#Ekonomi | İHA
19 Eyl 2019 / Per 17:06
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın eşi Emine Erdoğan ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varankın katıldığı bir törenle başladı.
ATO Congresium Kongre ve Sergi Salonunda gerçekleşen açılış töreninde konuşan Emine Erdoğan, Ankara Ticaret Odası başta olmak üzere zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen herkesi kutlayarak, Bu çabayı Anadolunun mirasına sahip çıkmak olarak görüyorum. Ülkemizin her köşesinden çıkan zenginliği tescillemek takdire şayandır diye konuştu. Coğrafi işaret tescili alabilecek ürün sayısının 2 bin 500e yakın olduğunu kaydeden Erdoğan, Elimizin altında müthiş bir potansiyel var. Çünkü, Türkiye medeniyetlerin doğumhanesi, farklı çeşitlilikleri barındıran bir çeşitlilik havzasıdır. Bu muhteşem hazine bitkiden tekstile, esanstan gastronomiye kadar her alanda kendini ortaya koymaktadır şeklinde konuştu.
Ekonominin küreselleşmesiyle birlikte, üretimin standartlaşmasının beraberinde geldiğini anlatan Erdoğan, bu durumun dünyada uzunca bir süre yenilik gibi görülmekle birlikte kendini tekrar eden bir üretim hayatıyla insanı karşı karşıya bıraktığını vurguladı. İnsanların artık otantik değeri olan, bir hikaye taşıyan ürünleri tercih ettiğine dikkat çeken Erdoğan, İşte bu noktada Türkiye bir cennet ama iş coğrafi işaret tescili almakla bitmiyor. Bu ilk adım, önemli olan sonrasında ne yaptığınız. Burada gençler için büyük bir fırsat mevcut. Gençlerimiz vizyonlarını ve enerjilerini bu işe katarlarsa dünya markalarının kısa sürede ortaya çıkması hiç zor değil. Bu süreçte en önemli unsur tasarım. Yerel ürünü öyle bir tasarımla buluşturmalıyız ki dünyanın öbür ucunda tamamen farklı kültürde yaşayan insanlar için cezbedici hale gelebilsin ifadelerini aktardı.
Türkiyenin son dönemde her alanda millileşme gayreti içinde olduğunu, teknolojiden tarıma kadar her alanda büyük mesafeler kat edildiğinin altını çizen Erdoğan, işe tohumdan başladıklarını ve Ata tohumu konusunda önemli adımlar attıklarını söyleyerek, dünyanın global markalara doyduğu dönemde fark oluşturabilmek için yerel olanın dünya sahnesine taşınması gerektiğini belirtti. Erdoğan, Yerel olanı bilip hazmetmeden evrensel olamayız. Eğer ülkemizin her bir bölgesini fasikül fasikül okuyabilirsek henüz keşfedilmemiş ve tüm dünyada çığır açmaya gebe nice hazine görürüz dedi.
Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütünün ve Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisinin verilerine göre, sahte ve taklit ürünlerin küresel ticaretteki payının yüzde 3.3e ulaştığını belirten Erdoğan, Bu haksız kazancın önüne geçilmesi ve fikri mülkiyet haklarının korunması da coğrafi işaretli ürünlerin artmasından geçmektedir. Resmi kalite işareti olan coğrafi işaret tescilinin ürünün pazarlama gücüne güç kattığı da bir gerçektir. Eğer biz coğrafi işaret almaya aday ürün potansiyelini iyi kullanabilirsek ekonomik anlamda da yeni kulvarlarda koşacağız diye konuştu.
Coğrafi işaretli ürünler zirvesi kazanımları çok önemli
Anavatanı Türkiye olan ürünlerin başka ülkeler tarafından sahiplenildiğini hatırlatan Erdoğan, lale ve yoğurt örneğini vererek şunları kaydetti:
Bu zirvenin kazanımlarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Burada konuşulacaklar bu içi halkada kalmamalı. Buradan çıkacak bilgi ve oluşacak sinerji üreticiden tüketiciye herkese yayılmalı. Yeni arayışlar içinde olan enerjisini, zekasını yeni bir iş alanına kanalize etmek isteyen girişimciler için bir farkındalığa vesile olmalı. Elbette satın alma davranışlarında da bir bilinç oluşturmamız gerekiyor. Tüketiciler coğrafi işaretli ürünler aramalı ki arz talep dengesi sağlanabilsin. Dolayısıyla tanıtıma da bir o kadar yatırım yapmalıyız. İnanıyorum ki coğrafi işaretli ürünlerin artması insanımızdaki aidiyet duygusunu perçinleyecek ve büyük bir destek görecektir. Anadolunun çeyiz sandığında her ihtiyacımıza cevap veren nice iksir var. Kıymetini bilir hak ettiği değeri verirsek bize misliyle cevap verecektir. Henüz başında da olsak inşallah coğrafi işaretli konusunda kısa zamanda hızlı yol alacağız. Ülkemizin değerleri hak ettiği itibarı dünya ölçeğinde de bulacak inşallah. Coğrafi İşaretli Ürünler zirvesi milletimize hayırlı olsun.
Coğrafi İşaretler yörelerin markalaşması açısından önemli
Coğrafi işaretin bir anlamda toprağın, yörenin imzası olduğunu söyleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, törelerinde üretilen ürünlerin özgün ve eşsiz olma özellikleri taşıdığını ifade ederek, Türkiyenin köklü tarihinden gelen coğrafi işaretlerin, yörelerin markalaşması açısından oldukça önemli bir avantaj sağladığını dile getirdi.
Bakanlık olarak coğrafi işaret konusunda özel bir sorumluluk taşıdıklarını söyleyen Bakan Varank, coğrafi işaret tescil işlemlerinin bakanlığa bağlı Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yapıldığını kaydetti. Bakan Varank, Bugün itibarıyla 81 ilimizde 446 tescilli ürünümüz var. İşlemleri devam eden 428 başvuruyu da değerlendirmeye devam ediyoruz. Türkiyede tescil edilebilir 2 binin üzerinde potansiyel coğrafi işaret bulunuyor" ifadelerini aktardı.
Coğrafi İşaretler tescilli ürünlerin katma değeri önemli
Tescillerin sayısının önemli olmakla birlikte, tescillenen ürünlerin sağladığı katma değerin de o kadar öneminin bulunduğunu anlatan Varank, Türkiyedeki 446 tescilli işaretin pazar payının 2 milyar avro civarında olduğunu bildirerek şunları söyledi:
"Tescilden sonraki süreçlere ticarileşme ve ihracat aşamalarına daha fazla odaklanmamız gerektiği çok açık. Bu noktada kalkınma ajanslarımız coğrafi işaretli ürünlerin, iç ve dış piyasalarda tanınmasına ve markalaştırılmasına yönelik çeşitli destekler veriyor. Örneğin Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansımız, coğrafi işaretli ürünlerden elde edilen geliri artırmayı kendine hedef koydu. Böylece hem kırsal kalkınmaya hem de gelirin tabana yayılmasına katkı sunmuş olacak. Bu amaçla 5 milyon lira bütçeli mali destek programı planlıyoruz. Program çerçevesinde tescille kazanılan haklara ilişkin izleme ve denetim sistemleri kuracak. Coğrafi işaretli ürünlerin ortak üretimi, satışı ve pazarlanması, bunların turizm değerine dönüşmesi gibi önceliklere destek vereceğiz."
Uluslararası iş birlikleri
Coğrafi işaretli ürünlerin ihracatını artırmak için, yurt dışında da tescil edilmelerinin sağlanması gerektiğinin altını çizen Bakan Varank, Türkpatentin bu amaçla Avrupa Birliği Komisyonu ile iş birliği yaptığını söyledi. Antep baklavası, Aydın inciri, Malatya kayısısı olmak üzere ABye tescilli 3 ürün bulunduğuna da dikkat çeken Bakan Varank, Bu tesciller sayesinde, ürünlerimizi ABye daha fazla ihraç etmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca, oradaki kötüye kullanım ve taklitleri engelleyebiliyoruz. Diğer taraftan da ürünlerimizin kalitesini prestij anlamında göstermiş oluyoruz. AB ile yürüttüğümüz iş birliği kapsamında, ilk aşamada 35 başvuruyu daha tescil ettirmeyi hedefliyoruz. Bir başka uluslararası iş birliğini de Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile başlatıyoruz. Coğrafi işaretlerimizin ticarileşmesi ve denetim şartlarının iyileştirilmesi alanlarında ortak çalışma yapacağız. Ayrıca proje kapsamında, Türk cumhuriyetlerinin coğrafi işaret kapasitelerinin artırılmasına yönelik çalışmalarımız da olacak. Özbekistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan gibi ülkelerin de katılımıyla çalıştaylar gerçekleştirip ülke tecrübelerimizi paylaşacağız" ifadelerini kaydetti.
Coğrafi İşaretler satış merkezine yeşil ışık
Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baranın gündeme getirdiği coğrafi işaretli ürünlerin satıldığı bir merkez kurulması projesine de kalkınma ajansları vasıtasıyla destek verebileceklerini bildiren Bakan Varank, ticaretin önemli bir kısmının e-ticaret platformları vasıtasıyla yapıldığına dikkat çekerek, "Bu manada Türkiyede şimdiden birkaç platformla görüştüm. Online ticaret platformlarında coğrafi tescilli ürünler kısmı açabilirsek, aynı zamanda bu ürünlerin satışına büyük katkımız olur diye düşünüyorum dedi.
"Türkiye yöresel ve geleneksel ürünleriyle uluslararası ticaretten aldığı payı artırmalı"
ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran ise konuşmasında, Türkiyenin yöresel ve geleneksel ürünleriyle bu alanda uluslararası ticaretten aldığı payı artırması gerektiğini belirterek, "Biz bir yandan yerli, milli teknoloji üretmeye yoğunlaşmalı, diğer yandan yöresel ve geleneksel ürünlerimize hak ettiği değeri kazandırmalıyız" diye konuştu.
Bereketli hilal içinde yer alan Türkiyenin, farklı mikro klimaları, geniş tarımsal topraklarıyla zengin biyolojik çeşitliliğe sahip olduğuna dikkat çeken Baran, her yıl 100 milyondan fazla insanı besleyen Türkiyede hemen her yörenin kendine has geleneksel ürünleri bulunduğunu dile getirerek, "Hatayın ipeği, Taşköprünün sarımsağı, Siirtin battaniyesi, İpsalanın pirinci gibi 446ı coğrafi işaret tescili almış, 2 bin 500ü aşan sayıda ürünümüz mevcut" şeklinde konuştu.
Dünyada, tüketimin fabrikasyon üretimlerden, yerel ve geleneksel ürünlere kaydığını ifade eden Baran, bu ilginin devasa bir ekonomi oluşturduğunu, üretim kaynağı olan yöreleri kalkındırdığını ve yeni iş alanları açtığını kaydetti. Kırsal kalkınmaya katkıda bulunacak ve ülke ekonomisine ivme kazandıracak coğrafi işaretli ürünlerin zirvede ele alınacağını anlatan Baran, coğrafi işaretin dünyada toplam 200 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaştığını bildirdi. Baran, Türkiyenin yöresel ve geleneksel ürünleriyle bu alanda uluslararası ticaretten aldığı payı artırması gerektiğini dile getirerek, "Yerel ve geleneksel ürünlerimizin Avrupada tescillenerek uluslararası pazara açılması durumunda yıllık 20 milyar dolarlık bir katkı sağlayabileceği belirtiliyor" aktarımında bulundu.
ATO olarak "kültürel parmak izleri" olan coğrafi işaretli ürünleri gündeme taşıdıklarını hatırlatan Baran, "Zirve, tüccarlarımız dünya pazarında ticaret yapsın, şehrimiz ve ülkemiz ekonomik alanda, dünya başkentleriyle ve gelişmiş ülkelerle yarışsın diye yapılıyor. Bu toprakların bütün güzelliklerinin milli mücadelenin karargahı Ankara üzerinden dünyaya tanıtılması yakışırdı ki biz de buna talip olduk. Bu şehrin birikimi, ticaretin merkezi olmayı hak edecek kadar büyük" değerlendirmesinde bulundu.
Amaçlarının, Ankarada Türkiyenin bütün coğrafi işaretli ürünlerinin satışa sunulacağı bir merkez kurmak olduğunu belirten Baran, şöyle konuştu:
"İlimize gelen yerli ve yabancı turistler, bu merkeze geldiklerinde Siirtin battaniyesini, Malatyanın kayısısını, Kayserinin sucuğunu alarak geri dönsün. İşte bunu başardığımızda Ankaramız Anadolunun dünyaya açılan kapısı misyonuna ulaşacak. Başkentimiz sadece 5,5 milyonluk nüfusa sahip bir şehir değildir, 80 milyonun şehridir ve 80 milyonun ürettiği bütün güzelliklerin sorumluluğunu taşıyor. Biz bir yandan yerli ve milli teknoloji üretmeye yoğunlaşmalı, diğer yandan, yöresel ve geleneksel ürünlerimize hak ettiği değeri kazandırmalıyız."
Konuşmaların ardından, SesVerSus A-Capella isimli grup açılış töreninde gösteri yaptı. Programda, zirvenin düzenlenmesine katkıda bulunan, Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan, Metro Türkiye Yöneticisi Birol Uluşan, Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Kırbaş, Konya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Fatih Özgökçen, Pankobirlik Genel Müdürü Taner Taşpınar ve Verimlilik Vakfı Başkanı Cemalettin Kömürcüye plaketleri, Emine Erdoğan tarafından verildi.
ATO Başkanı Gürsel Baran ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın eşi Emine Erdoğana günün anlam ve önemine binaen saf ipek üzerine Nallıhan iğne oyası ile işlenmiş bir kaftan hediye etti.
Emine Erdoğan, zirvenin ardından ATO Başkanı Baran ile Coğrafi İşaretli Ürünler Fuarının açılışını yaparak kurdelesini kesti. Siirt ve Rize başta olmak üzere çeşitli il ve ilçelerin yöresel ürünlerinin sergilendiği stantlardaki coğrafi işaretli ürünleri inceleyen Emine Erdoğan, hatıra fotoğrafı çektirdi. Emine Erdoğan, Çayeli standında ise fuarı gezen vatandaşlara kuru fasulye ikramında bulundu. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi standında ise Emine Erdoğana, Belediye Başkanı Fatma Şahin eşlik etti. Burada Emine Erdoğana Türk Bayrağı şekli verilen baklava ikram edildi. Ayrıca, Ankara Kedisi de hediye edilen Emine Erdoğan, bir başka stantta ise Ankara keçilerini sevdi.
2. Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesinin açılışına, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Ankara Valisi Vasip Şahin, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Milletvekilleri Emrullah İşler, Fatih Şahin, Lütfiye Selva Çam, Jülide Sarıeroğlu, Fatma Betül Sayan Kaya, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, TOBB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve Ankara Ticaret Borsası Başkanı Faik Yavuz, ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Oda ve Borsa başkanları, belediye başkanları, büyükelçiler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, ATOnun meclis ve komite üyeleriyle çok sayıda vatandaş katıldı. Zirve ve fuar üç gün boyunca ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.