#Asayiş | İHA
29 Ağu 2022 / Pzt 09:57
Kocaelinin Darıca ilçesinde damadı tarafından hunharca öldürülen kayınpederden geriye sadece mutlu görüntüleri kaldı. Abisinin cenazesini kendi elleriyle yıkadığını belirten Davut Akçay, "Etrafını açtığımızda ilk düşündüğüm şey şuydu; abim öldürülmemiş, abim kavga etmemiş, abim tartışmamış. Abim çaresiz bırakılarak öldürülmüş ve öldükten sonra işkence edilmiş. Kafasına keserle vurulmuş, gırtlağı kesilmiş" dedi.
Olay, 12 Temmuzda Kazım Karabekir Mahallesi Sokullu Caddesi Yeni Devir Sokak üzerinde meydana geldi. Boşanma aşamasında olduğu eşiyle tartışan Z.E. (37), bir süreliğine Eskişehirde yaşayan babası Cafer Tayyar Akçayın (65) yanına gitti. Babası çifti barıştırmak için kızı Z.E. ile birlikte damadının yaşadığı Darıca ilçesindeki evine geldi. Burada damat M.E. (40) ile eşi ve kayınpederi arasında tartışma çıktı. Tartışmanın daha da büyümesi üzerine M.E., eline geçirdiği keserle eşinin başına vurarak ağır yaraladı. Gözü dönen koca, daha sonra da bıçakla kayınpederini öldürdü. Olayın ardından M.E., polis ekipleri tarafından yakalandı. M.E., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öldürülen kayınpederden ise geriye en mutlu anlarında çekilen görüntüler kaldı.
"Dünüm bugünümden çok daha iyi"
Olay günü abisinin kendisini aradığını ve Darıcada olduğunu söylediğini aktaran Cafer Tayyar Akçayın kardeşi Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Çayırova Belediyesi Meclis üyesi Davut Akçay, "Darıcada olduğunu söyleyince tedirgin oldum. Tekrar abimi aradım, neden geldiğini sordum. Damatla kızım tartışmışlar. Kızımın kayınpederi ve kayın biraderi eski eve geldiler. Oturduk, muhabbet ettik, konuştuk. Biz bir aileyiz dediler. Darıcaya gidelim, bunların arasını bulalım dediler. Anlaşamıyorlarsa ayıralım, bu meseleyi bitirelim dediler. Ben de onlarla beraber Darıcaya geldim dedi. Bugün akşam oturacağız, konuşacağız, bu meseleyi çözeceğiz dedi. Ben de gitmek istedim ama abim bana Gelme dedi. Ben de eve geldim ama hep tedirgindim. Saat gece 01.30 civarında kapıma sert bir şekilde vurdular. Kapıyı vuranın kardeşimin eşi olduğunu gördüm. Cafer abim Darıcada kavga etmiş haberin olsun dedi. Ben de apar topar üzerime bir tişört geçirerek çıktım. Hastaneye geldiğimizde acil serviste 10-15 tane polis gördüm ameliyathanenin önünde. Ben hiç aklıma getiremedim ama kardeşim polisleri görünce Abim ölmüş dedi. Doktor bize böyle bir şey söylemeden kardeşim bana bunu söyleyince ben de Saçmalama, böyle bir şey mi olur? dedim. 5-10 dakika sonra doktor çıktı, herkesi ağlatan, bizi de ağlatan haberi söyledi. Abimizin rahmetli olduğunu söyledi. Anlatması, yaşaması zordu. Hala çok zor. Dünüm bugünümden çok daha iyi" dedi.
"Abim hunharca öldürülmüş ve öldürüldükten sonra işkence edilmiş"
Abisine yapılanları hazmedemediğini kaydeden Akçay, "Bu bir öldürme şekli değil. Bu bir cinayet şekli. Bu kesinlikle tasarlanmış bir cinayet. Tesadüfi olan veya bir kavgada yapılan bir şey değil. Abim zaten kavga etmemiş. Abimin kavga etmesine izin verilmemiş. Abim hunharca öldürülmüş ve öldürüldükten sonra işkence edilmiş. Abimin cenazesini ben yıkadım. Abimin bedenine neler yapılmış, bunu görmek istiyorum dedim. Yıkama yerine girdim. Hocalarımız geldiler. Etrafını açtığımızda ilk düşündüğüm şey şuydu; abim öldürülmemiş, abim kavga etmemiş, abim tartışmamış. Abim çaresiz bırakılarak öldürülmüş ve öldükten sonra işkence edilmiş. Kafasına keserle vurulmuş, gırtlağı kesilmiş. Vücudunda 8-10 bıçak yarası vardı, bunların 5i kalp bölgesine atılmış. Öyle ustaca atılmış ki maddenin etkisinde olan bir insan öyle ustaca atamaz. Kol dümdüz bir şekilde yukarıdan aşağıya kadar kesilmiş, yandan doğru da kesilmiş. Hiçbir şekilde mücadele edemediğini anladım. Çünkü abimin elleri benim ellerimden çok daha temizdi öldüğünde. Ben kavga etsem, karşımda 10 kişi gelse, 10 kişi ellerinde 20 bıçakla bana saldırsa o 20 bıçağa karşı ben ellerimle karşılık veririm. Başka hiçbir şeyle karşılık vermem. Abim hiçbir şekilde karşılık vermemiş, kavgaya karışmamış. Olduğu gibi yatağında saldırıya uğramış. Kaç kişi tarafından, bir kişi tarafından mı bilmem, kimsenin de günahını almak istemiyorum. Kimseyi töhmet altında bırakmak istemiyorum. 1 kişiyse 1 kişi, 5 kişiyse 5 kişi, ben bunun peşindeyim diye konuştu.
"Abim o şekilde öldürülürken o apartmanda hiç kimsenin duymaması beni şok ediyor"
Polis ve sağlık ekibine durumu başka apartmanlardaki vatandaşların haber verdiğini dile getiren Akçay, "Abim o şekilde öldürülürken, kızına keserle vurulurken o apartmanda hiç kimsenin duymaması beni şok ediyor. Ambulansı komşular çağırıyor, polisi komşular çağırıyor. O eve en yakın ev 10 metre uzaklıktadır. 10 metre dışarıdaki bir apartman, çevredeki bütün apartmanlar sesi duymuşlar, herkes ışığını yakmış o eve doğru bakarken, abim bir üstte hunharca katledilirken alt kattaki kardeş veya baba veya abla, kim varsa duymaması bana göre çok manidar. Abimin canını aldılar ve benim canımın yarısını kesip aldılar. Eğer kasıtlı olarak birileri tarafından biliniyordu da böyle bir olayla karşı karşıya kalındıysa bütün suçluların kesinlikle gerekli cezayı almasından yanayım. Hastanede abimin 20 yaşında torunu vardı. Ben hiç bir şey duymadım, sadece bir ses duydum, bir bağırtı sesiydi. Biz kardeşimle yatıyorduk. Kapıyı açtığımda babam dedemin odasından çıkıyordu. Elinde keser ve bıçak vardı. Üzeri hep kandı. Onu görünce korktum kapıyı kilitledim. Babam bizim kapımıza keserle vurdu. Ondan sonra babam dış kapıya doğru yöneldi, kapıyı açtı, dedemle amcam içeriye girdi. Biz korktuk, kapıyı açamadık. Sonrasını hatırlamıyorum. Babamla dedem aşağıya indikten sonra ben mutfağa baktım, orada veya salonda herhangi bir tartışma olmamış. Bütün mutfak dolapları kapalı, herhangi bir dağınıklık yoktu dedi şeklinde konuştu.
Suçluların yakasını bırakmayacağım
Cafer Tayyar Akçayın Eskişehirden Darıcaya gelişine de anlam veremediğini vurgulayan Davut Akçay, "Eğer abimin damadı yaptığından pişmansa, eşiyle barışmak istiyorsa damadın babası abimi buraya getirmek yerine, tutsaydı oğlunun kolundan Eskişehire götürseydi. Otursaydı abimin karşısına, deseydi ki; Baba ben bir yanlışlık yaptım, özür diliyorum. Abimin elini öperdi, kayınvalidesinin elini öperdi, eşinden özür dilerdi, eşini de alıp Darıcaya dönerdi. Ben öyle anlıyorum ki bu çocuk ailesini tehdit etti. Aile bundan korktuğu için, kendi canlarından korktuğu için gitti, abimi bir şekilde kandırdı, getirdiler ve o çocuğun eline bıraktılar. Ben Türk adaletine, Türkiyenin hukukuna, Türk polisine Türk milliyetçisi bir insan olarak sonuna kadar güveniyorum. Suçluların yakasını bırakmayacağım. Bir kişiyse de beş kişiyse de suçluların üzerine hiç korkmadan gideceğim. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" ifadelerini kullandı.