#Köşe Yazıları |
12 Ara 2020 / Cmt 16:01
Kışın gelişi ve vaka sayılarının da artışıyla beraber evlerimiz tıpkı geçen kıştan aşina olduğumuz gibi artık hem okul, hem işyerlerimiz, hem de spor salonlarımız haline geldi. Kimimiz masa başında yerimizden kalkmadan saatlerce çalışıyor, kimimiz televizyonun karşısında geçirdiğimiz vakti anımsamıyoruz bile. Bir de boş zamanlarımızda durmadan açtığımız buzdolabının kapağı var tabi. Belki de çalışırken ya da bir şeyler izlerken durmadan ya da fark etmeden sürekli yemek yerken buluyoruz kendimizi. Peki bu gibi durumlarda ne yapmamız gerekiyor?
Öncelikle buzdolabının karşısına geldiğimizde yeterince aç olup olmadığımızı kendimize sormalıyız. Psikolojik (can sıkıntısı ya da üzgün hissetme) bir boşluğu o besinle mi kapatmak istiyor canımız ya da gerçekten acıktığımız için mi oradayız. Unutmayalım ki, besinlerin olması gerektiğinden fazla tüketimi bizlere fazla kilodan başka bir şey vermeyecek. Sonrasında ise mutlaka sabah besleyici ve doyurucu bir kahvaltı yapılmalı. Kahvaltının günün en önemli öğünü olduğu unutulmamalı. Ardından aşırıya kaçmadan öğle ve akşam öğünlerimizi kesinlikle tüketmeliyiz. Yani günde mutlaka en az 3 kere bedenimizi yeterli besin ögelerini alacak şekilde beslemeliyiz.
Peki ya ara öğünler? Aslında hepimizin az çok bildiği ara öğünlerimizin kurtarıcıları genelde kuruyemişler ya da meyveler oluyor. Çikolata, gofret, cipsler, hazır paketli gıdalar yerine meyve, kuruyemiş, süt ya da yoğurt tüketmek kesinlikle daha doğru olacaktır. Fakat evde kalış süresi uzadığında ya da hafta sonunun tamamını evde geçirdiğimizden sağlıklı ve farklı tarifler denemek istiyor canımız. Böyle durumlarda muz, kakao, kuru meyveler ve yulaf ezmesi ile hazırlayabileceğiniz harika enerji topları yapabilir; kabak, havuç, patates, pancar gibi sevdiğiniz sebzeleri fırında istediğiniz baharatlarla pişirerek çıtır hale getirip yoğurtlu dipsos veya humus ile birlikte tüketebilirsiniz. Bunun yanında pişirmeye gerek olmayan meyveli veya kuruyemişli kurabiyeler hazırlayabilir; şeker yerine hurma ve kuru üzümle tatlandırabileceğiniz, şekersiz cevizli kekleri de ara öğünlerinize ekleyebilirsiniz. Ya da sevdiğiniz meyveler (muz, cennet hurması, nar gibi) ile süt veya yoğurdu robottan çekip, meyveli smoothieler ya da yoğurtlar elde edebilir, meyve salataları yapıp tüketebilirsiniz. Yine farklı tohumlardan (örneğin chia tohumu gibi) ev yapımı pudingler deneyebilirsiniz. Yapımı kolay olan bu tariflerin yemesi de oldukça zevkli olacaktır. Ara öğünlerin yanında gün içerisinde su tüketmeyi unutmamalı, boş zamanlarımızı aşırı beslenmek yerine evde yapılabilecek egzersizlerle değerlendirmeli; az az sık sık beslenmeyi bir yaşam tarzı haline getirmeliyiz. Sağlıcakla kalın.
Dyt Gülşen EROĞLU