#Siyaset |
12 Ara 2017 / Sal 22:45
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kudüs bizim ruhumuzda, kalbimizde, zihnimizde
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kudüs bizim ruhumuzda, kalbimizde, zihnimizde. bir dünya yıkılsa kudüsten biz vazgeçmeyiz. Biz Kudüsten Filistinliler, Gazzelliler, bütün Araplar vazgeçse de Türkiye vazgeçmez, Türk milleti vazgeçmez dedi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, TBMM Genel Kurulunda devam eden 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinde konuştu. Kudüste kutsal emanetlere yapılan saygısızlığa karşı Türkiyenin sesinin her zaman gür olacağını belirten Bozdağ, Şimdi Kudüse Amerika, büyükelçiliğini taşıma kararı aldı. Kudüs, bütün Müslümanların ve semavi dinlerin değer verdiği bir şehir, bizim ilk kıblemiz. Miraç mucizesinin şahidi bir yer. Böylesi bir yerde bütün Müslümanların kırmızı çizgisinin olduğu bir yerde, Ortadoğuda zaten kırılgan olan barış sürecini ateşe atan böyle bir açıklama yaptığı zaman Türkiye demeyecek mi niye bunu yapıyorsunuz. Bölgeyi felakete atıyorsunuz, ateşe atıyorsunuz, barışı bombalıyorsunuz, huzuru yok ediyorsunuz demeyecek mi? Kimden yana tavır koyacak? Elbette milletin ve devletin hukukundan yana tavır koyacak. İsrailde yaşananlara Türkiyenin bigâne kalmasını kimse Türkiyeden beklememelidir. Filistinlilere yaptıklarına, Gazzelilere yaptıklarına, Kudüsteki kutsal emanetlere yaptıkları saygısızlığa karşı Türkiyenin sesi her zaman gür olacaktır. Bakın bir şey söylüyorum. Cumhurbaşkanımızı ve hükümetimizi İsrail konusunda zayıflatacağını düşünenler beyhude düşünüyorlar. Bizim en güçlü olduğumuz konulardan birisi budur. İsrailin Cumhurbaşkanına, Siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz diye One minute çeken bir Cumhurbaşkanına Siz İsrail ile söyle böyle yan yana geliyorsunuz kimse diyemez. Var mı böyle bir örnek? dünyanın hangi lideri bunu söyleme cesareti gösterdi. Mavi Marmarada da İsrailden ilk özür dileten hükümet, lider gene Cumhurbaşkanımızdır. Tazminatı kabul eden, ambargoyu hafifleten adımı attılar. Türkiyenin tezlerini kabul ettiler ifadelerini kullandı.
Eski anlaşmaların hepsinde Kudüs yazıyor
Bozdağ, Bakın burada bir başka hususu daha ifade etmek istiyorum. Anlaşmalarla ilgili konuşuluyor. Orada pek çok anlaşma imzalanmış. Hem İsmet İnönünün Başbakan yardımcılığı döneminde, Ecevitin ^başbakanlığında, Demirelin cumhurbaşkanlığında, başbakanlığında anlaşmaların hepsinde açık açık yazıyor. Bakın hepsi Kudüs yazıyor, Kudüs. O zaman kimse demiyor Kudüste imzalandı şimdi siz tanıyorsunuz demiyor. Şimdi burada söylenince bambaşka bir şey. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, milletinin hukukunu korumak bizim görevimizdir. İşte anlaşmalar. Bakın burada ne yazıyor? Erdal İnönü, devlet bakanı ve başbakan Yardımcısı. Ne zaman? 1 Haziran 1992 tarihinde Kudüste imzalanan ekli anlaşma diyor. Kaç tane var? Onlarca var dedi.
Kudüs bizim ruhumuzda, kalbimizde, zihnimizde
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Allah Allah ne yapıyorsunuz? Buradan acaba biz nasıl yıpratırız diye oradan giriyorsunuz. Buradan bizi vuramazsınız. Kudüs bizim ruhumuzda, kalbimizde, zihnimizde. bir dünya yıkılsa kudüsten biz vazgeçmeyiz. Biz Kudüsten Filistinliler, Gazzelliler, bütün Araplar vazgeçse de Türkiye vazgeçmez, Türk milleti vazgeçmez. Bunu çok iyi herkesin bilmesi lazım diye konuştu.
Erdoğan Yunanistanda milletin hukukunu korudu
Cumhurbaşkanı Erdoğanın Yunanistan ziyaretinde Lozanla ilgili sözlerine değinen Bozdağ, Şimdi deniyor ki Cumhurbaşkanı Lozanla ilgili niye konuştu. Yahu niye konuşmayacak. Cumhurbaşkanımız Yunanistana ziyarete gitti, Yunanistan Cumhurbaşkanı konuyu kendisi açtı. Lozan yenilenemez, güncellenemez, ben hukukçuyum diye yüksek perdeden ahkâm kesti. Ne bekliyoruz? Cumhurbaşkanımız yüksek perdeden Türk milletinin, Türkiye devletinin hukukunu korumayacak mı? O ne dedi, Lozan güncellenebilir dedi. Milletin hukukunu korudu. Şimdi Cumhurbaşkanı Pavlopulosta aynı yerde, biz Lozanı tartışmayız, Yunanistan da aynısını söylüyor, sizde aynısını söylüyorsunuz. Böyle bir şey olur mu? Olamaz. Şimdi bakın çok net Türkiye Cumhuriyeti Devleti bizim dönemimizde Egede bizden önceki statülerin hiçbirisinde bir milim geri gitmemiştir. Milletimizin de devletimizin de hukukunu sonuna kadar koruduk. Bundan sonra da koruyacağız. Şimdi Trumpla ilgili niye böyle söyledi. Yahu şimdi biz ne diyeceğiz ? Türkiyenin Cumhurbaşkanı ABD yönetimi PKKnın uzantısı PYDye, YPGye tır tır silah gönderirken Sayın Trump bu silahları niye gönderiyorsun diye sormayacak mı? Aramız bozuluyor diye çekinecek, korkacak mı? Öyle bir şey olur mu? Elbette hukukunu koruyacağız dedi.
Zarrab davası FETÖ kumpasıdır
ABDdeki Rıza Zarrab davasına da değinen Bozdağ, Amerikada devam eden bir dava var. Şimdi Zarrab davası deniyor, görülüyor. Çok net bir şekilde bakın son ifadeler de çıktı ortaya, 17 Aralık soruşturmasını yürüten FETÖcü terörist, orada belgeleri ben getirdim kağıt parçalarını diyor, tanıklık yapıyor. Bir, şimdi orada bir bankacı FETÖcü firari, oradaki rapor denen bir kağıt parçasında imzası var, o da tanık orada. Şimdi FETÖnün finans desteği verdiği bir STK da bilirkişi atandı, o da resmi bilirkişi orada ve yargılamayı yapan yargıç 2014 Mayıs ayında Türkiyeye getirildi FETÖcüler tarafından 17-25 Aralık sürecine destek vermek için, burada açıklama yaptı, hakim de o. Zarrab ceza tehdidiyle veya çıkma ümidi ile baskılandı, iftiracı olmaya zorlandı ve şimdi burada bakın böyle bir yargılama yapılıyor. Şimdi burada adalet çıkar mı? FETÖcülerin lojistiğini, tanıklığını yaptığı, desteklediklerinin bilirkişi, hakim oldukları bir karar Türkiyeyi mahkum edemez ve burada bitmemiş bir komployu Amerikada tamamlamaları mümkün değildir. Bu bir kumpastır ve burada olup bitenlerin tamamı Türkiyede savcılıklar tarafından soruşturuldu, Meclis tarafından soruşturuldu ve kararlar verildi. Yeni bir şey de hiç yok. İftiralar var, yalanlar var, bu iftiralarla, yalanlarla Türkiyeyi yormaya kimsenin hakkı yoktur, olmayacaktır da. Bunlarla ilgili bizim duruşumuz çok nettir, bundan sonra da duruşumuzu milletten yana muhafaza etmeye devam edeceğiz ifadelerini kullandı.
MİT darbenin başarısızlığında önemli rol oynadı
Bekir Bozdağ, Milli İstihbarat Teşkilatı ülkemizin güvenliği, bekası ile ilgili çok önemli görevler yapıyor. Hem de canı pahasına yapıyorlar. Burada onları eleştirmek çok kolay bu kırmızı koltuklarda. Ama MİTin içerisinde milletimizin ve devletimizin bekası için canı pahasına gece gündüz mücadele eden kahramanlar var. Ben o kahramanları da buradan saygı ile selamlıyorum. Bunların içinde yanlış yapan olabilir mi? Olabilir. Her yerde olduğu gibi. Onlara da elbette bunun hesabı soruluyor, sorulacaktır da. MİTin bağlılığı Başbakanaydı, cumhurbaşkanına değiştirildi. MİT şimdi elde ettiği istihbaratı cumhurbaşkanına, başbakana, ilgili bakanlara, genelkurmay başkanına ve gerekli gördüğü kurumlara iletiyor. Yine hem cumhurbaşkanının hem Bakanlar Kurulunun ülkenin dış ve iç güvenliği ile ilgili ve terörle ilgili verdiği görevleri yerine getiriyor. MİT bir kişi ile irtibatlı çalışmıyor. Devletin bütün organlarıyla, bütün kurumlarıyla hükümetiyle, genelkurmayıyla, cumhurbaşkanıyla irtibatlı çalışıyor. Başbakan ile irtibatlı çalışınca tek adam olmuyor, cumhurbaşkanı ile irtibatlı çalışınca tek adam oluyor. Böyle bir şey olur mu? Olur mu? Bakın darbe teşebbüsü ile ilgili ne söylüyorum. Elbette burada MİTe dönük çok eleştiriler var. Benimde eleştirilerim var. Ama şunu da söylemek lazım. Bundan önceki darbeler hep uykuda yakalandı. O zaman MİT müsteşarları vardı, MİT vardı. Darbecilerle beraber sessiz sakin darbeyi nasıl başarırız, ama darbe başarılamadı. Başaramadılar. MİT eksiğiyle, gediğiyle bu darbenin başarısızlığında en önemli rollerden birini oynadı. Bu hakkı da hepimizin teslim etmesi lazım. Canlarını bu ülke için feda eden insanları burada hırpalamak bu millete de, bu devlete de, bize de fayda vermez. Onlar davul zurnayla iş yapmazlar. Gizliliğe riayet etmek onların hepsinin görevidir. Milletin devletin hukukunu canı pahasına koruyan bu kahramanlara karşı hepimizin saygı diliyle hareket etmesi son derece önemlidir dedi.