#Köşe Yazıları |
08 Nis 2024 / Pzt 11:51
Yaklaşık 35 bin taraftarın desteğini alan ve lider bir takım olan Diyarbakır ekibi Amed'e karşı mücadele etmek hiç de kolay değildi. Deplasman öncesi takımda eksik oyuncuların fazla olması dikkat çekiciydi, ancak ben sahada bu kadar etkisini hissedeceğimizi düşünmüyordum.
Maçın ilk 15 dakikasında adeta fırtına gibi başlayan ve akabinde yaptığımız bireysel hatalarla da golleri bulan Amed, 3 farkı yakalayınca ben de dahil olmak üzere birçok kişi "Yarım saatte maç bitti" dedi. Golleri yediğimiz bölge ve atakların çoğu sol tarafımızdan geldi. O bölgede Orhan yalnız kaldı, Serhat orta çizgiyi geçmeye tenezzül etmeyince rakipte Alaattin Batuhan ile çizgiyi koridor yaptı. Amed hocası da 30. dakikada maçın bittiğini düşünerek Alaattin Batuhan'ı çıkardı. O andan sonra ibre bizden yana döndü. En azından rakip ceza sahasına girip tehlike oluşturma bitti. Ardından Furkan'ın jeneriklik golü ve Serhat'ın yan topta ince dokunuşu bizde bir geri dönüş heyecanı oluşturdu. Hatta devre biterken direkten dönen top gol olsa soyunma odasına beraberlikle girecektik, olmadı.
2.yarı başladığında evlere şenlik bir gol yedik, birkaç dakika sonra bunu perçinledik. "Bu hata yetmez, bir daha yapmamız gerek" dedik, ipimizi kendimiz çektik. Rakip kaliteli ayaklara sahip, ama biz de onlara her türlü kolaylığı sağladık. Buna rağmen biz pozisyon kaçırdık, onlar da fazlasını değerlendiremedi. Hatta kaleci Bekir yaptığı kurtarışlarla öne çıktı. 4. golü yedikten sonra teknik heyetten saha içi ve değişiklik konusunda beklentim vardı, olmadı. Uzatmalarda Emir'in oyuna dahil olması anlamsızdı. Maçın 55. dakikasında fark açılmışken bu değişimin olması gerekti. Hatta sahadaki oyuncuların yer değişiklikleri yapılabilirdi. Sahada ipi kopuk uçurtma gibi savrulduk durduk. Kazanma adına inanma ve camia ile birlikte taraftar desteğiyle Amed maçı hakkıyla aldı, fakat fark olmamalıydı. Üzüntümüz bu, yoksa bu sezon hangi deplasmandan yüzümüz gülerek döndük ki?Bundan sonra yapılacak şey ise kalan maçlarda karakterimizi sahaya yansıtarak bize yakışan puan veya puanları almak. Ardından zaten uzun düşünme günleri bizi bekliyor.