#Bursa |
09 Ara 2017 / Cmt 11:16
Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof
Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tayyar Arı, çok sayıda peygambere ve üç semavi dine ev sahipliği yapan Kudüsün, Müslüman dünyası için son derecek kıymetli olduğunu söyledi.
ABDnin aldığı kararı şiddetle kınadıklarını vurgulayan Dekan Arı, ABD Başkanı Trumpın Tel Avivdeki büyükelçiliğini Kudüse taşıma kararı alması ve Kudüsü İsrailin başkenti olarak tanıması, İslam dünyasında infiale yol açmıştır. Çünkü hem Müslümanların ilk kıblesi hem de Miracın gerçekleştiği yer olan Mescid-i Aksanın içinde yer aldığı Kudüs çok sayıda peygambere ve üç semavi dine ev sahipliği yapmış olup, Müslüman dünya için çok kıymetlidir. Ayrıca dört yüzyıl Osmanlı hâkimiyetinde kalmış olan Kudüs ve Filistin Türkiye için tarihsel sorumluluğunun devam ettiği bir yerdir. Kudüs ancak ve ancak bağımsız Filistin Devletinin başkenti olacaktır. Müslüman dünya butür oldu-bittileri kabul etmemelidir. Uluslararası hukuka ve barış sürecine aykırı olan ABDnin bu tavrını kınıyoruz ve Müslüman dünyanın tümü tarafından da ciddi şekilde kınanması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca bu kararın ABD ve İsrail için mutlaka bir maliyeti olmalıdır diye konuştu.
"İsrail destekçisi ABD işgalin sorumlusudur"
ABD yönetimlerinin 1967de Filistini ve Kudüsü işgal eden ve BMnin 242 ve 338 sayılı kararlarına rağmen bu işgali sürdüren İsrailin her zaman arkasında olduğunu kaydeden Tayyar Arı, ABD ve İngilterenin desteğiyle Osmanlı sonrasında bu coğrafyada hâkimiyet ve varlık tesis eden ve bunu işgallerle sürdüren İsrailin bu tavrı yine aynı devletler tarafından sürekli desteklenmiştir. Dünyanın başka bir ülkesinin İsrailin Filistinde ve Kudüste yaptığı gibi işgalci bir anlayışı özellikle de Güvenlik Konseyinin kararlarına rağmen sürdürmesi mümkün değildir. İsrail, Kudüsü 1980de başkent olarak ilan ederken, BM buna tepki olarak aynı yıl 478 sayılı kararı kabul ederek İsrailin tek taraflı girişimini kınamış ve tanımadığını açıklamıştır. Bugüne kadar ABD dışında hiçbir ülke İsrailin Kudüs konusundaki tek yanlı politikasını desteklememiştir. Sadece Amerikan Kongresi 1995te İsraildeki büyükelçiliğini Tel Avivden Kudüse taşınmasını tavsiye eden bir yasayı kabul etmiştir. Bill Clinton zamanında kabul edilen bu yasanın, Amerikan çıkarları dikkate alınarak diğer başkanlar tarafından da uygulanması ertelenmiş olsa da ABDnin pozisyonunu göstermesi açısından önemlidir. ABDnin bölgesel politikasının merkezinde her zaman İsrail vardır ve İsrailin güvenliği meselesi tüm Amerikan yönetimleri için temel bir öncelik olmuştur dedi.
"ABD 1995te aldığı kararı neden bugün uyguladı"
Trumpın göreve geldiği ilk günden itibaren Amerikanın müesses nizamı ve derin devletiyle başının dertte olduğuna işaret eden Arı, "Yaptığı hamlelerle iyice köşeye sıkıştığının altını çizdi. Dekan Arı şöyle devam etti: İçeride devam eden soruşturma ve yargılamaların kendine uzanma ihtimali gündemde olan Trump, Siyonist lobinin ve Evanjelik Siyonist Hristiyan kesimin desteğini almak istemektedir. Ayrıca, bu süreci Suudi-Mısır-BAE ve İsrail arasındaki ittifaktan da ayrı düşünmemek gerekir. ancak şüphesiz Müslüman dünyanın kendi aralarındaki parçalanmışlık ve bölgenin içine düşündüğü kaotik ortamın da bunda çok büyük rolü vardır. Ancak tüm bu girişimlerin ne Filistin sorununa ne de aşırılıkla ve terörle mücadeleye bir katkısı olmayacağı gibi bu sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getireceği unutulmamalıdır. İslam ülkelerinin dayanışmasına vesile olması ise en büyük umudumuzdur. Müslüman dünya kendi sorunlarını çözme konusunda yeni ve kararlı bir irade ortaya koymalı ve Müslüman halklar arasında yeni işbirliği mekanizmaları arttırılmaldır.