TSKya verdiğini belirten Malkoç, Komuta kademesinin, özellikle generallerin yüzde 95i tasfiye edilmiş, Yargıtay, Danıştay, Yüksek Yargının yüzde 80i tasfiye edilmiş ve karabasan gibi üstlerine çökmüşlerdir. En büyük zararı Türk halkına olmuştur. Türkiyenin demokratikleşmesi yolunda, hukukun üstünlüğü yolunda, insan hakları yolunda büyük bir darbe vurmuştur. En önemli etkisi de 1960dan sonra hemen hemen her 10 yılda bir Türkiyede ya bir darbe olmuştur, darbe teşebbüsü olmuştur veya muhtıra yayınlanmıştır. Bugün günümüzde Covid-19 salgını yaygın. İşte bu darbeciler de bir mikroptur, Covid-19 gibi bir hastalıktır. Bunlar da mutasyon geçirerek darbeleri çeşitlendirerek yollarına devam etmeye çalışmışlardır diye konuştu.
Türkiyede demokrasinin daha çok gelişmesini arzu ediyoruz
Türkiyede yapılan darbelere ABDnin onay ve destek verdiğini söyleyen Malkoç, darbelerin hedefinin Türkiyenin gelişmesini, refahını, huzurunu ve kalkınmasını önlemek olduğunu belirtti. Malkoç, yapılan darbelerin Türkiyeyi geride bıraktığını ifade ederek, Halkı böldüler ilerici, gerici, laik, antilaik, sağcı, solcu, bunları böldüler. Halkı tahrik ediyorlar, içerisine fitne sokuyorlar. Yurt dışıyla irtibatlı olan TSK içerisindeki cuntaları harekete geçirip, demokrasiye son veriyorlar. Biz haklı olarak Türkiyede demokrasinin daha çok gelişmesini arzu ediyoruz şeklinde konuştu.
Milletimizin kahramanlığı, sayın Cumhurbaşkanımızın feraseti, cesareti, dirayetiyle bu darbe önlenmişti
Yapılan darbelere futbol üzerinden örnek veren Malkoç, şunları kaydetti:
Her 10 yılda bir Türkiye Futbol Federasyonu kapatılsa, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonsporun yöneticileri hapse konulsa, futbolcularına futbol oynama yasağı getirilse Türkiyede futbol gelişebilir mi? Şunu memnuniyetle belirteyim ki 1960da başlayan bu darbeci gelenek 15 Temmuz 2016da aynı darbe teşebbüsünde bulunduğunda sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın halkımızı demokrasiye sahip çıkmak için, milli iradeye hukukun üstünlüğüne sahip çıkmak için alanlara, sokaklara davet etmesine milletimiz büyük bir oranda katılmış ve darbecilere direnmiştir. Şehitlerimiz olmuş, gazilerimiz olmuş ama milletimiz demokrasiye sahip çıkmıştır. Bu son derece memnuniyet vericidir. Milletimizin kahramanlığı, sayın Cumhurbaşkanımızın feraseti, cesareti, dirayetiyle bu darbe önlenmiştir. 15 Temmuz 2016daki darbe teşebbüsüne karşı Türk Polis Teşkilatı direnmiştir. TSKnın içerisinde demokrasiye, hukuka bağlı olan askerler direnmiştir. TBMM Başkanı sayın İsmail Kahraman TBMMyi toplantıya çağırmış ve partiler darbeyi kınamıştır. Bu Türkiye için sevindirici olaydır.
Türkiyede artık darbelerin olmayacağının altını çizen Malkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ben inanıyorum ki Türkiye bundan sonra 15 Temmuz darbesine karşı koymanın tecrübesiyle ve 15 Temmuzdan sonra yapılan idari, hukuki düzenlemelerle birlikte bu darbeler bundan sonra kolay kolay olmayacaktır. Türkiye 2023 hedeflerine, 2053 hedeflerine ulaşırken demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları üzerinden yükselecektir. Dünyada da refah, huzur açısından da örnek bir ülke olacaktır.