#Köşe Yazıları |
07 Eki 2024 / Pzt 13:23
Yıllar önce rahmetli hocamız Hayrettin Endersert, İstanbul'da mağlup olduğumuz bir maç sonrası bana şunu söylemişti: "Aslında rakip bizden iyi değil ama futbolcularım bana 'Protesto Futbolu' oynadı." "Nedir hocam bu futbol anlayışı?" dedim. "Bunu ya futbolu çok iyi bilenler anlar ya da içinde olanlar," dedi. Mesela, sana gol lazımsa, yan top ve geri paslarla sahada kendini oyalarsın, göz boyarsın," diye açıklamıştı. Kitabın ortasından konuşmak gerekirse, Isparta deplasmanında buna benzer şeyler yaşadık. Geçen hafta U19 Afyon’dan 2 gol yemiş bir takıma karşı lakayt bir şekilde sahaya çıkan ve ilk yarıda rakibinden sahada adeta dayak yiyen İnegölspor, herkes gibi bizleri de şok havuzuna atmış oldu. Takımın başına hafta başı gelen Koray Palaz hoca, sanki bizi izleyip takıma gelmiş gibi bütün zaaflarımızı oyuncularına ezberletmiş. Savunma arkasına atılan toplar, aralara atılan ince milimlik paslar, ters toplarla başımızı döndüren bir oyun anlayışı sergilediler ve akabinde Isparta şehrinin bile umut kesip cami avlusuna terk ettiği takımı hayata döndürdük. Attıkları 2 gol bireysel hatalardan gelirken, maçın hakemi 3 penaltı pozisyonunun 2’sini verse kimse gıkını bile çıkarmazdı. İkinci yarıda risk alarak peş peşe oyuncu değişiklikleri yapan teknik heyet, bir an önce gol atıp maça ortak olmak isterken, bu defa sanki galip durumdaymışız gibi yan pas ve geri paslarla anlamsız bir oyun anlayışına girdi. Hatta kaleci Bekir, futbol hayatında bu kadar kendi savunmasıyla top alışverişinde bulunmamıştır. Gol atmak için rakip kaleye gitmek gerekirken, biz zamanı bu lay lay lom paslarla bitirdik. Kısaca, sahada bir adım öne çıkan futbolcumuz yoktu. Kağıt üstünde Isparta takımından üstün olmamıza karşın, sahada bunu gram hissetmedik. 6 hafta geride kaldı, yerine oturmayan dişliler ve varlığı belli olmayan oyuncularımız var. Bizim için zorlu bir fikstür süreci de başlayacak bundan sonra. Ne diyelim, umarız bu kafa karıştırıcı denklemden bir an önce kurtuluruz.