#Siyaset | İHA
14 Kas 2019 / Per 15:34
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Çevre konusu siyasi bir konu değildir. Siyasi malzeme yapılacak bir konu değildir. Haliçi eski haline getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. İstanbulda yeniden çöp dağları olmasına müsaade etmeyeceğiz dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, katıldığı bir televizyon programında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlunun atık su arıtma tesisi projesini iptal etmesine ilişkin soru üzerine iklim değişikliğinin dünyanın sorunlarının başında geldiğini belirterek, Tüm dünyanın tedbir aldığı süreçte artık atık su arıtma tesisleriyle alakalı tüm dünya ileri biyolojik arıtma tesislerine geçiyor. İleri biyolojik arıtma tesisleriyle birlikte arıtmış olduğunuz suları yeniden kullanabilmenin önünü açıyorsunuz. Şu an ülkemizde atık su arıtma tesislerinden yeniden kullanım oranı yüzde 1,2 ve bizim hedefimiz bu oranı yüzde 5lere çıkarmak. Tüm dünyadaki gelişmiş ülkeler, arıtma tesislerini ileri biyolojik arıtma tesisi haline getirerek kullanma suyu kalitesinde su alarak hem çevreyi hem doğayı korumak için adımlar atıyor. Tüm dünya iklim değişikliğiyle ilgili mücadele ediyor ki biz ülke olarak Akdeniz Havzasında yer alıyoruz ve iklim değişikliğinden doğrudan etkilenen bir ülkeyiz. Biz iklim değişikliği konusunda adımlarımızı kararlı bir şekilde atmak zorundayız. Çevre konusu siyasi bir konu değildir. Siyasi malzeme yapılacak bir konu değildir. Tabii Büyükşehir Belediye Başkanının açıklaması ve almış olduğu karar kesinlikle talihsiz bir karardır. Aslında bu zihniyet, ötekileştirme, yapılanı eleştirme, yapmama üzerinden prim yapma zihniyetiyle aynıdır. Biz AK Parti olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm Türkiyede nüfusumuzun yüzde 35ine atık su arıtma hizmeti verilirken, şu an yüzde 87sine atık su arıtma hizmeti veriyoruz diye konuştu.
Marmarada kirliliğin hat safhalara geldiğini aktaran Kurum, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Bu kirliliği kurtarmak için siz bugünkü arıtma tesislerini ileri biyolojik hale getirmezseniz eğer bu Marmara Denizini kurtaramazsınız. 1994te yanında yürüyemediğiniz, kokudan dolayı orada maskeyle gezdiğiniz, balıkların içinde olmadığı süreçte Sayın Cumhurbaşkanımız Haliçte deniz suyunu getirmek ve temizlenmesini sağlamak sayesinde bugün Haliç yanında gezilebilir ve balıkların yüzdüğü bir hale geldi. Bizim yapmaya çalıştığımız, ki daha önce ileri biyolojik arıtma tesisiyle hem Haliçe su getirecektik, yaklaşık 3 milyon vatandaşımızı ilgilendiren biyolojik arıtma tesisine kavuşacaktık. Oradan arıttığımız suları biz yine Haliçe deşarj edecektik ve Haliçteki nefes almayı güçlendirecek, balıklarımızı yaşatacak ve oranın temizlenmesine meydan veren projeyi hayata geçirecektir. Tüm bunları biz yaparken, tüm dünya arıtma tesisine geçerken, bizim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız çıkıp Bu bir israf projesidir, bu projenin yapılmasının hiçbir gereği yoktur gibi çok talihsiz bir açıklama yaptı. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Tüm Türkiyede bizim hedefimiz ülkemizi, şehirlerimizi, 16 milyon İstanbulluyu, 82 milyon vatandaşımızı ilgilendiren, yaşam kalitesini yükselten projeleri yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Koymuş olduğumuz şartlar çerçevesinde belediyelerimiz de üstüne düşen sorumlulukları yerine getirme durumundadır. Bunun takibini de biz tüm Türkiye adına, İstanbul adına yapıyoruz. Bugüne kadar biz tüm Türkiyeye 18 yıldır gece gündüz demeden hizmet ediyoruz. Yapmış olduğumuz her projede milletimizle birlikte hareket ettik. 16 milyon İstanbulluyu ve tüm Türkiyeyi ilgilendiren bir projenin yapılması gerekirken çıkıp bu bir israf projesidir diyecek. 1 buçuk milyondan bahsediyor. Bu işin ne müteahhidi belli, ne yer tespiti yapılmış. Biz çevremizin, doğamızın kirlenmesine müsaade etmeyeceğiz. Haliçi eski haline getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. İstanbulda yeniden çöp dağları olmasına müsaade etmeyeceğiz. Bununla ilgili atılması gereken kararlar neyse bunları da kararlı bir şekilde atacağız. Biz istiyoruz ki tüm belediyelerimizle birlikte olması gereken çerçevede yönetelim ve İstanbullumuza hizmet edelim."
Boğaz ile ilgili düzenlemelerde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bazı yetkilerinin başka bir kuruma alınacağı tartışmalarına ilişkin Kurum, Bu düzenlemeye ilişkin yetki tamamen Meclisimizdedir, Meclisimizin takdirindedir. Meclisimiz ne takdir ederse biz o çerçevede çalışırız. Burada iş yetki alıp verme meselesi değildir, ki aynı Boğaziçi de çevremiz gibi korumamız gereken, gelecek nesillere aktarmamız gereken bir meseledir. Bugün on binlerce kaçak yapının bulunduğu ve o tarihi siluete, tarihi güzelliğe zarar veren yapıların olduğu, vatandaşımızın Beykozda, Fatihde yaşam noktasında hiçbir hareket yapamadığı, içme suyu ve doğalgaz noktasında belli hizmetleri alamadığı bir noktada biz yine koruyacak, o silueti çok iyi seviyelere çekecek, yeşil alan miktarını artıracak, vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltecek bir adımı ki hiçbir şekilde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında olmayan bir yetkiyi de almayarak, yani algı operasyonlarıyla sanki bir yetkinin alınıyormuş gibi davranılmasına da gerek olmadığını düşünüyorum dedi.