AB’de bir ilk

#Siyaset |
20 Ara 2017 / Çar 16:26

Avrupa Adalet Divanı ile birlikte birlik hukukunun doğru uygulanmasından sorumlu olan Avrupa Birliğinin yürütme organı Avrupa Komisyonu, Polonya’nın hayata geçirdiği yargıda reform paketiyle yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünü çiğnediği gerekçesiyle AB Anlaşması’nın 7

Avrupa Adalet Divanı ile birlikte birlik hukukunun doğru uygulanmasından sorumlu olan Avrupa Birliğinin yürütme organı Avrupa Komisyonu, Polonya’nın hayata geçirdiği yargıda reform paketiyle yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünü çiğnediği gerekçesiyle AB Anlaşması’nın 7. maddesini devreye soktu.
Avrupa Komisyonu birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında Polonya’nın kendilerine 7. maddeyi harekete geçirmekten başka seçenek bırakmadığını söyledi.
Avrupa birliği değerlerinin Polonya tarafından ciddi bir biçimde çiğnenme riski olduğuna işaret eden karar, AB tarihinde bir ilk. AB, ilk defa bir üye ülkeye karşı AB Anlaşması’nın 7. maddesini devreye sokuyor. Karar, aynı zamanda Polonya meselesinin Komisyon düzeyinden AB Bakanlar Konseyi düzeyine yükseltilmesi anlamına geliyor. Önümüzdeki süreçte AB Bakanlar Konseyinde yapılacak görüşme neticesinde Polonya’da hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının tehlikede olduğu, bu durumun AB değerlerine de ters olduğu kararı çıkarsa -böyle bir karar için AB üyesi 22 ülkenin oyuna ihtiyaç var- bir sonraki adım olarak Polonya’ya karşı yaptırımlara geçilebilir. Böyle bir durumda yine AB Anlaşması’nın 7. maddesinin 3. bendine göre herhangi bir üye ülkeye yaptırım uygulayabilmek için kararın Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyince oy birliğiyle alınması gerekiyor. Başkanlar Konseyinde oy birliğiyle alınabilecek karar neticesinde de Polonya’nın AB kurumlarındaki oy hakkı askıya alınabilir. Oy hakkının askıya alınması bir AB üyesi ülkenin karşılaşabileceği en ağır ceza ve Brüksel’de “atom silahı” olarak nitelendiriliyor.
Avrupa Komisyonunun kararı bir süredir Polonya’da bir kısmı yürürlüğe giren, bir kısma da yürürlüğe girmek için Cumhurbaşkanı’nın onayını bekleyen yargının yapısında değişikliğe giden yasalardan kaynaklanıyor. Komisyon adli yargı sisteminde yapılan değişiklikle yargıçların atanmasına, görevden alınmasına, emeklilik yaşını doldurmuş hakimlerin görev sürelerinin uzatılmasına yahut emekliye sevk edilmesine Adalet Bakanı’nın kararına bırakılıyor olmasını eleştirmiş, ortaya çıkan bu durumun Polonya yargısının bağımsızlığını tartışmaya açmakla birlikte yine AB Anlaşması’na ters olduğuna dikkat çekmişti. Adli yargı sistemindeki değişikliğin yanı sıra geçtiğimiz günlerde Polonya parlamentosunda kabul edilen ve Cumhurbaşkanı’nın onayını bekleyen Ulusal Yargı Konseyi ve Yüksek Yargıda değişikliğe giden düzenlemeler de Avrupa Komisyonunun eleştirdiği diğer düzenlemeler arasında yer alıyor. Konuya ilişkin olarak Komisyon geçtiğimiz Temmuz ayında Polonya hükümetine uyarıda bulunmuş, düzenlemeden vazgeçilmemesi durumunda AB Anlaşması’nın 7. maddesinin devreye sokulabileceğini açıklamıştı.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, konuya ilişkin olarak birkaç gün önce temaslarda bulunduğu Brüksel dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Yargı sisteminde değişiklik yapma hakkımız olduğunu düşünüyoruz” demişti. Morawiecki, Ocak ayında bir araya gelecekleri Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’a gerçekleştirmekte oldukları yargı reformlarının hukukun egemenliğini ayaklar altına almadığını izah edeceklerini belirtmişti.
Hukuk ve Adalet Partisi’nin (Prawo i Sprawiedliwosc) iktidarda olduğu Polonya, AB’li politikacılar tarafından bir süredir yargı üzerinde politik kontrol sağlanmaya çalışmakla suçlanıyordu. Son olarak geçtiğimiz günlerde bir araya gelen Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Polonya’ya karşı 7. maddenin devreye sokulma olasılığı sorulduğunda AB ilkelerine bağlılığı gözeten her türlü inisiyatifi destekleyeceklerini açıklamıştı.
Bugünkü kararla bir süredir sorunlu yürüyen AB-Polonya ilişkileri daha da zora girmiş oldu. Zira bu kararın yanı sıra Avrupa Komisyonu, bu aybaşında 2015 yılında başlanan Yunanistan ve İtalya’daki kamplarda yığılan 160 bin sığınmacının AB üyesi ülkelere yeniden yerleştirilmesi programında yer almayan Polonya’nın Çekya ve Macaristan’la birlikte Avrupa Adalet Divanına şikayet etmeye karar vermişti. Polonya’nın AB ile yaşadığı bir diğer sorun ise Bialowieza Ormanı’ndaki ağaç kesimi. Polonya hükümetinin geçtiğimiz yıl Avrupa’nın en eski ormanı olarak bilinen Bialowieza’da ağaç kesim kotasını üç katına çıkarması, çevre örgütleri, UNESCO ve Avrupa Birliğince protesto edilmişti. Avrupa Komisyonu, Avrupa Adalet Divanına başvurarak kesimin yasaklanmasını istemiş, Divan ise kesimin acilen yasaklanması yönünde karar vermişti. Konuya ilişkin görüşmeler Polonya Orman Bakanlığı ve Divan arasında halen devam ediyor.