#Siyaset |
13 Ara 2017 / Çar 14:13
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas katıldığı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü zirvesinde yaptığı konuşmada, Trumpın kararı uluslararası anlaşmaların ihlalidir
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas katıldığı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü zirvesinde yaptığı konuşmada, Trumpın kararı uluslararası anlaşmaların ihlalidir. Bizler barış için uğraşırken, bir anda bize yüzyılın tokadını vurdular. Bu yapılan uluslararası hukuka, BM güvenlik konseyi kararlarına açık bir ihlaldir dedi.
CumhurBaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın çağrısıyla İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi, Kudüs için İstanbulda toplandı. Dışişleri Bakanları toplantısıyla başlayan zirve öncesi aile fotoğrafı çekiminden sonra zirveye geçildi. Zirveye, Cumhurbaşkanı Erdoğanın yanı sıra İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve 48 ülkeden temsilciler katıldı.
Zirvede bir konuşma yapan Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, 100 yıllık bir süre, İngiltere Büyük Britanya Siyonist harekete böyle bir söz verdi. 1917 yılında İngiltere Ortadoğuda varlık göstermiyordu ve bu ülkelerde üstlendiği bir sorumlulukta yoktu. Ancak buna rağmen, İngiltere Filistin toprağını, kendine ait bir toprağı Siyonist harekete kurban etti. Bunu bilmeyenler şunu da bilsinler ki, onun ana partneri ABD idi. ABD, tüm bu anlaşmaları ve bu eylemleri adım adım takip etmekteydi. Böylelikle BM nezdinde de bu sözün gerçekleşmesi için her türlü desteği verdi dedi.
ABD Kudüsü sanki kendi eyaletiymiş gibi hediye ediyor
Şu an bu sözün üzerinden tam 100 yıl geçti diyen Abbas, Şimdi ikinci sözün yerine gelme vakti geldi. Bunu da Trump, Kudüsü İsraile hediye olarak takdim etmek istiyor. Sanki kendi ABD eyaletlerinden bir tanesini İsraile hediye ediyormuşçasına böyle bir davranış içine giriyor. Sanki dünyada tek karar sahibi kendisi. Ancak ilk defa tarihte bütün dünya ülkeleri tek bir duruş göstererek, Doğudan Batıya Japonyadan Kanadaya kadar, hatta öyle ki ABDnin yanında yer almaya alışmış olduğumuz ülkeler dahi Kanada ve İngiltere dahi bu defa ABDnin yanında yer almadı. Bu gün görüyoruz ki önce İngiltere, bu günse ABD Filistin toprakları üzerinden İsrailliler lehine tasarrufta bulunuyorlar. Ancak ne olursa olsun bütün dünya ülkelerinin örgütlerinin ve halklarının yapmış olduğu bu tepki ve karara karşı tek vücut duruşu bunun başarıya ulaşamayacağını da göstermektedir bizlere ifadelerini kullandı.
Biz bu zaferi hep birlikte elde edeceğiz
Abbas, Asıl çıkış yolu mazlumlaradır ama zulmedenlerin gideceği yer de ebedi ateştir. Bizler şu an büyük bir sıkıntı yaşamaktayız. Bizler Filistinliler Araplar Müslümanlar Hristiyanlar olarak bu zaferi elde edeceğiz. Sayın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, krallar, Devlet başkanları; bugün burada bütün ümmeti arkamıza alarak ve bütün Müslümanları, bölgemizdeki ve dünyadaki tüm halkları, Hristiyan toplumları arkamıza alarak Kudüsün işgaline karşı durmak için bir aradayız dedi.
Kudüs, geçmişte de olduğun gibi Filistin Devletinin başkenti olacaktır
Abbas, Kudüsün kimliğinin değiştirilmesine karşı yapılan bu adıma karşı güçlü bir duruş sergilemek için buradayız. ABD, son olarak uluslararası hukuku hiçe sayarak bütün Müslümanların vicdanını zedeleyecek karar almıştır. Bizler şunu söylemek istiyoruz, Kudüs eskiden olduğu gibi, gelecekte de olduğu gibi Filistin Devletinin başkenti olacaktır. Ve o şehirlerin çiçeğidir. O bir tacın en kıymetli taşıdır şeklinde konuştu.
Şu an işgal ve sömürge eylemleri İsrail tarafından durmaksızın devam etmekte
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Başta Recep Tayyip Erdoğana en içten teşekkürlerimi iletmek isterim. İslam İşbirliği dönem başkanı sıfatıyla bana bu zirveye katılma için bir davet gönderdi. Özellikle Türkiyeye ve Türk halkına bizim yanımızda yer aldıkları için ve adil davamızı savunduğu için sizin huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. Çok değerli kardeşlerim hepinize teşekkür etmek istiyorum. Bütün gücümüzle artık işgal altındaki Filistinin devlet olarak tanınması ve ortaya çıkması için çalışmamız gerekiyor. Lübnandaki topraklar ve diğeri işgal altındaki topraklar da aynı şekilde bizim haklı talebimiz içerisinde yer almaktadır. Filistin halkına ve Mescid-i Aksada nöbet tutan kardeşlerimize özellikle de Kudüs şehrinin kalbine yaşayıp orada yerleşimcilerin zulmüne maruz kalan ve aşırı uygulamalara maruz kalan bu halklarımızı da selamlamak istiyorum. Çünkü maalesef şu an işgal ve sömürge eylemleri İsrail tarafından durmaksızın devam etmekte şeklinde konuştu.
Bizler barış için uğraşırken, bir anda bize yüzyılın tokadını vurdular
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas konuşmasını şöyle sürdü:
Trumpın kararı uluslararası anlaşmaların ihlalidir. Bizler barış için uğraşırken, bir anda bize yüzyılın tokadını vurdular. Bu yapılan uluslararası hukuka, BM güvenlik konseyi kararlarına açık bir ihlaldir. Böylece ABD artık barış sürecinde arabulucu olma vasfını yitirmiştir. Asla ve asla biz ilerde de siyasi barış süreci içerisinde ABDnin yer almasına müsaade etmeyeceğiz. Bu kararımızı desteklemenizi bekliyoruz. Kudüs hem Müslümanların ve Hristiyanların yaşam mekanı olarak kalacaktır. Böyle bir durumda ne bölgede, ne dünyada barıştan söz etmek ve barışı görmek mümkün değildir. Yanlış olan bu tek taraflı adım, aynı zamanda radikal ve aşırı gruplarla, aşırı olmayan grupları tetikleyecek ve meseleyi siyasi çatışmadan ve çekişmeden dini bir çekişme ve çatışmaya dönüştürebilme tehlikesine sahiptir. Bizler bu konuda daha önce uyarılarımızı yapmıştık.
İsraili kim koruyor? Onu şımartan, kollayan kim?
Abbas, Dünyada din savaşından fayda görecek kimdir? Dünyada din savaşını hareket ettiren kim? Terör örgütlerini oluşturan, kullanan kim? Bu soruları sormak istiyorum. İsraili kim koruyor? Onu şımartan, kollayan kim? Ve diyorlar ki Kudüsün son olarak da İsrailin başkenti olduğunu söylüyorlar. Ben burada soruyorum. Dünya ülkeleri nasıl oluyor da bu uluslararası hukuka karşı kayıtsız kalabiliyorlar? Nasıl oluyor da ABD İsrailin başkentini Kudüs olarak tanıyabiliyor? Bu uluslararası anlaşmaları dalga geçer gibi hiçe saymaları kabul edilebilir bir durum değil. İsraile buradan meydan okuyorum. Sınırları olmayan bir ülke uluslararası hukuk bağlamında tanınamaz diye konuştu.