Hayvanat bahçesi kapılarını bu kez Türkiye’nin akciğerleri için açtı

#Güncel Olaylar | İHA
01 Ağu 2021 / Paz 11:41

Kocaeli’nin Darıca ilçesinde bulunan Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi, Türkiye’nin ciğerini yakan orman yangınlarının yaralarının bir nebze de olsa sarılabilmesi için bir günlük tüm gelirini Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağışladı.

Türkiye günlerdir her kesimi derin üzüntüye boğan orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Yangınlar, bazı bölgelerde kontrol altına alınsa da bazı bölgelerde devam ediyor. Kocaeli’nin Darıca ilçesinde içerisinde 300’ün üzerinde tür, 3 binin üzerinde hayvan ve bitkiyi barındıran ve her gün yüzlerce ziyaretçiyi ağırlayan Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi de, yangın bölgelerinde yaraların bir nebze de olsa sarılabilmesi, ağaçların yeniden dikilebilmesi ve Türkiye’nin akciğerlerine yeniden kavuşabilmesi için TEMA Vakfı tarafından başlatılan kampanyaya destek olabilmek için parkın bir günlük gelirini bağışladı. Hayvanat bahçesi yetkilileri, maddi yardımın yanı sıra, yaralı olarak kurtulan hayvanların tedavilerine destek olabilmek için veteriner hekimlerinin o bölgeyle sürekli irtibat halinde olduğunu söyledi.

“Orman yangınları bizim de canımızı çok acıttı”
Yaklaşık 25 yıldır pek çok hayvana ev sahipliği yaptıklarını belirten Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi Genel Müdür Yardımcısı Simge Çelik Atasoy, “Yaklaşık 300’ün üzerinde tür, 3 binin üzerinde de hayvan nüfusumuz bulunmakta. Bunun yanı sıra birçoğu endemik olmakla beraber çok sayıda bitki türümüz de var burada. Biz burada bu bitki türlerinin ve hayvanların korumasını sağlamakla yükümlüyüz ve bir süredir bu konuda çok uğraşıyoruz. Ancak son zamanlarda hepimizin bilgisi dahilinde olan bu orman yangınları, herkesin olduğu gibi bizim de canımızı çok acıttı. Gerçekten ne kadar önemli bir alan olduğunu anlatmanın imkanı yok. Hayatımızın en büyük damarlarından birisi, bizim yaşam kaynağımız. Ancak ne yazık ki şu an Türkiye’de çok büyük yangınlar söz konusu. Biz de en azından küçük de olsa bir destek olmak amacıyla dünkü bütün gelirimizi TEMA Vakfı’na bağışlamaya karar verdik. Belki çok büyük paralar olmasa bile bizim de duyarlılık göstermemiz gerektiğini düşünüyoruz açıkçası” dedi.

“Hayvanların bakımlarında her türlü desteği sağlamayı planlıyoruz”
TEMA’ya yaptıkları bağışın sadece ağaçların yeniden dikilmesi için yapılan bir bağış olduğunu dile getiren Atasoy, “Ancak biz hayvanlardan da sorumlu olduğumuz için ve yaban hayatının ne kadar kötü durumda olduğunu gördüğümüz için hem veterinerlerimiz hem diğer kurumlarla ilişkilerimiz devam etmekte. Daha sonrasında, yangın kontrol altına alındıktan sonra oradaki hayvanların bakımlarında her türlü desteği sağlamayı planlıyoruz. Bu yüzden bir grup kurduk, yaban hayatı hekimleriyle görüşüyoruz, herhangi bir şekilde destek olmamız gereken bir konu olursa da bu konuda desteğimizi sürdüreceğiz. Şu ana kadar o bölgeden buraya yaralı bir hayvan gelmedi. Daha doğrusu İstanbul’a henüz gelen bir hayvan yok. O bölgedeki veterinerlerde, klinikler de bu konularla ilgili çalışmalar yapıyorlar zaten ücretsiz olarak. Ama bizim veterinerlerimiz oradaki veterinerlerle iletişim içinde. Herhangi bir şekilde gerekli bir durum olursa onlar bilgi alıyorlar. Yaban hayvanlarından henüz daha canlı hayvana rastlanmadı bildiğimiz kadarıyla. Ama yangın daha kontrol altına alınamadığı için ekipler çok içeriye giremiyor açıkçası. Daha çok çiftlik hayvanlarında yaralılar olduğu için sahipleriyle beraber tedavi ediliyor, buraya getirme ihtiyacı olmuyor” diye konuştu.

“Ormanlar ve hayvanlar yok olursa bizler de yok olmaya mahkumuz”
Ormanların hem Türkiye’nin hem dünyanın akciğerleri olduğunu vurgulayan Atasoy, “Bunlar olmasa ne hayvanların yaşam alanları olacak ne bizim için herhangi bir şekilde nefes alacağımız bir alan olacak. Bu konuda hepimizin çok duyarlı olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda herkesin bireysel de olsa yapacağı çok şey var. Özellikle ormanlara herhangi bir şekilde cam şişelerin atılmaması gerekiyor. Bu çok önemli bir şey. Ayrıca bu ormanlar bizim, hepimiz bunların koruyucusu olmak zorundayız. Bu bir kişinin görevi değil, hepimizin görevi. Burada yaşayan yaban hayatı yok olduktan sonra bir daha geri dönüşü yok. Türkiye’ye endemik birçok tür yok olmak üzere. Bunlar çok önemli konular ancak bazen günlük yaşamın içinde atladığımız konular. Ormanlar ve hayvanlar yok olursa bizler de yok olmaya mahkumuz. Bunu da unutmamak gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.