Arslan: “Sendikal örgütlülüğün olduğu hiçbir yerde çocuk işçiliği olmaz”

#Güncel Olaylar | İHA
11 Haz 2020 / Per 10:19

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, çocuk işçiliği yüzünden çocukların eğitimden yoksun kaldığını, sağlıklarının bozularak bütün yaşamlarının olumsuz yönde etkilendiğini belirterek, “Çocuk işçiliğiyle mücadele için bütün iş yerlerini sendikalı olmaya davet ediyoruz. Çünkü sendikal örgütlülüğün olduğu hiçbir yerde çocuk işçiliği olmaz” dedi.

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Uluslararası Çalışma Örgütü, tüm dünyada gün geçtikçe artarak önemli bir sorun haline gelen çocuk işçiliğine dikkati çekmek ve tüm dünyada çocuk işçiliğini önlemek amacıyla 12 Haziran tarihini Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü olarak ilan etmiştir.
12 Haziran, milyonlarca çocuğun okullarından, oyunlarından ve yaşıtlarından ayrı düşmesine, çocuk yaşta çalışmaya mecbur bırakılmalarına karşı toplumda duyarlılığın oluşturulması ve çocuk işçiliğinin bütün dünyada önlenmesi adına farkındalık oluşturmak için çok önemli bir tarihtir. Çocuk işçiliği yüzünden, çocuklar eğitimden mahrum bırakılmakta, sağlıkları bozulmakta ve bütün yaşamları olumsuz yönde etkilenmektedir. Küçücük yaştaki çocuklarımıza taşıyamayacakları sorumluluklar yükleyerek çocukluklarını yaşamaktan yoksun bırakmak, ülkemizin geleceği açısından da önemli bir soruna yol açmaktadır. Çocukların eğitim hayatından uzaklaştırılarak, hayallerini gerçekleştirebilecekleri, yeteneklerini ve becerilerini ortaya çıkarabilecekleri, kendilerini keşfedebilecekleri olanakların ellerinden alınması ülkemizin refaha ve istikrara ulaşma yolunda önemli bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çocuk işçiliği yüzünden çocuklarımızın geleceğe yönelik hayalleri bir bir sönmekte, istedikleri hayatı değil zorunda bırakıldıkları hayatı yaşamaktadırlar. Çocuklarımız yaşlarından büyük ve tehlikeli işlerde çalışmakta, kimi zaman kendilerinden büyük iş makineleri karşısında güçsüz ve çaresiz kalmaktadırlar. Ağır işlerde çalışan çocuk işçiler, yaralanmakta, sakatlanmakta, kalıcı fiziksel bozukluklar gibi telafisi zor fiziksel rahatsızlıklar ve bozukluklara maruz kalmaktadırlar.
18 yaşın altındaki her birey çocuktur ve çocukluğunu dolu dizgin yaşamalıdır. Çocuklar, asla iş gücü ve beşeri sermaye değildir. İşlenmeyi bekleyen bir cevherdir. Çocuklar her ne sebeple olursa olsun, istismar edilmemeli, kayıtdışı çalıştırılmamalı, ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmamalı, zihinsel ve fiziksel gelişimlerine engel olacak işlerde ve uzun süreli çalıştırılmamalı, eylemlerde, çatışmalarda, savaşlarda kullanılmamalıdır. Çocuğun yeri ne sokak, ne tarla, ne de fabrikadır. Çocuğun yeri okuldur."
TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre, Türkiye genelinde 5-17 yaş grubundaki çocuk işçilerin sayısının 720 bin civarına ulaşmış olduğuna dikkat çeken Arslan şunları kaydetti:
"Çocuk işçiliğine her sektörde rastlanmakla birlikte çalışan çocukların büyük bir bölümü tarım alanında görülmektedir. Önceki yıllara bakıldığında ülkemizdeki çocuk işçi sayısının düştüğünü görmek sevindirici ancak hala yeterli seviyede düşüş görülmemektedir. Türkiye, çocuk işçiliğinin önlenmesi konusunda önemli adımlar atmaktadır. Bu kapsamda 2018 yılı Türkiye’de Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı olarak ilan edilmiş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı öncülüğünde başlatılan ‘Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ortak Deklerasyonu’ bakanlarımız, işçi ve işveren kuruluşlarının temsilcileri tarafından imzalanarak çocuk işçiliğiyle mücadele konusunda önemli bir adım atılmıştır.
Sendikal örgütlülüğün yaygınlaşması ile çalışanların gerçek haklarına kavuşması konusunda mücadele edilmektedir. Bu sayede hak ihlallerinin önüne geçilmektedir. Sendikal örgütlenmeyi, işçilerin haklarına kavuşabilmesine olanak sağlanması kadar çocuk işçiliğinin önlenmesi konusunda da önemli bir adım olarak görmekteyiz. Çocuk işçiliğiyle mücadele için bütün işyerlerini sendikalı olmaya davet ediyoruz. Çünkü sendikal örgütlülüğün olduğu hiçbir yerde çocuk işçiliği olmaz.
HAK-İŞ olarak dünyada ve Türkiye’de çocuk işçiliğinin önlenmesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Çocuklarımıza bugünden sahip çıkamazsak, sadece çocuklarımızı kaybetmekle kalmayacağımızı, aynı zamanda geleceğimizi de kaybedeceğimizi biliyoruz. Bugünden tedbir almanın maliyeti, gelecekte telafi edebilmenin maliyetinden şüphesiz daha düşük ve daha ucuzdur. Bu nedenle çocukların her türlü istismarına son verilmesini istiyoruz.”