#Bursa |
24 Kas 2017 / Cum 13:40
Ünlü tarihçi Prof
Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Uludağ Üniversitesinde öğrencilerle bir araya geldi. binlerce öğrencinin ilgi gösterdiği etkinlikte metrelerce kuyruk oluştu. Öğrenci ile Ortaylı arasındaki mikrofon diyaloğu ise salonu kahkahaya boğdu.
Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Topluluğu öğrencilerinin organize ettiği etkinlik kapsamında Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi Büyük Salonunda öğrencilerle buluşan Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, büyük ilgiyle karşılaştı. Binlerce öğrenci içeriye girmek için uzun kuyruklar oluştururken, bir diğer salonda da program ekrana yansıtıldı. Masada duran mikrofona uzanamayan Ortaylı, kürsüye çıkmak istedi. Ortaylı, Kızım bu mikrofon burada olmaz. Bu masaları kullanmayın. Bunlar konferans masaları değil, bunlarla çay içilir deyince salondan kahkaha sesleri yükseldi.
Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yücenin moderatörlüğünde gerçekleşen panelde konuşan Ortaylı, Türkiyede sanayileşmeye değinerek, Bir memleket 1950den sonra becerikli bir başbakan iş başına geldi diye sanayileşmez. Çünkü sanayileşmek düğünde dans etmeye benzemiyor. Bir düğünde bile dans etmek için ciddi bir eğitim lazım. Mesela Yunanların bizdeki horon tipi dansları ile bizimki arasında çok fark vardır. Bizim çiftetellimiz maskaralıktır. Orada seyredersen ne olduğunu anlarsın dedi.
Tarihin tahribatını görmekle ömrünün geçtiğini dile getiren Ortaylı, Türkiye o kadar bilinçlenecek ki. Hayatı sadece artan ihracat ve zenginlikten değil, yaşadığımız çevre ve korumak zorunda olduğumuz tarihten ibaret olduğunu anlayacaklardır. Bu dünyayı yeniden düzenlemek gerekecek. Bunu yapmadığımız takdirde önce ruhen, sonra da fiziki olarak hastalanırız diye konuştu.
Reşat Nuri Güntekinin Çalıkuşu romanından övgü ile söz eden Ortaylı, Herhalde Çalıkuşunu okumuşsunuzdur. Orada Feride ile Kamuranın yaşadığı aşk hikayesi anlatılmamaktadır. Orada bir memleketin manzarası çiziliyor. Ben bunun kadar başarılı bir kitap bulamadım. Atatürkün de keyifle okuduğu bir kitaptır. Senin okuduğun aşk romanları da benzemez. Yani 19. asrın Türkiyesinin bir tarifidir. Türkçesi de çok düzgündür. Atatürk gibi biri Fransızca okuyabildiğine göre öyle romanların yerine bunu okuyorsa bir bildiği, hissettiği bir şey var demektir şeklinde konuştu.
Türkiyede eğitim sisteminin yıkılması Halk Partisinin kendi kapattığı Köy Enstitüleri ile değil, 1970lerde Eğitim Enstitülerinin kepaze şeklinde kapatılması ile olmuştur diyerek konuşmasını sürdüren Ortaylı, Bu kapatılma şöyle oldu; biz terörü önleyeceğiz diyerek 3 ayda mezun ettiler herkesi. Türk öğretmenliği orada mahvoldu. Bunu tekrardan restore edecekleri yerine tekrardan eğitim fakülteleri kurdular. Bunların fonksiyon ve başarıları inan tartışılır. Kimse kusura bakmasın. Ciddi olarak bunların tartışılması gerekir. Bana göre olumlu kanaatim yok. Ben ortaokulu hem yabancı bir okulda hem de Atatürk Lisesinde okudum. Benim Atatürk Lisesinde tanıdığım Eğitim Enstitüsü mezunu öğretmenler Avustralya Lisesindeki öğretmenler arasında yoktu dedi.