#Ekonomi | İHA
04 Eyl 2019 / Çar 20:40
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yüksek faize karşı olduğunu belirterek, "Benim faize alerjim var. Yüksek faize karşıyım. Enflasyonda 10 puanlık düşüş olurken, faizde kredilerde 8 puan, konut kredilerinde 13 puan, ihtiyaç kredilerinde 10 puan gerileme yaşandı. Bu yılın ikinci çeyreğinde ilk çeyreğine göre yüzde 1,2 oranında bir büyüme oranı yakaladık." dedi.
Sivas Kongresinin 100. yılı etkinlikleri kapsamında Orta Anadolu Ekonomi Forumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın katılımı ile Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezinde yapıldı. İstanbul, Akdeniz ve Ege Bölgesinden sonra Anadoluda ilk kez Sivasta gerçekleştirilen Forumda konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik gelişmelere dikkat çekerek, "AK Parti döneminde başlayan büyük ekonomi hamlesinin zirve noktası küresel finans krizinin 2009 yılındaki etkilerini bir kenara bırakacak olursak yaklaşık olarak 2013-2014 yıllarıdır. Bu dönemde büyümede yüzde 11lere kadar varan oranlara ulaştık. Milli gelirimiz 957 milyar dolara kadar çıktı. İnşaattan otomotive, ihracattan turizme döviz rezervlerinden kamu borçlanma faizlerine ve enflasyona kadar her alanda gerçekten çok güzel bir tablo ile karşı karşıya idik" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiyenin IMFye olan borcuna ilişkin, "Göreve geldiğimizde IMFye borcumuz 23.5 milyar dolardı. 2013 yılı Mayıs ayında IMFye olan borcumuzu sıfırladık. IMF borcumuz yok. Bitti o iş. 27.5 milyar dolar Merkez Bankamızın döviz rezervi vardı. Hamd olsun şimdi orada da 100 milyar doları yine aynı şekilde aştık. Başbakanlığım döneminde bir ara 136 milyar dolara kadar döviz rezervimizi çıkarmıştık ama yine orayı yakalayacağız" şeklinde konuştu.
Faize karşı olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benim faize alerjim var. Yüksek faize karşıyım ve bunda iyi bir noktaya gelmişti. Çünkü yüzde 63de almıştık biz faizi ve 4.2ye kadar düştük. O zaman enflasyon 7.6 idi. Maalesef bu Gezi Olayları ile vesaire ile beraber dışarıdan çelme takıldı, sıkıntı yaşadık. Bütün bunlarla beraber şuanda yeniden faizde yeniden düşüş başladı. Faizdeki düşüşle birlikte enflasyonda da düşüş 15.1e kadar düştü. Şimdi politika faizi daha da düşecek. Ben buna inanıyorum, çünkü yeni Merkez Bankası yönetimi bu konu da bu anlayışı ortaya koydu. Bununla da iş kalmayacak, faiz doğru orantılı olması hasabiyle enflasyonu da aşağıya doğru etkileyecektir. Bütün bunlarla beraber bizim güçlenme sürecimiz artarak devam edecek. Bu konudaki adımlar Türkiyenin 2020 yılını çok çok iyi karşıladığının alametidir. Bizler şuanda finans yönetiminde çok daha başarılı bir ülke konumundayız. Finans yönetimindeki bu başarı bizi ekonomide çok daha güçlü bir hale getirmektedir açıklamasında bulundu.
İhracattaki açıklamalar doğrultusunda Türkiyenin iyi bir konumda olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Turizmde hamd olsun ciddi manada turist akışı var. Bu yıl herhalde 52 milyon turisti bulacağız. Bu rakam Cumhuriyet tarihimizin en büyük rakamı. 52 milyon turist ülkemize gelecek. Yani adeta öyle eşantiyon rakamlarla turist değil, artık hakken parasını veren turist geliyor. Bu konuda şuanda Rusya birinci, Almanya ikinci sırada. Böyle bir akım var. Avrupa bunun da dışında sıralara girmiş vaziyette. Artık Çinden de turist akışı başladı" diye konuştu.
Enflasyon oranlarına dikkat çeken Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Enflasyonda 10 puanlık düşüş olurken faizde, kredilerde 8 puan, konut kredilerinde 13 puan, ihtiyaç kredilerinde 10 puan gerileme yaşandı. Bu yılın ikinci çeyreğinde ilk çeyreğine göre yüzde 1,2 oranında bir büyüme oranı yakaladık. Fakat 2020 ile ilgili bir büyüme oranı veriyorum, ona kilitleneceğiz. Oda büyüme oranını kesinlikle inşallah yüzde 5 olarak planlayacak ve bunun üzerinde oynayacağız. İnşallah bu yılın ikini yarsında çok daha güçlü büyüme oranları bekliyoruz. Bu 2020nin alt yapısını oluşturacak. İhracatta artış devam ederken ithalattaki köpüğü azalttık 17 yıldır ilk defa cari fazla veren işlemler dengesine kavuştuk. Bu yılın ilk 8 ayındaki ihracatımız 117.2 milyar dolarla rekor kırarken, ihracatın ithalatı karşılamada oranı da yüzde 85,6yı buldu. Böylece ekonomimizin en büyük sorunu olarak gösterilen cari açığı meselesini çözme yolunda önemli mesafe kat emiş olduk. Yaşadığımız her tecrübe Türkiyenin önünde kurulan tuzakların karşı taraf açısından maliyetini yükseltiyor ve başarı şansını azaltıyor."