Toplu sözleşme tekliflerine tepki

#Ekonomi | İHA
26 Ağu 2019 / Pzt 13:41

Memur-Sen Adana İl Başkanı Mehmet Sezer, "Kamu İşveren Heyetinin, Merkez Bankası’nın gerek beklenti anketinde gerekse kendi tahmininde ifade ettiği enflasyon rakamlarının altında kalan tekliflerle masaya gelmesini kamu görevlilerinin emeğini değersizleştirmek olarak görüyoruz” dedi.

Memur-Sen Konfederasyonu’nun aldığı kararla bugün 81 ilde “Emeğe Saygı, Adalete Davet” temasıyla düzenlenen basın açıklaması Adana’da da gerçekleştirildi.
Atatürk Parkı’nda basın açıklaması yapan Memur-Sen Adana İl Başkanı Mehmet Sezer, “Memur-Sen ve bağlı sendikalarımızla tamamında yetkili olarak katıldığımız 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri, Kamu İşveren Heyetinin müzakere süreci hiç yaşanmamış gibi bir irade ortaya koyması üzerine uyuşmazlıkla sonuçlanmıştır. Masada uzlaştıklarımızın yok sayılması ve Toplu Sözleşme müzakereleri hiç yapılmamış gibi davranılması üzerine, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na taşıdığımız 5. Dönem Toplu Sözleşmenin, kamu görevlilerinin haklı beklentilerini karşılayarak yeni hak ve kazanımlarla donatılmasına katkı ve destek sunmak için bugün 81 ilde "Emeğe Saygı, Adalete Davet" temasıyla sahadayız. Milyonlarca insanı ilgilendiren ve fakat Kamu İşvereninin, Konfederasyonumuza sunduğu teklifte yok saydığı: sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi, 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetler sınıfının Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçirilmesi, kademe derece sınırlamasının kaldırılması, bayram ikramiyesi, kılık-kıyafet yasağının kaldırılması, gelir vergisi mağduriyetinin son bulması, dayanışma aidatı ve toplu sözleşme ikramiyesi gibi temel tekliflerimiz dahil toplam 657 teklifimiz gayet makul ve makbul teklifler olmasına karşın sanki hiç yapılmamış gibi Kamu İşvereni tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmamış, bunlara ilişkin herhangi bir teklif masaya getirilmemiştir” diye konuştu.
Memur-Sen olarak toplu pazarlık sürecinde Kamu İşveren Heyetiyle sözleşme imzalanmasını sağlamak için büyük çaba sarf ettiklerini söyleyen Sezer, “Bu gayretin yanı sıra basın açıklamalarıyla, iş bırakma eylemleriyle de sahada olduk ve heyetimizi destekledik. Bugün de aynı kararlılıkla ve örgütlü gücümüzle meydanlardayız. Memur-Sen’in ve bağlı sendikalarının titiz çalışmalarla, sahanın nabzını tutarak oluşturduğu ve kamuoyuna "makul teklifler" olarak deklare ettiği 657 teklifine karşın Kamu İşveren Heyeti maalesef malül tekliflerle masaya gelmiş ve ardından toplu sözleşme sürecini hiç yaşanmayan bir süreç olarak tarihe kaydetme iradesi göstermiştir. Bu iradenin sonucu olarak süreç uyuşmazlıkla sonuçlanmış ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gidilmiştir. Biz, toplu sözleşme görüşmeleri boyunca masanın ve müzakerenin önemine inanarak çözüm üretmeye odaklandık ve sürecin uzlaşmayla sonuçlanması için büyük bir özveriyle çalıştık. Süreç tıkandığı anda bile "Gelin Hakem Kuruluna 3 günlük başvuru sürecini 1 güne indirelim ve müzakere sürecini 2 gün daha uzatalım, masada sorunları çözelim" dedik ama teklifimiz kabul edilmedi. Memur-Sen’in teklifleri milletin talepleridir. Çünkü bu teklifler milletin maşeri vicdanında makes bulmuş adil ve hakkaniyetli tekliflerdir. Bu nedenle, Kamu İşveren Heyetinin, Merkez Bankasının gerek beklenti anketinde gerekse kendi tahmininde ifade ettiği enflasyon rakamlarının altında kalan tekliflerle masaya gelmesini kamu görevlilerinin emeğini değersizleştirmek olarak görüyoruz. Maalesef, Hakem Kuruluna başvuru süreci de Kamu İşveren Heyeti tarafından hakkaniyetli yürütülmemiştir. 20 gün boyunca gece yarılarına kadar görüşülerek, tartışılarak üzerinde uzlaşma sağlanan azımsanmayacak sayıdaki teklifimiz Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna götürülürken yok sayılmıştır. Yasanın açık hükmüne aykırı bir şekilde; Toplu Sözleşme sürecinin müzakere aşamasının tamamlanmasıyla birlikte Kamu İşveren Heyeti tarafından ne Memur-Sen’ ne de genelden ayrı hizmet kolu toplu sözleşmesi imzalamaya yetkili bağlı sendikalarımıza incelemek, katkı sunmak ya da imza atmak üzere toplantı tutanağı teslim edilmemiş, bu yönde bir davet ya da teklif yapılmamıştır” ifadelerini kullandı.
Mehmet Sezer, Hakem Kurulunun sağduyu ile konuya yaklaşacağına olan güvenlerinin tam olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
“Memnuniyet üretmek için hala geç olmadığını, artık bu sorumluluğun Hakem Kurulunda olduğunu hatırlatıyoruz. Bir kez daha buradan güçlü bir şekilde vurgulamak istiyoruz: Kamu görevlileri olarak bizlerin asla kabul edemeyeceği tavır, alın terimizin değersizleştirilmesi, taşıdığımız misyonun görmezden gelinmesidir. Biz bu ülkenin alınteriyiz. Biz devlet hizmetlerinin kesintisiz sürmesinin, devletin tüm unsurlarıyla işlemesinin teminatıyız. Biz ailelerimizle birlikte 20 milyonluk bir kitleyiz. Tekliflerimizde haklıyız, duruşumuzda hakkaniyetliyiz.”