#Siyaset |
15 Kas 2018 / Per 16:17
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Lefkoşa Fazıl Küçük Bulvarında düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Bölgede Türkiyenin yer almadığı her türlü girişim başarısızlığa mahkumdur
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Lefkoşa Fazıl Küçük Bulvarında düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Bölgede Türkiyenin yer almadığı her türlü girişim başarısızlığa mahkumdur. Kıbrıs, bizim milli davamızdır. Kıbrıs Türkünün her zaman yanında durduk, durmaya da devam edeceğiz dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin (KKTC) kuruluşunun 35. yıl dönümü dolayısıyla KKTCde bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Lefkoşa Fazıl Küçük Bulvarında düzenlenen törende yaptığı konuşmada, kuruluş yıl dönümü vesilesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına Adada bulunmaktan ve bu bayram coşkusunu paylaşmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Kıbrıs meselesinin Rumların Kıbrıs Türklerini 1960ta kurulan ortaklık devletinden dışlayarak devleti gasp etmeye çalıştıkları 1963 yılından bu yana, uluslararası toplumun gündeminde olduğunu anımsatan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yarım asrı aşan bu süreçte Kıbrıs Türk halkı başından itibaren çözümden ve uzlaşıdan yana olmuş, iyi niyetle ve kararlılıkla müzakere sürecine sahip çıkarak Rumların bozduğu ortaklığı yeniden tesis edebilmek için her zaman yapıcı bir yaklaşım sergilemiştir. Bugün Adanın halen çözüme ulaşmamış olmasının nedeni, maalesef çözümsüzlüğü şiar edinen Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmaz tutumudur. Kıbrıs konferansı 2017 Temmuz ayında Rum tarafının bu tutumu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Rumlar o tarihten bu yana Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde ortaklık kurma ve siyasi gücü paylaşma niyetlerinin bulunmadığını açıkça ortaya koymuştur. Kurduğunuz devlet, Adanın kurucu ve eşit iki parçasından biridir. Kıbrıs Rum tarafının bu gerçeği sulandırma yönündeki çabalarına bugüne kadar izin verilmemiştir, bundan sonra da verilmeyecektir
Oktay, hedeflerinin Kıbrıs Türkünün siyasi eşitliğinin sağlanması ve Adadaki meşru haklarının, güvenliğinin ve refahının garanti altına alınması olduğunu dile getirdi.
Ambargolar akıl ve insaf sınırlarını zorluyor
Bu hedef doğrultusunda Türk tarafının 50 yıldır yapıcı fikirler sunduğunu, her türlü yöntemi denediğini ancak bu çabaların Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle her seferinde akim kaldığını vurgulayan Oktay, bugün Kıbrıs Türk halkının hala birçok alanda ambargo ve kısıtlamalara maruz kalmasının akıl, vicdan ve insaf sınırlarını zorladığını aktardı.
Kıbrıs Türk halkının önündeki engellerin kaldırılması uluslararası toplum için de siyasi ve ahlaki yükümlülüktür
Kıbrıs Türk halkının hak ettiği refah seviyesine ulaşmasının engellenmesine ve mevcut statükonun sürdürülmesine izin vermeyeceklerini vurgulayan Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
Kıbrıs Türk halkının dünyayla bütünleşmesi önündeki engellerin kaldırılması uluslararası toplum için de hem siyasi hem ahlaki bir yükümlülüktür. Tüm olumsuzluklara rağmen, Türk tarafının çözüme yönelik siyasi iradesi her zamankinden daha kuvvetlidir. Ancak, BM Genel Sekreterinin İyi Niyet Misyonu Raporunda da işaret ettiği üzere, gelinen aşamada artık yeni fikirlere ve önerilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu minvalde, ucu açık müzakere süreçlerinin, Adadaki mevcut gerçekleri göz ardı eden yaklaşımların bir tarafa bırakılması gerekmektedir. Anavatan ve garantör Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti çözüm için her zaman olduğu gibi omuz omuza birlikte çalışmaya devam edeceklerdir
Hidrokarbon kaynakları adayı büyük bir cazibe merkezi haline getirdi
Oktay, Yeni keşfedilen hidrokarbon kaynaklarının Adayı daha büyük bir cazibe merkezi haline getirdiğini anımsattı.
Türkiyenin Doğu Akdenizdeki enerji kaynaklarının Adanın barış ve refah merkezi haline gelmesi için bir fırsat olarak kullanılması gerektiğini her zaman savunduğunu, savunmaya da devam edeceğini ancak Rum tarafının tek yanlı faaliyetleriyle, doğal kaynakları da paylaşma niyetinde olmadığını açıkça ortaya koyduğunu söyleyen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
Rum tarafının Kıbrıs Türkünü yok sayan girişimlerine göz yummayacağız
Adanın tek sahibi olduğunu zanneden Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türkünü yok sayan girişimlerine göz yummayacağımızı, Türkiyenin ve Kıbrıs Türk halkının Doğu Akdenizdeki meşru hak ve menfaatlerini her zaman, her şartta ve her şekilde korumaya devam edeceğimizi buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi, bölgede Türkiyenin yer almadığı her türlü girişim başarısızlığa mahkûmdur. Kıbrıs, bizim milli davamızdır. Kıbrıs Türkünün her zaman yanında durduk, durmaya da devam edeceğiz. KKTCnin gelecek tasavvuru için de uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli mücadeleyi dün olduğu gibi bugün de vereceğiz.
Oktay, Türkiye olarak sadece KKTC konusunda değil, uluslararası toplumu ilgilendiren tüm konularda, iyi niyetle ve yapıcı katkılar sağlayarak, ortak anlayış ve ortak akla dayanan çözümlerden yana olduklarını ifade etti.
Uluslararası hukukun gereğine göre adil ve kalıcı çözümler
Türkiyenin çok yönlü dış politikasının onurlu bir duruşa ve güçlü ilkelere dayandığını dile getiren Oktay, şunları kaydetti:
Yaşanılan haksızlıklara karşı duruşumuz ve mazlumun yanında oluşumuz tüm dünyaca bilinmektedir. Dış politikada sürdürdüğümüz kararlılığımızı ve dik duruşumuzu halen anlamayanlar varsa buradan bir kez daha sesleniyorum. Geçmişte olduğu gibi bugün de dış politika ilkelerimizden ve onurlu duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Ne sahada ne masada oldu bittilere izin vermedik, vermeyeceğiz. Biz bir yerde yanlışlık varsa bunu dile getiririz. Haklı ve dik duruşumuzu Kıbrısta, Suriyede ve Libyada da aynı kararlılıkla sergilemeyi sürdüreceğiz. Uluslararası toplumu ilgilendiren konularda kimi ülkelerin tek taraflı müdahalelerini ve sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmelerini kabul edemeyiz. Gayemiz, güncel uluslararası sorunlara, bazı ülkelerin bakış açısına ve çıkarlarına göre değil uluslararası hukukun gereğine göre adil ve kalıcı çözümler bulunmasıdır
Oktay, KKTCnin aradan geçen 35 yılda büyük mesafe kat ettiğini, demokratik, çoğulcu, insan haklarına saygılı, müreffeh toplum sistemini her geçen gün pekiştirdiğini, kurulduğu yıldan bu yana hem Adada hem Doğu Akdenizde barış ve istikrarın ana unsuru olduğunu belirtti.
Kendine yetebilen, küresel şartlara uyumlu, rekabetçi, sürdürülebilir
KKTCnin kalkınmasının, kendine yetebilen, küresel şartlara uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir ekonomik düzene sahip olabilmesinin öncelikli hedefleri olduğuna dikkati çeken Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bugün turizm ve eğitim sektörlerinde ulaşılan düzey, Kıbrıs Türkünün haklı gururudur. KKTC her iki alanda da bölgesinde merkez olabilecek imkan ve kabiliyetlere sahiptir dedi.