#Siyaset |
05 Şub 2019 / Sal 12:05
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Risk ve tehditlerle dolu olan bu coğrafyada hem halkımızın hem de umudunu Türkiyeye bağlamış mazlumların, diğer dost ve müttefik kardeş ülkelerin güvenliği ve huzuru için güçlü ve başarılı olmak zorundayız. Bunun için de milli değerlerimiz ve menfaatlerimiz üzerine yükselen etkin, yerli ve yenilikçi bir savunma sanayi anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürmek zorundayız" dedi.
Milli Savunma Bakanı Akar, ATO Congresiumda düzenlenen "ASELSAN Güç Birliği Zirvesi 2019" programına katıldı. Burada konuşan Bakan Akar, yerlilik ve millilik unsurunun özellikle savunma sanayisinin olmazsa olmazı olduğunu söyledi. Türkiyenin ve gelecek nesillerin huzur ve güvenliğinin sağlanmasında, ekonomide ve savunma sanayisindeki uluslararası alanda üst sıralara çıkılmasında yerli ve milliliğin bir tercih değil, bir şart ve ihtiyaç olduğunu vurgulayan Akar, "Ülkemizde maalesef millilik kavramını anlamayan, gücünün farkında olmayan, kendisine ve ülkesine güvenmeyen bazıları var ki bu zihniyet ülkemizde savunma sanayimizin istenilen düzeyde ve süratte gelişmesini engellemiştir. Askeri gücümüzün imkan ve kabiliyetleri ülke kaynaklarından beslenmiyorsa, kendi işçiniz, mühendisiniz tasarlayıp üretmiyorsa, bunları çağın ihtiyaçlarına göre geliştirmiyorsa ülke güvenliğinizi tam anlamıyla sağlamış olamıyorsunuz" diye konuştu.
Parası ödenmesine rağmen "dost ve müttefik" ülkelerden dahi modern silahın ve mühimmatın tedarikinde zorluklar yaşandığını ifade eden Akar, Türkiyenin gizli veya açık ambargolar ile karşı karşıya kaldığını vurguladı. Akar, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında yaşanılanların Türkiyeyi savunma konusunda bağımsız hareket edecek makineler üretmeye yönelttiğini dile getirerek, "O dönemdeki tecrübeler kendi göbeğimizi kendimiz kesecek tedbirler almak zorunda olduğumuzu idrak etmemizi sağlamıştır. Bu anlayışla Kara, Deniz, Hava Kuvvetlerini güçlendirme vakıflarıyla bu günkü savunma temellerimiz sağlam şekilde atılmıştır. Bu adımlar artık meyvelerini vermeye başlamıştır. Bugün geldiğimiz noktada ASELSAN ile birlikte savunma sanayisinde faaliyet gösteren 4 firmamız dünya devleriyle yarışır hale gelmiştir. Bu savunma sanayi şirketlerimiz gurur kaynağımız olmuştur" şeklinde konuştu.
"Yerlilik ve millilik oranı yüzde 20lerden yüzde 70lere çıkmış durumda"
Türkiyenin yerli ve milli anlayışla savunma sanayisinde büyük bir hamle başlattığını anlatan Akar, şunları kaydetti:
"Bu hamleler sonunda yerlilik ve millilik oranı yüzde 20lerden yüzde 70lere çıkmış durumda. Bu oranı arttırmak için çalışmalarımız kararlılıkla devam edecektir. Yaklaşımımızın bir söylemden ibaret olmadığı rakamlarla bellidir. Risk ve tehditlerle dolu olan bu coğrafyada hem halkımızın hem de umudunu Türkiyeye bağlamış mazlumların, diğer dost ve müttefik kardeş ülkelerin güvenliği ve huzuru için güçlü ve başarılı olmak zorundayız. Bunun için de milli değerlerimiz ve menfaatlerimiz üzerine yükselen etkin, yerli ve yenilikçi bir savunma sanayi anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürmek zorundayız."
Akar, Türkiyenin bugün Pakistan ile Milgem, Katar ile Fırtına, Ukrayna ile ise insansız hava aracı ihraç sözleşmeleri imzalar duruma geldiğini söyledi. ATAK helikopterlerine dünyanın her yerinden ilgi gösterildiğini kaydeden Akar, "Hürkuş temel eğitim uçağı, silahlı kuvvetlerimizin göz bebeği olmuştur. Sınırlarımızı yerli ve milli harp araç ve gereçleri drone savarlarımızla korumaktayız. İlk uçuşunu gerçekleştiren Gökbeyin seri üretim süreci yakında başlayacak. Dünyada ilk 100 listesine giren Türk firmalarının sayısı her geçen gün artmakta ve savunma sanayi cirosunun her bir önceki yıla göre artış göstermesi 2023 hedeflerimize doğru adım adım ilerlediğimizin de en açık göstergesidir, kanıtıdır. 2018 yılında savunma sanayi ve havacılık cirosu 7 milyar dolara ulaşmış, ihracat ise ilk kez 2 milyar dolar sınırını açarak 2.5 milyar dolara yaklaşmıştır. Bu başarılara rağmen kat edeceğimiz çok mesafe olduğunun da altını çizmek istiyorum. Türkiyenin küresel güç olma vizyonu çerçevesinde kamu, vakıf ve özel sektörümüzün iş birliği içinde olması ülkemizi de hedeflerine daha da yaklaştıracaktır" ifadelerini kullandı.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ise savunma sanayisinin Türkiyenin bekası için olmazsa olmaz unsurlardan biri olduğunu söyledi. Bu çalışmaların Türkiye çapında halka gurur veren ve güvenini arttıran bir seviyede devam ettiğini belirten Demir, "Ancak almamız gereken mesafeler gerçekten fazla ve sürekli olarak hedefimizi büyüterek devam ettirmek zorundayız. Burada neticeye odaklanmamız gerekiyor. Netice de şu; ülkemizin bekası, emniyeti için mücadele eden güvenlik güçlerimizin sahadaki etkinliklerini milli ve yerli sistemlerle sağlayabildikleri ölçüde yapacağımız işlerde, harekatlarda, vereceğimiz kararlarda şunun, bunun parmak sallamasına, tehdidine pabuç bırakmadan kendi öz güvenimizle sağlayabiliyorsak işte netice budur. Burada lokomotif rolünü üstlenen belirli ana yüklenicilerimiz vardır ki bunların da başında ASELSAN gelmektedir. Bu şirketlerin kritik görevleri var. Kendileri çınar olsalar da gölgelerinde ot bitmeyen ağaç olmak yerine, gölgelerinde filizler yetiştiren ve bu sektörü ormana dönüştüren yapı olmak durumundalar. Savunma sanayimiz ancak bu yolla ülkenin bütün değerlerini kullanan, hiçbir kuruşunu ve saatini israf etmeden hedefe doğru yönelen bir hale gelebilir" dedi.